Trafik polislerinin yaptığı radar hız uygulamasını diğer sürücülere selektör yaparak haber veren sürücülere kesilen idari para cezaları, yeni bir tartışmayı beraberinde getirdi. Birçok hukukçu böyle bir uygulamanın hukuka aykırı olduğunu, sürücülerin bu cezalara itiraz etmesi gerektiğini belirtiyor. İşte detaylar...
Düzce'de İl Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı trafik ekipleri tarafından radar hız tespit uygulaması yapıldı. Ancak radar noktalarının bazı sürücüler tarafından karşı yönden gelen sürücülere araç farlarıyla selektör yaparak bildirildiği belirlendi. Bunun üzerine, radar aracının bulunduğu noktanın ilerisine trafik polisleri tarafından ikinci bir denetim noktası kuruldu.
Selektör yaparak karşı yönden gelen sürücüleri radar konusunda uyaran araçlar bu ikinci noktada durduruldu. 66 sürücüye 690'ar TL idari para cezası yazıldı. Sürücüler, cezalar karşısında şaşkınlık yaşarken konu hukukçular arasında da tartışma yarattı.
SÜRÜCÜLERE SELEKTÖRLE RADAR UYARISI YAPMAK SUÇ MU?
Avukat Tolga Şirin, bu uygulamanın ve kesilen cezaların Anayasa'ya da aykırı olduğunu belirterek, ceza alanların iptal için başvurmaları gerektiğini bildirdi.
Sosyal medya hesabından konuya ilişkin bir paylaşım yapan Av. Tolga Şirin, şu ifadeleri kullandı:
"Eğer radar konusunda 'sürücüyü ikaz eden cihaz imal etme veya bulundurma' suçlarından (2918 s. Kanun md. 51/5) ceza kesiliyorsa burada açıkça sorun var.
Kıyasla suç ve ceza ihdas edilmez.
Bu cezanın kanuni dayanağı kuşkulu olduğu gibi selektör yapıp söndürme ediminin herhangi bir suça (?) denk düştüğü de kanıtlanmaya ayrıca muhtaç."
Av. Tolga Şirin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin 'İyi İdare Konusunda Üye Devletlere Tavsiye Kararı'na (CM/Rec/2007/7) atıf yaptığı kararlarından birinde Yargıtay’ın bu tür uygulamalarla ilgili şu saptamada bulunduğunu hatırlattı.
SELEKTÖR CEZASI İPTAL EDİLİR Mİ?
"Kişilerin can ve mal güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerini, yol kullanıcılarına ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapmasını beklemek, trafik kurallarının konuluş amacına uygun olmadığı gibi araç sürücülerine tuzak kurulması anlamına gelecektir ki bu durum, çağdaş hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz ve kabul edilemez." (7. CD, K. 2014/14281)
Bu uygulama ve cezaların Anayasa'nın 38. maddesine de aykırı olduğunu belirten Av. Tolga Şirin'e göre ceza alanlar iptal için başvuruda bulunmalı.
Hukukçu Gönenç Gürkaynak da sosyal medyada konuyla ilgili görüşünü paylaştı.
"Bir yolda radar olduğu ve trafik polisi tarafından hız kontrolü yapıldığı konusunu selektörle birbirine haber veren sürücülerin hukuki durumunu ve hatta bunun sosyolojisini detaylıca değerlendirmeye karar verdim" diyen Av. Gönenç Gürkaynak, şu ifadeleri kullandı:
"Çocukluğumda bol bol gittiğimiz Ankara-Biga-Ankara yolunda bazen babamın yaptığı bazen de bizim arabaya doğru yapılan 'ileride radar ve hız kontrolü var, yavaş git dostum' anlamındaki selektör iletişimini hep çok sevmişimdir. Hukuk hiçbir zaman vatandaşla vatandaşı birbirinden koparıp aralarına girebilecek kadar sevimli olamaz.
O selektörün anlamı 'sonra yine basarsın' değildir, 'akıllı ol'dur. Bir kardeşin diğerini anne veya baba azarından kollayacak tedbiri alması yahut aynı okulda öğrenci iki yakın arkadaştan birinin diğerini öğretmen gazabından koruması anındaki kucaklaşma neyse, selektör anındaki vatandaş kucaklaşması da odur. Hatta selektör anındaki kucaklaşma daha kalitelidir.
Zira birbirini bir daha asla görmeyecek ve birbirlerinin kim olduğunu bilmeyen iki yabancı, saf bir birbirine aidiyet duygusuyla anlık iletişim kurmaktadır. Öğrendim ki, bazı yollarda ve yerlerde polisimiz bu kucaklaşma anı ile mücadeleye girişmiş. O mücadele hem abestir hem de polisin yetki ve görevlerini aşmaktadır."
Av. Gönenç Gürkaynak, "Vatandaşın vatandaşı hukuku ihlal etmekten alıkoyması, hız sınırlarını aşmak gerekçesiyle idari para cezasına çarpılmasını engellemek amacıyla koruması ve radar uygulamasından haber vermek üzere karşı yönden gelen araçlara selektörle durumu işaret ederek bildirmesi hukuka uygundur. Polisin selektör yapan araç sahiplerine idari para cezası vermesi hukuka aykırıdır" diye belirtti.
"POLİSİN PARA CEZASI VERİRKEN DAYANDIĞI MEVZUAT BU DURUMA UYARLANAMAZ"
Av. Gönenç Gürkaynak, konuya pozitif hukuk yönünden bakıldığındaysa, polisin ilgili para cezasını verirken dayandığı mevzuatın kişinin gözle gördüğünü bir başkasına haber vererek uyarması durumuna uyarlanamayacağını dile getirdi:
"O mevzuat özel teçhizat kullanmak suretiyle radar uygulamasını öğrenerek süratini düşürenlerin bu türden ekipman kullanmalarına dair düzenleme getirmektedir."
Siyasihaber'de yer alan habere göre, Av. Gönenç Gürkaynak, devamında şu ifadeleri kullandı:
"Gerçi kanımca o düzenleme de Anayasaya aykırı ama o başka bir konu. Bu türden teçhizat kullanımına özgülenmiş mevzuatı yorum yoluyla vatandaşın vatandaşla sinyal yoluyla iletişim kurmasına uygulayanlar, zaten pozitif hukuk yönünden lafzi olarak dahi yürütülemeyecek bir yorumu yürütmüş ve mevzuatın kapsamı dışına tamamen çıkmış olur.
Konuya hukukun doğası ve doğal olan mantıki yorum çerçevesinde bir ülkede hukukun uygulamasının ne olması gerektiği yönünden bakarsak da durum değişmeyecektir. Radar uygulama alanından hemen evvel bir benzincide birbirinin aksi istikamete gitmekte olan iki şoför birbirleriyle çay içip sohbet ederken Biri diğerine 'radar var, yavaş git' diyecek olsa tam o sırada tuvaletten çıkmakta olan ve bunu duyan bir polis memuru onlara idari para cezası yazabilir mi?
Yazamaz. Neden? Zira, biri yönünden kurduğu cümlenin ta kendisi hukuka aykırı değildir diğeri yönünden ise henüz herhangi bir ihlal gerçekleşmemiştir. Peki bu durum seyir halinde selektörle yaşanırsa farkı nedir? Fark yoktur. İki gerçek kişi arasındaki bu türden basit iletişimin ta kendisini hukuka aykırı kılacak bir mevzuat mevcut bulunmadığı gibi bu türden bir hukuka aykırılığı icat etmeye kalkışmanın bir hukuk sistemi ve devlet için mantığı da yoktur.
Nitekim, eğer pozitif hukuk konuşacaksak, aynı devlet ve hukuk sistemi belli bir yolda radarla hız sınırı uygulaması yapıldığını haber vermekle mükelleftir. Bunu kamu görevlisinin işaretlemesi yerine vatandaşın birbiri için işaretlemesi hukuka aykırı kılınamaz. Kaldı ki, konuyu amaç yönünden inceleyecek olursak, yollara sıklıkla sahte polis arabası ve polis memuru panosu koyarak bir anlık sürat düşüşünü hedefleyen bir hukuk uygulamasının, tamamen aynı sonucu veren bir selektör yapma işleminin ta kendisini hukuka aykırı kılmaya kalkışması amaçsal anlamda da çelişkilidir.
Bu sebeplerle, Türkiye'de kırk yıldır şahit olduğum vatandaş dayanışmasının hukuka uygun olduğu ve icat edilen uygulamanın hukuka aykırı olduğu kanaatindeyim. Selektörle kucaklaşmaya devam."
"EMSAL KARAR VAR, İTİRAZ EDEN SÜRÜCÜLER BÜYÜK İHTMALLE KAZANIR"
Öte yandan konuyla ilgili konuşan Adli Bilirkişi Dr. İbrahim Can ise, "Sürücüler, birbirlerine burada radar uygulaması var diyerek, selektör yaparak haber veriyorlar. Bu bir tür yardımlaşma olarak algılanıyor toplumda ama bu selektörün, yani uzun farların yakılıp kapatılması şeklindeki eylem, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 127. maddesine aykırı. Bundan ötürü idari para cezası kesilebilir. Ama trafik polisinin ceza kestiği kanun maddesi 51'e 5 veya diğerleri ise bu usule aykırı olacaktır" dedi.
"Mevzuatta yazan maddenin doğrudan alınıp, belki kötü niyetli diyebiliriz, belki suistimal edilerek diyebiliriz, toplum yararına aykırı bir şekilde kullanılmaması gerekir" diyen Dr. İbrahim Can, idari para cezası yazılan sürücülerin emsal kararı da kullanarak itiraz etmeleri gerektiğini kaydetti.
Dr. İbrahim Can, "Usulen öncelikle cezayı indirimli olarak süresi içerisinde ödemeleri ardından da Sulh Ceza Hakimliği'ne itiraz yoluna gitmeleri gerekiyor. Çok büyük bir ihtimale de bu itiraz kazanılır. Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin 2014 yılında da bir emsal kararı var" ifadelerini kullandı.
Dr. İbrahim Can, "Selektör kullanımının bazı hassas durumları var. İnsanların gözünü alabilir, epilepsi hastaları gibi çeşitli kişilerde tetikleyebilir veya paniğe de sürükleyebilir. Selektör yapmak bir işaretleşme aracı değildir. Deniz fenerlerindeki gibi bir mantıkla kullanmak doğru değildir. Bunun da ihlal edildiği hallerde 127. madde dediğimiz yönetmelik kullanılabilir. Özellikle arazi araçları, cipler veya kamyonların üzerinde birçok sis farı oluyor. Bunlar yaktıklarında karşı taraf resmen kör oluyor. Bunları da bu şekilde kullanmamak lazım" dedi.
MEVZUAT NE DİYOR?
Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 'Araç Işıklarının Kullanılması' başlıklı 127. maddesinde, "Karşı yönden gelen araç sürücülerinin ve karayolunu kullanan diğer kişilerin gözlerini kamaştıracak bütün hallerde, uzağı gösteren ışıkların yakılması yasaktır" ifadesi yer alıyor.
Kesilen cezalara dayanak gösterilen Karayolları Trafik Kanunu'nun 51. maddesinde ise, "Hız sınırlarının aşılıp aşılmadığını, tespit etmekte kullanılan cihazların yerini tespit veya sürücüyü ikaz eden her türlü cihazın imalı, ithali ve araçlarda bulundurulması yasaktır" deniliyor.