Suriye'nin devrik lideri Beşar Esad, Rusya'ya kaçtıktan sonra ilk kez açıklama yaptı. 8 Aralık'ta HTŞ kontrolü ele alana kadar ülkeden ayrılmayı planlamadığını söyleyen Esad, "Moskova acil tahliyemi sağlama talimatı verdi. Bu, askeri noktaların düşmesinin ve devletin geri kalan kurumlarının da felç olmasının ardından gerçekleşti." dedi.
Heyet Tahrir El-Şam (HTŞ) öncülüğündeki silahlı muhaliflerin başkent Şam'ı ele geçirmesiyle devrilen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 8 Aralık'ta ülkeyi terk edip Rusya'ya kaçmasının ardından ilk kez açıklama yaptı.
Suriye Cumhurbaşkanlığı sosyal medya hesabından, "Açıklamayı Arap ve uluslararası medya kuruluşları aracılığıyla yayımlamaya yönelik birkaç başarısız girişimin ardından tek geçerli seçenek eski cumhurbaşkanlığının sosyal medya hesaplarında yayımlamak oldu." notuyla paylaşılan Esad'ın açıklaması şöyle:
"Suriye’de terörün yayılması ve 7 Aralık 2024 Cumartesi akşamı Şam’a ulaşmasıyla birlikte, Başkan’ın kaderi ve nerede olduğu hakkında sorular gündeme gelmeye başladı. Bu durum, gerçeğin çok uzağında olan söylentilerin ve hikayelerin ortasında, uluslararası terör eylemlerini Suriye için bir özgürlük devrimi gibi gösterme girişimlerini destekleyen bir zemini oluşturdu.
Esad’ın mal varlığı ortaya çıktı
'ZAMANI GELDİĞİNDE DETAYLARI DA PAYLAŞACAĞIM'
Vatanın tarihinde kritik bir an yaşanırken gerçeğin bir yeri olması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle kısa bir açıklama yapılması gereklidir. Ancak koşullar ve güvenlik nedenleriyle iletişimin tamamen kesilmesi bu açıklamayı yapmaya fırsat tanımadı. Aşağıdaki kısa noktalar, sonrasında yaşanan olayların detaylı bir anlatımının yerine geçmez fakat uygun bir zaman geldiğinde bu detaylar da paylaşılacaktır.
'8 ARALIK'A KADAR ÜLKEYİ TERK ETMEDİM'
Öncelikle söylendiği gibi ülkeden planlı bir şekilde ayrılmadım. Ayrıca savaşın son saatlerinde de ülkeyi terk etmedim. 8 Aralık 2024 Pazar sabahının ilk saatlerine kadar Şam’da sorumluluklarımı yerine getirmeye devam ettim.
'ÇATIŞMALARI TAKİP ETMEK İÇİN LAZKİYE'YE GEÇTİM'
Terörün Şam’a yayılmasının ardından, Rus dostlarla koordinasyon içinde çatışmaları takip etmek için Lazkiye’ye geçtim. Hmeymim Üssü’ne ulaştığımda tüm cephe hatlarından birliklerin geri çekildiği ve ordunun son noktalarının düştüğü ortaya çıktı. Aynı zamanda bu bölgedeki askeri durum kötüleşirken insansız hava araçlarıyla Rus askeri üssüne saldırılar da arttı.
'MOSKOVA ACİL TAHLİYE TALİMATI VERDİ'
Üsten herhangi bir yöne çıkış imkânsız hale gelince Moskova, üssün komutanlığına 8 Aralık 2024 Pazar akşamı – yani Şam’ın düşüşünden bir gün sonra – acil tahliyemi sağlama talimatı verdi. Bu, askeri noktaların düşmesinin ve devletin geri kalan kurumlarının da felç olmasının ardından gerçekleşti. Olaylar sırasında benim ya da başka birinin sığınma talebi ya da istifa etme konusu gündeme gelmedi. Tek seçenek, terör saldırısına karşı savunma savaşını sürdürmekti.
'BEN HALKIMI SATMADIM'
Bu bağlamda, savaşın ilk gününden itibaren ülkesinin kurtuluşunu kişisel kurtuluşuyla takas etmeyi reddeden, halkını çeşitli teklifler ve vaatler karşısında satmayan kişinin ben olduğumu vurgulamak isterim. Aynı kişi, subayları ve askerleriyle birlikte çatışmaların en sıcak ve en tehlikeli noktalarında, teröristlerden sadece birkaç metre ötede cephede durmuştur. O kişi, savaşın en zor yıllarında ailesi ve halkıyla birlikte kalarak başkentte defalarca teröristlerin ilerlemesi ve bombardımanı altında karşı koymuş ve mücadele etmiştir. Filistin ve Lübnan’daki direnişi yalnız bırakmayan, kendisine destek olan müttefiklerini yarı yolda bırakmayan kişi, kendi halkını terk edecek ya da ordusuna ihanet edecek biri olamaz.
'GÖREVDE KALMANIN BİR ANLAMI YOKTU'
Hiçbir zaman kişisel düzeyde makam peşinde koşan biri olmadım. Aksine, kendimi bir milli projenin sahibi olarak gördüm ve desteğimi bana inanan halkın iradesinden aldım. Bu halkın devletini koruma, kurumlarını savunma ve tercihlerinin arkasında durma yetisine olan inancımı her zaman korudum. Devlet terörün eline geçip artık hiçbir şey yapılamaz hale geldiğinde makamın da bir anlamı kalmaz. Bu noktada görevde kalmanın da bir anlamı yoktur. Bu, hiçbir koşulda Suriye’ye ve halkına olan gerçek, köklü bağlılığımdan vazgeçtiğim anlamına gelmez. Bu bağlılık, makam ya da koşullardan bağımsızdır. Umutla dolu olan bu bağlılık, Suriye’nin yeniden özgür ve bağımsız olacağı güne kadar sürecektir."