Ankara'da, Esra Hankulu’nun ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle yargılanan Ümitcan Uygun hakkında ‘kasten öldürme’ suçundan mütalaa verildi. Ümitcan Uygun hakkında ‘ağırlaştırılmış müebbet’ istenen davanın mütalaasında, Ümitcan Uygun'un, Esra Hankulu'nun cansız bedenine yatakta bulunduğu pozisyonu vererek evden ayrıldığına yer verildi.
Ankara'nın Mamak ilçesinde Esra Hankulu'nun ölümüne ilişkin Ümitcan Uygun'un da aralarında bulunduğu 3 sanığın yargılandığı davada savcılık, esasa ilişkin mütalaasını dava dosyasına sundu.
Cumhuriyet savcısı tarafından Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan esas hakkında mütalaada, 3 Ağustos 2021'de Mamak ilçesi Akdere semtinde sanıklar Ümitcan Uygun, Furkan G. ve Dilan C'nin de olduğu evde, Hankulu'nun künt kafa travmasına bağlı iç kanama sonucu yaşamını yitirdiği anlatıldı.
'YATAKTA BULUNDUĞU POZİSYONU VEREREK EVDEN AYRILDI'
Mütalaada, olay günü sanık Uygun'un odada Hankulu'ya şiddet uyguladığı, böylece maktulün düşürülmesi veya kafasının sert ve künt bir zemine çarptırılması sonucunda hayatını kaybettiği, ardından sanığın cesede yatakta bulunduğu pozisyonu vererek evden ayrıldığı kaydedildi.
'ÜMİTCAN UYGUN TARAFINDAN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ BELİRLENMİŞTİR'
Adli tıp raporlarında maktulün ölümünden önceki 24 saat içinde beyin kanaması geçirdiği, ölümün maktulün evde olduğu ve kötüleştiği 01.00 ile 12.30 arasındaki saat diliminde olduğu, o süre içerisinde sanık Uygun'un evde bulunduğu belirtilen mütalaada, şu tespitlere yer verildi:
"Sağlık ekiplerinin müdahalesi esnasında maktulün çenesinin kitlendiği gözetildiğinde, olayın gece saatlerinde sanığın maktul ile birlikte aynı evde oldukları vakitte olduğu anlaşılmıştır. Alınan raporlardan ve sanıkların beyanlarından anlaşılacağı üzere vücuttaki darbelerden sonra bir saat içerisinde maktulün kustuğu ve şuurunun bozulduğu, bu şekilde maktul Hankulu'nun Ümitcan Uygun tarafından öldürüldüğü belirlenmiştir."
'BENİ BU İŞE KARIŞTIRMAYIN'
Sanık Uygun'un olay günü maktulü darbettiği ifade edilen mütalaada, "Bu darbeler neticesiyle maktulün vücudunun birçok yerinde bası, ekimoz ve sıyrık izleri oluştuğu anlaşılmaktadır." değerlendirilmesinde bulunuldu.
Uygun'un maktulü uyku halinde öldürdüğüne ilişkin bir delil ve iddia olmadığı, Hankulu'nun ölmeden önce sanığa karşı kendisini savunduğu, bu durumun da maktulün yaralarından anlaşıldığı belirtilen mütalaada, maktulün başına aldığı darbe ile ölümü arasındaki nedensellik bağının adli tıp raporlarıyla tespit edildiği kaydedildi.
Kişinin olay sırasında alkollü olması ya da ilaç almasının tek başına "kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme" suçunu oluşturmadığı vurgulanan mütalaada, bu nedenle sanığın "kasten öldürme" suçundan cezalandırılması gerektiği belirtildi.
Mütalaada, Furkan G. ve Dilan C'nin olaydan sonra Uygun'un telefonda, "Beni bu işe karıştırmayın" demesi üzerine kolluktaki ifadelerinde Uygun'un adını vermedikleri aktarıldı.
Furkan G. ve Dilan C'nin Hankulu'ya ait telefonu sakladıkları ve polis ifadesinde Uygun'un ismini vermedikleri, bu nedenlere sanıklara, "suç delillerini karartmak" suçundan hüküm kurularak 5'şer yıla kadar hapse mahkum edilmeleri talep edildi.
NE OLMUŞTU?
Mamak ilçesi Akdere semtindeki eve 3 Ağustos'ta ihbar üzerine giden emniyet ekipleri, Esra Hankulu'nun (25) hayatını kaybettiğini belirlemişti. Bunun üzerine olay gecesi Hankulu ile aynı evde kalan şüpheliler Ümitcan Uygun, Furkan G. ve Dilan C. gözaltına alınmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Ümitcan Uygun'un Hankulu'yu öldürdüğü, diğer iki sanığın ise suç delillerini kararttıkları belirtilmişti.
Bu kapsamda sanık Uygun'un, kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbete, tutuksuz sanıklar Furkan G. ve Dilan C'nin de suç delillerini karartmaktan 5'şer yıla kadar hapse mahkum edilmesi istenmişti.