MİT Başkanı Kalın'ın HTŞ lideri Colani'nin kullandığı araçtaki fotoğrafı tartışılırken, Dışişleri Bakanı Fidan'dan sürpriz buluşmaya ilişkin açıklama geldi: Uluslararası toplumun, bölgenin ve Türkiye'nin görüşlerini karşı tarafa iletti ve karşı tarafın da verilerini aldı. Bu veriler Ürdün'deki toplantıda değerlendirildi.
"BÖLGE VE BATILI ÜLKELERLE İSTİŞARE EDEREK GÖNDERDİK"
Suudi Arabistan TV kanalı Al Hades'e konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 61 yıllık Baas rejiminin yıkılması sonrası Şam'a giden MİT Başkanı Kalın'ın ziyareti hakkında açıklama yaptı: "Biz İbrahim Bey'i göndermeden önce hem bölge ülkeleriyle hem de Batılı ülkelerle geniş bir istişare içerisinde bulunduk. Şam'daki yeni yönetimle dünya ülkeleri nasıl iletişim kurmalı? Yaptığımız temaslarla genel bir algı ve talebi gördük ve herkesin üzerinde aşağı yukarı ittifak ettiği belli prensipler belirlendi."
"MESAJI VERDİ, ALINAN BİLGİLER DE AKABE'DE KULLANILDI"
Terör örgütlerinin yeni dönemde Şam'dan istifade etmemeleri, özellikle azınlıklara karşı iyi davranılması. Hristiyanlar, Kürtler, Aleviler, Türkmenler başta olmak üzere... Suriye'de kapsayıcı bir hükümetin kurulması ve komşularına tehdit olmaması gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı. İbrahim Bey, uluslararası toplumun, bölgenin ve bizim görüşlerimizi karşı tarafa iletti. Karşı tarafın da verilerini aldı. Biz o verileri Ürdün'deki toplantıda alacağımız kararlara temel teşkil eden görüşmeler yaptık.”
HAKAN FİDAN’DAN MİT BAŞKANI İBRAHİM KALIN’IN ŞAM ZİYARETİ AÇIKLAMASI: BİZİM MESAJIMIZI İLETTİ ONLARIN MESAJINI DA ALDI
Dışişleri Bakanı Fidan, Suudi basınına Suriye’deki gelişmeleri değerlendirdi. MİT Başkanı Kalın’ın Emevi Camii’nde namaz kılması ve temaslarına açıklık getiren Fidan ‘Terör örgütlerinin yeni dönemde Şam’dan istifade etmemesi, azınlıklara karşı iyi davranılması, kapsayıcı bir hükümet gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı. İbrahim Bey bu görüşleri uluslararası toplumun, bölgenin ve bizim tabii ki görüşlerimizi karşı tarafa iletti. Karşı tarafın da verilerini aldı’ dedi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suudi Arabistan merkezli Al Hades kanalına verdiği mülakatta Suriye’deki son gelişmelere dair soruları yanıtladı. MİT Başkanı Fidan’ın Şam ziyaretine de açıklık getiren Fidan şunları söyledi:
“Suriye’de 13-14 yıllık yoğun bir çileli dönemin ardından yeni bir döneme girdik. Türkiye özellikle Suriye muhalefetinin yapıcı bir şekilde sorunu çözmesi için çok çalıştı. Esad gerek halkıyla barışmada, gerek milyonlarca insanı geri getirmede, gerek halihazırda Suriye’de bulunan insanlara hizmet götürmede, temel hizmetleri götürmede, ekonomide başarısız olunca artık sistem kendiliğinden çöktü. Türkiye böyle bir sürecin asla parçası olmadı. Harekat başladıktan sonra, HTŞ ve diğer muhalifler tarafından harekat başladıktan sonra, bunun en kansız, en problemsiz, en maliyetsiz şekilde nasıl olması için yoğun bir çaba gösterdik, ama onun öncesinde hiçbir ülkeyle veya hiçbir grupla bir araya gelip böyle bir planlama ve çalışma içerisinde olmadık.”
"ESAD’IN GİDİŞİNİ RUSLAR ORGANİZE ETTİ"
Fidan, Esad’ın kim tarafından arandığı, ülkeyi terk etmesine sebep olan olayın ne olduğuna yönelik soruya “Muhataplarımızın Şam’la belli bir trafik teması içerisinde olduğunu biliyoruz, onlar bize söylediler o gün ama birebir hangisi, hangi seviyeden direkt kendisiyle konuştu, o konuda bilgim yok ama benim bildiğim mesaj iletildi.” yanıtını verdi. Türkiye’nin bazı mercilerle işbirliği yaparak Esed’in Suriye’den çıkmasına olanak tanıdığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını vurgulayan Fidan, bunun Türkiye’nin yapacağı bir iş olmadığına ve bu konuda Türkiye’nin bir rolü bulunmadığına dikkati çekti. Esad’ın Suriye’den çıkmasına Türkiye’nin olanak tanıdığı iddiasına cevap veren Bakan Fidan “Yok, asla doğru değil. Bu bizim yapacağımız bir şey de değil. Bu, Ruslar kendileri ilan ettiler kendileri bu işi organize edip götürdüklerini. Bu konuda bizim bir rolümüz yok” ifadelerini kullandı.
"BİZİM VE DÜNYANIN MESAJINI İLETTİ"
“Türkiye İstihbarat Şefinin Şam ziyareti nasıldı ve hangi kanaatlerle ve mesajlarla Türkiye’ye döndü?” sorusuna Bakan Fidan “Terör örgütlerinin yeni dönemde Şam’dan istifade etmemeleri, özellikle azınlıklara karşı iyi davranılması, Hristiyanlar, Kürtler, Türkmenler başta olmak üzere. Daha sonra kapsayıcı bir hükümetin kurulması gibi, komşularına tehdit olmaması gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı. İbrahim Bey bu görüşleri uluslararası toplumun, bölgenin ve bizim tabii ki görüşlerimizi karşı tarafa iletti. Karşı tarafın da verilerini aldı. Önceliğimiz Esad’ın yaptığı hataların tekrarlanmaması” diye konuştu.
"TÜRKİYE ASLA HTŞ’NİN ÖNÜNÜ AÇMADI"
“Bazıları aslında uluslararası bağlamda bir masada oturuldu ve Esed’in gitmesi konusunda uzlaşıldı ve ardından aslında şu an Şam’ın düşmesine kadar varan süreç böylelikle işletilmiş oldu ve HTŞ’nin ilerlemesi için önü açıldı diye bir söz var, bir söylenti var. Siz ne diyorsunuz?” sorusuna Fidan, Türkiye’nin böyle bir sürecin parçası olmadığı yanıtını verdi. “Suriye’de hem sivil hem demokratik bir devlet istiyoruz. Hassas geçiş döneminde kuzey ve güneydeki grupların konsolidasyona gitmesi önemli” diyen Kalın Obama döneminde ABD’nin Suriye yaklaşımını da açıkladı: “6-7 sene önce Biden Başkan Yardımcısıydı, Türkiye’ye geldi, Cumhurbaşkanımızla görüştü ve biz Beşşar’ın gitmesini istemiyoruz dedi. Bu onun değil İsrail’in görüşüydü. İsrail hiçbir zaman için Beşşar’ın gitmesini istemedi.”
"YPG’Yİ ULUSLARARASI TERÖRİSTLER YÖNETİYOR"
Dışişleri Bakanı, PKK’nın bölgedeki durumuna da değindi: “YPG, PKK’nın Suriye’deki bir koludur, Türkiye’den ve Avrupa’dan gelmiş uluslararası terörist savaşçıların yönettiği bir organizasyon. Bunu her ne kadar Amerikalılar dünyaya farklı şekilde pazarlasalar da olayın özü bu. Artık bu yalan ortadan kalkmalı. PKK’nın hem Suriye’de Arap topraklarını işgal etmesi, hem Suriye halkının tamamına ait olan doğalgaz ve petrol kaynaklarının üzerine oturması, Kürtlere, Araplara muazzam kötü davranması artık son bulmalı.
"TEMEL AMACIMIZ GÖÇÜ ENGELLEMEKTİ"
Konuşmasında, Türkiye’nin Suriye’deki politikasına değinen Fidan, bu politikanın 13 yıl boyunca birkaç boyutlu olduğu ve bunlardan en önemlisinin de muhalefetiyle barışmayan Esad’dan dolayı Türkiye’ye mülteci gelmesini önlemek olduğunun altını çizdi. Fidan, Türkiye’nin bu yüzden ileri hatlarda kontrolü elinde tutan muhalif unsurlar ile çalıştığını aktararak, şöyle devam etti: “Özellikle Suriye Milli Ordusu, Ulusal Kurtuluş Cephesi, bunlar Türkiye’nin birebir çalıştığı yerlerdi. İdlib’de, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) kontrolü altında 4 milyon Suriyeli vatandaş yaşıyordu. Bunların belli bir kriz esnasında Türkiye’ye gelmesi mümkündü. Bu krizlerin çıkmaması, oradaki varlığın istikrarlı devam etmesi için bizler tabii ki belli bir koordinasyon içerisinde hep olduk ve o süreç içerisinde de heyeti tanıma imkanımız oldu.”