MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yeniden gündeme gelen “düşman ceza hukuku” ve “masumiyet karinesi” tartışmalarına X hesabından yanıt verdi. Tutuklamanın masumiyet karinesiyle bağının akademik bir konu olduğunu belirten Yıldız, ölçülülük ilkesine dikkat çekerek, “Mutlak zorunluluk yoksa tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir” dedi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından kamuoyunda yeniden gündeme gelen “düşman ceza hukuku” ve “masumiyet karinesinin ihlali” tartışmalarına ilişkin açıklamada bulundu.
Ceza muhakemesinin, suça konu fiilin işlenip işlenmediği, failin kim olduğu ve fail ile eylem arasındaki bağın kesin olarak ortaya konularak eyleme uygun yaptırımın belirlenmesini hedefleyen uzun ve dikkatli bir süreç olduğunu belirten Yıldız, bu sürecin temel amacının maddi gerçeğe ulaşmak olduğunu vurguladı.
“MASUMİYET KARİNESİ İLE DÜŞMAN CEZA HUKUKU SIKÇA TARTIŞILIYOR”
Son aylarda kamuoyunda en sık dile getirilen kavramların “masumiyet karinesi” ve “düşman ceza hukuku” olduğunu hatırlatan Yıldız, Anayasa’nın 38/4. maddesini anımsatarak, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” dedi. Bu düzenlemenin bir karineyi ifade ettiğini ancak ceza muhakemesinde esas olanın “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi olduğunu ifade etti.
“TUTUKLAMA TEDBİRİ ÖLÇÜLÜLÜK ÇERÇEVESİNDE DEĞERLENDİRİLMELİ”
Tutuklama kararlarına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Yıldız, “Çoğu koruma tedbirinin, özellikle kamu menfaati amacıyla hürriyeti kısıtlaması ve tutuklama tedbirinin masumiyet karinesiyle ne ölçüde bağdaştığı, aslında akademik bir tartışma konusudur. Ceza yargılamasında ‘ölçülülük’ ilkesi ayaklar altına alınmıyorsa, mutlak bir zorunluluk bulunmuyorsa, tutuklama yerine alternatif tedbirler düşünülmelidir” ifadelerini kullandı.
“DÜŞMAN CEZA HUKUKU UYGULANIYOR İDDİASI İFTİRADIR”
Yıldız, bazı çevrelerce gündeme getirilen “düşman ceza hukuku uygulanıyor” yönündeki iddialara ise sert tepki gösterdi. “Tutuklulara düşman ceza hukukunun uygulandığı iddiası iğrenç bir iftiradan ibarettir. Türkiye’de düşman ceza hukuku yoktur. Yeri gelmişken bir kez daha dile getirelim” ifadelerini kullandı.
“YAŞAM HAKKI TÜM HAKLARIN ÖNÜNDEDİR”
Paylaşımında tutukluların sağlık hakkına da dikkat çeken Yıldız, “Hayati tehlikesi bulunan tutuklunun tedavisinin yapılması yasal bir zorunluluktur. İnfaz daha sonra yapılabilir. Yaşam hakkı tüm hakların önündedir” dedi. Açıklamasını “Hayırlı bayramlar” notuyla tamamladı.
Yıldız, şu ifadeleri kullandı:
"Ceza muhakemesi, suça konu fiilin işlenip işlenmediği, işlenmişse failin kim olduğu ve faille eylem arasındaki bağın ne olduğunun tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek eyleme uygun hangi yaptırımın uygulanacağı sorularının cevaplandığı ve bu surette maddi gerçekliğe ulaşmanın hedeflendiği uzun ince bir yoldur.
Son aylarda en çok duyduğumuz şey, 'masumiyet karinesi ve düşman ceza hukuku' terimleridir. Anayasa 38/4’e göre suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz. Söz konusu düzenleme bir karineyi ifade eder. Karine aslında Ceza Muhakemesi'ne yabancıdır. Ceza muhakemesiyle çelişmeyen ilke şüpheden sanık yararlanır ilkesidir.
Çoğu koruma tedbirinin özellikle kamu menfaati amacıyla hürriyeti kısıtlamanın, tutuklama koruma tedbirinin masumiyet karinesi ile ne ölçüde bağdaştığı aslında akademik bir tartışma konusudur. Ceza Yargılamasında 'ölçülülük' ilkesi ayaklar altında kalmıyorsa, mutlak zorunluluk yoksa, tutuklama yerine başka tedbirler düşünülmelidir.
'Tutuklulara Düşman Ceza Hukukunun uygulandığı' iddiası iğrenç bir iftiradan ibarettir. Türkiye’de düşman ceza hukuku yoktur. Yeri gelmişken bir kez daha dile getirelim. Hayati tehlikesi bulunan tutuklunun tedavisinin yapılması yasal bir zorunluluktur. İnfaz daha sonra yapılabilir. Yaşam hakkı tüm hakların önündedir. Hayırlı Bayramlar."
Şimdi mi geldi hukuk aklınıza. Ekonomi çöktü, millet perişan, et yemek çok lüks oldu sayenizde. Hukuk yoksa bir ülkede ekonomi olmaz.
Yanıtla (21) (1)Koltuğun elden gitme riskini gördüler nihayet:))
Yanıtla (0) (0)Tutuklu işi tuhaftır hem özgürlük rafa kalktı izlenimi verir hem mağduru daha kahraman yapar hem de her tutuklunun akrabaları hemen azılı muhalif olur. Mesela gösterilerde tutuklu şahsın akrabaları artık bu partiye oy vermem diyor evet diyor ise kayıp var demektir yani tutuklama ilkel yöntemdir ve şık değildir, can sıkıcıdır. Özünde hürriyet bitiyor izlenimine hizmet eder. Ayrıca ayrışmaya yol açar, misillemeci anlayışa su taşır.. Benim mahallemde eğer yanlış varsa sadece başka mahalleye mercek
Yanıtla (5) (0)Suçsuz tutuklular çıktığında keskinleşir ve iktidara düşman olur.
Yanıtla (0) (0)31 yıl sonra diploma iptal edildikten sonra neyi düşüneceksiniz. 31 yıl dile kolay ömrün yarısı bu ülkede. Neyi garanti edebilir insanlar. Sabaha ne ile uyanmayı düşünebilir. Yazık oldu
Yanıtla (31) (2)Üniversite okumuş mu okumuş, 2 yıl Yavru vatan Kıbrıs'ta okumuş sonra nakil başvurusu yapmiş ve kabul olmuş diplomayı almış 31 sene sonra vay o kabul eden yönetici profesörler 2 gün geç onay vermişler şimdi ben iptal ediyorum iyi de o dönem öğrencilerinin suçu ne? 28 kişinin 31 yıl sonra diplomaları neden Geçersiz sayılır, hukuk 31 yıldır nerdeydi, hukuk geçmişe raci olur mu? Raci olursa öğrenci kabahatli olmaz.
Yanıtla (1) (0)DOĞRU SÖYLÜYOR OĞLU YUNUS EMRE VAKFININ İÇİNİ BOŞALTTI SORUŞTURMA BİLE YAPILMADI.E.İMAMOĞLU'NA SİYASİ YASAK GETİRELİM ADAY OLAMASIN DEMEK İSTEMİŞ.
Yanıtla (1) (0)Feti yıldız doğru söylemiş tutuklama hür ve demokratik yönetimlere yakışmıyor
Yanıtla (3) (1)Tutuklama işi demode oldu hem eroin işinde yer alan insanlık düşmanları, katil ve sapıklar tutuklanır düşüncelerinden ve yürüyenlerden tutuklama mı olur. Nümayiş Süleyman Demirel'in en sevdiği yöntemdi. Ne demişti yollar yürümekle aşınmaz
Yanıtla (6) (0)Hayırlı bayramlar sn gnl başkan yardımcısı günaydın !!!
Yanıtla (0) (0)Sinan Ateş hakkında ki düşüncesini merak ettim.
Yanıtla (22) (1)Tutuklamalarin siyasi adamına göre olduğu kanaati var mı? Evet. Kim bunu değiştirecek kanunu yapar? Kamu görevlisi olursa konu kamu binasına giremez. Haftada İki gün imza verir .Yurt dışı yasağı vb olamaz mı? Kendi adaleti mi hukuksal adalet mi? Kamuya mülakat kalkmalı.Basarili ve eksik kısmı olan Hk eğitim verilir var mı?
Yanıtla (20) (2)Bu görüşe bire bir katılıyorum.... Tutuklama yerine sarayın kral dairesinde misafir edilme olmalı...
Yanıtla (4) (10)Bu baskı rejimden sizde sorumlusunuz
Yanıtla (25) (2)Fethi yıldıza son dönemde bir şeyler oldu. Bülent arınç gibi parti içinde farklı ses çıkarmaya başladı.
Yanıtla (19) (2)