Filistin gündemiyle toplanan BM Genel Kurulu'nda konuşan Çavuşoğlu, "Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir" dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu Filistin gündemiyle toplandı. Kurulda konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir" dedi.
Çavuşoğlu şunları söyledi:
Temel insan hak ve adaletin karşısında sessiz kalmak işlenen suça ortak olmaktır. Mevcut durum Filistinlilerin ibadet özgürlüğünün engellenmesi ve zorla evlerinden tahliye edilmesinden kaynaklanmıştır.
Yardım kuruluşlarının bile olduğu binalar bombalanmıştır. Bu olaylar tamamen savaş suçudur. İsrail'in son Gazze'ye yönelik saldırıları bu toprakları dünyanın en büyük açık alan hapishanesine döndürdü. Bugüne kadar Filistin topraklarının nasıl gasp edildiğini gösteren haritadır.
"İSRAİL OLDU BİTTİ YARATMAYA ÇALIŞIYOR"
Bu haritayı dünya iyi görsün, İsrail'in Filistin topraklarını nasıl çaldığını iyi görsün. İsrail oldu bitti yaratmaya çalışıyor.
Şu anda yapılması gereken sadece ateşkesin sağlanması değil, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalini sona erdirmek için uluslararası toplumun seferber edilmesi gerekmektedir.
BMGK sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olması talihsiz ve üzücüdür. Uluslararası barışın korunmasında konsey bir kez daha eylemsiz kalmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünya 5'ten büyütür çağrısının nedeni de budur.
"ENGELLERİN KALDIRILMASI GEREKİYOR"
İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırıları durdurmak için ahlaki tepkiler almanın vakti gelmiştir. Gazze'ye insanı yardımların ulaştırılabilmesi için önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor.
Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.
İsrail'in işlediği suçların hesabını vermesi ve bu saldırıların tekrarının önlenmesi hayati derecede önemlidir
"KALICI BİR ÇÖZÜM İÇİN EN ÖNEMLİ UNSURDUR"
Bu şiddet sarmalından çıkılması da uluslararası toplumun sorumluluğundadır. Barış içinde bir arada yaşayabilmeleri için barış süreci ve vizyonunu yeniden canlandırılması gerekmektekdir. Kudüs'ün statüsünün korunması kalıcı bir çözüm için en önemli unsurdur.
İsrail hükümetinin saldırganlığını eleştirenler hemen anti-semitizmle suçlanıp susturulmaya çalışılıyor.
Oysa bizler İslam düşmanlığı ve Hristiyan düşmanlığı gibi anti semitizmin de de bir insanlık suçu olduğunu düşünüyoruz.
"BU ZULÜM KARŞISINDA SUSMAYACAĞIZ"
İşlediğiniz suçları örtbas etmek için hemen anti semitik suçlamasına tevessül etmeyin. Biz hiçbir şekilde bu zulüm karşısında susmayacağız. Filistinlilerin arasındaki fikir ayrılıklarının da giderilmesi ve uzlaşıya varılması artık elzemdir. Ancak birleşik bir Filistin bu davayı sahiplenebilir ve Filistin halkının acılarına çözüm bulabilir.
Filistin'deki seçimler de daha fazla gecikmeden yapılmalıdır.
Kudüs'te seçimlerin yapılmasını engelleyenin İsrail olduğu unutulmamalıdır. Filistin halkının özgürlük ve haysiyetli bir yaşam yolundaki meşru talepleri daha fazla engellenemez. Türkiye meşru taleplerinin karşılanması ve hak ve özgürlüklerinin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.