Ülkü Ocakları Genel Başkanı tarafından tehdit edilen Müsavat Dervişoğlu, Sinan Ateş’in vurulduğu yerde basın açıklaması yaptı. Dervişoğlu, "Adresimi ve yerimi bilemezler diye buradayım." dedi, Meclis'te grubu olan bir parti lideri tehdit edildiği halde savcıların neden hâlâ harekete geçmediğini sordu.
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Ankara'da, Sinan Ateş’in öldürüldüğü yerde basın açıklaması düzenledi. Dervişoğlu, kendisine yönelik tehditlerin 22 Ekim'de başladığını öne sürdü, "Abdullah Öcalan TBMM'ye gelip konuşacak, ona umut hakkı vaat edilecek ama Müsavat Dervişoğlu Ankara'nın sokaklarında gezemeyecek öyle mi? Havanızı alırsınız." tepkisini gösterdi.
MHP lideri Bahçeli, 22 Ekim'de, bölücü terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın DEM Parti Meclis grubunda silah bırakıldığını ilan etmesini istemişti.
DEM Parti heyeti Bahçeli'nin çağrılarının ardından İmralı'ya gitti, Öcalan ile görüştü. Heyet parti ziyaretlerinin gerçekleştirirken Dervişoğlu bu süreçte tehdit edilmeye başladığını söyledi.
ÜLKÜ OCAKLARI BAŞKANI: BELANI BİZDEN BULMA
Dervişoğlu, Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım'ın kendisini, "Müsavat, biz senin dansözlük yapma heveslisi olduğunu çok iyi biliyoruz. Sen git, tasmanı tutanları eğlendirmek için dansözlüğünü yap! Sabrımızı sınama; belanı da bizden bulma!" sözleriyle tehdit etmesi üzerine Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in katledildiği sokakta basın açıklaması yaptı.
Dervişoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Burada kimseye cevap vermek için bulunmuyorum. Çünkü her ahlaksızlığa cevap verirsem, her ahlaksıza cevap verirsem o zaman ahlaksızlığa paye vermiş olurum. Siyasi muhataplarım bellidir. Dolayısıyla mütekabiliyet sınırında kalarak onlara cevap vermeyi demokrasinin şahsıma yüklediği bir sorumluluk olarak addediyorum.
Neden bu basın toplantısını yapıyorum? Madem ki ahlaksızlara cevap vermeyeceğim... Sorumlulukları olanlara sorumluluklarını hatırlatmak üzere buradayım. Onun için bu açıklamayı yapıyorum.
Adresimi bilemeyebilirler, beni sağda solda aramak zorunda kalmasınlar. Onların en iyi bildikleri bir yerde bu basın toplantısını gerçekleştiriyorum. Bir tehdit ve hakaret oldu. Üzerinden 16 saat geçti.
'TEHDİT EDİLDİM, SAVCILAR NEDEN HAREKETE GEÇMİYOR?'
Ben TBMM'de grubu olan bir partinin genel başkanıyım. Bir tehdit ve hakaret olduğunda durumdan vazife çıkarması gereken kişi ve kurumlar vardır.
Üzerinden 16 saat geçmiş olmasına rağmen Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı tarafından atılmış bir adım yoktur. Bir tweet'ten, dil sürçmesinden, köşe yazısından insanları sabaha karşı evinden alıp savcılığa götüren sorumlular bugün neden vaziyet almıyorlar bunun cevaplanmasını istiyor ve kendilerini görevlerini doğru biçimde yapmaya davet ediyorum.
Korkuyorlar mı? Öyleyse kimden? Bu katillerin, tehditkarların hamilerinden mi çekiliyorlar? Biz anayasal hakkımızı kullanarak siyaset yapıyoruz. Bu suçlar sıradan suçlar değil. Bazı insanların suç işleme veya suça azmettirme imtiyazları ve özgürlükleri mi var? Can ve mal güvenliğimiz TBMM'deki sıfatlarımızdan değil vatandaşlık haklarımızdan kaynaklanıyor.
'HER ŞEYİN MİLADI 22 EKİM'
Şahsıma yöneltilen saldırılar ne zaman başladı? Her şeyin miladı 22 Ekim'dir. Abdullah Öcalan'a TBMM'de kürsüde söz hakkı verilmesine talep edildiği noktada ona karşı duruşumdan dolayı bir tehdidin muhatabı oldum. Abdullah Öcalan TBMM'ye gelip konuşacak ona umut hakkı vaat edilecek ama Müsavat Dervişoğlu Ankara'nın sokaklarında gezemeyecek öyle mi? Havanızı alırsınız.
'MHP BİZİM MUHATABIMIZ BİLE DEĞİL'
Biz hep konuşan Türkiye ve demokrasi çağrısı yaptık. İktidara payanda olmakla yetindiği için MHP bizim siyasi rakibimiz ve muhatabımız bile değildir. Kendilerini bugün karşı karşıya bulundukları panik halinden uyanmaya davet ediyorum. Şahsımın tehdit edilmesi umurumda değildir. Üniter devlet yapımıza halel getirecek her adıma karşı çıkacağıma söz veriyorum.
Bu cüret nereden kaynaklanıyor? Nereden beslenmektedirler? Bu ucube rejim, tek adamlık anlayışı tetikçileri içeri yollayıp azmettiricileri dışarıda gezdiriyorsa yazıklar olsun bu memleketin adalet nizamına. Bizi yıldırmak, korkutmak istiyorlar. Biz ilk kez tehdit ve saldırıyla karşılaşmadık. Türkiye'de istibdata asla geçit vermeyeceğiz ve yolcuğumuzu adalet, eşitlik ve hürriyet için sürdürmeye devam edeceğiz."
