Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini su kaynaklarının bilinçli kullanımı, ormanların korunması ve deniz ile akarsuların temiz tutulması konularında ihmalkar davranmakla eleştirdi. Erdoğan, "30 sene önce kokudan, kirlilikten kurtardığımız Haliç konusunda umursamazlık söz konusu. Haliç, maalesef günden güne 1994 öncesi durumuna geri dönüyor." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, DSİ tarafından yapımı tamamlanan 564 tesisin toplu açılış törenine katıldı.
"Temiz su kaynaklarına erişim beka meselesidir" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir Körfezi'ndeki kirlilik tartışmasına ilişikin, "Lafa gelince 'çevreciyiz, doğayı seviyoruz' diyorlar ama İzmir Körfezi'nin kirlenmesini önleyecek dişe dokunur hiçbir adım atmıyorlar" diye konuştu.
Konuşmasında İmamoğlu'na da tepki gösteren Erdoğan, ”Bundan 30 sene önce kokudan ve kirlilikten kurtardığımız Haliç konusunda da aynı umursamazlık, aynı ciddiyetsizlik söz konusu. Boğaz’ın incisi olan Haliç, maalesef, günden güne 1994 öncesi durumuna geri dönüyor." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Birazdan açılışını yapacağımız 77 şehrimizdeki bu projelerin ülkemiz ve milletimiz için hayırlar getirmesini temenni ediyorum. 8’i baraj; 48’i gölet; 1’i yer altı barajı; 115’i sulama tesisi; 26’sı içme suyu tesisi; 1’i Hidroelektrik Santrali; 15’i arazi toplulaştırma ve tarla içi geliştirme hizmeti; ve 350’si taşkın kontrol tesisi olmak üzere toplam 564 yeni tesisimizi bugün resmen hizmete veriyoruz.
Toplam yatırım bedeli 98 milyar lira olan bu eserlerle; 185 milyon metreküp hacminde su depolama kapasitesi geliştiriyor; 1 milyon 147 bin dekarlık araziyi sulamaya açıyoruz. Ayrıca yıllık 224 milyon metreküp içme suyu sağlamış; günlük 402 bin metreküp içme suyu arıtma kapasitesi ilave etmiş oluyoruz
Su bizim hem inancımızda, hem tarihimizde hem de kültür dünyamızda hayati yer tutar. Kurduğumuz medeniyet bahçelerini suyla yeşerttik. Su yollarının bakım ve inşasının yanında halka ücretsiz su dağıtmak için su vakıfları kurduk.
Küresel ısınma, kuraklık, kentleşme ve plansız sanayileşme nedeniyle su kaynaklarımız olumsuz etkileniyor. Tüm bunlarla beraber hızlı tüketim kültürü ve su kirliliği gibi tehditlerle kullanılabilir su kaynaklarımızın hızla erimesine yol açıyor.
'TEMİZ SU KAYNAKLARINA ERİŞİM BİR BEKA MESELESİDİR'
Doğadaki bozulmanın temel sebebi kaynakların hoyratça kullanılması ve bilinçsizce tüketilmesidir. Temiz su kaynaklarına erişim bir beka meselesidir. Pek çok alanda gecikme telafi edilebilir ama su konusunda yaşanacak telafisi imkansız sonuçlar doğuracaktır. İklim kriziyle mücadeleye en fazla destek veren ülkeler arasındayız. Toplumsal farkındalığı artırmaya çalışıyoruz. Sıfır atık projesiyle israfı önlemeyi amaçlıyoruz.
Suyu, toprağı havayı ve ormanları bizden sonra gelecek nesillere emanet olarak görmemiz gerekir.
Su yoksa tarım yok, gıda yok, bizi ve canlıları hayatta tutacak dalımız yok demektir. Tarım ve gıda sektöründe suyun en yoğun şekilde kullanıldığı alanlar. Suyu gıda güvenliği olarak görmemiz gerekir. Su kaynaklarımızı etkin kullanmalıyız. Türkiye, su zengini değil su stresi yaşayan bir ülkedir. O yüzden israf edecek bir damla suyumuz olamaz. Su kaynaklarımıız kirletmeyi bu ülkeye yapılmış en büyük ihanetlerden biri olarak görüyoruz.
'MUHALEFET PARTİLERİ İHMALKAR DAVRANIYOR'
Muhalefet partileri su kaynaklarımızın bilinçli kullanımı, ormanlarımızın korunması, deniz ve akarsularımızın temiz tutulması noktasında ihmalkar davranıyor. 30 sene önce kokudan, kirlilikten kurtardığımız Haliç konusunda umursamazlık söz konusu. Haliç, maalesef günden güne 1994 öncesi durumuna geri dönüyor.
Tarıma, ormana, çevreye dair hususlar sadece bir siyasi partinin değil 85 milyonun tamamının ortak meselesidir. 22 yılda yeni baraj ve göletler inşa ederek 50 milyar metreküplük su depoladık ve depolanan su miktarını 184 milyar metreküpe çıkardık"