Tüm Türkiye'nin konuştuğu kazaya ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Oğuz Murat Aci'nin ölümüne neden olan 17 yaşındaki sürücü T.C.'nin babası Op. Dr. Bülent Cihantimur, 'şüpheli' sıfatıyla savcılığa ifade verdi. Adli kontrol talebiyle serbest bırakılan Cihantimur, ifadesinde kaza gecesinde yaşananları anlattı. Eylem Tok ve oğlunun kaçış planını sonradan öğrendiğini söyleyen Cihantimur, "Oğlumun Türkiye’ye gelmesi ve adalet önünde hesap vermesi için elimden geleni yapacağım." dedi.
Tüm Türkiye'yi ayağa kaldıran, Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybettiği ve 4 kişinin yaralandığı kazaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma sürüyor. Kazanın ardından önce Mısır'da ardından ABD'ye kaçtıkları tespit edilen yazar Eylem Tok ve oğlu T.C. New York sokaklarında taksiye binerken görüntülendi.
BABA MAHKEMEYE SEVK EDİLDİ
Soruşturmaya ilişkin yeni gelişmeler yaşanmaya devam ediyor. Hakkında yurt dışına çıkış yasağı getirilen T.C.'nin babası ünlü estetik doktoru Op. Dr. Bülent Cihantimur, "şüpheli" sıfatıyla "suçluyu kayırma" suçundan ifade vermek için adliyeye geldi.
Gazetecilerin Eylem Tok'un Türkiye'ye dönüp dönmeyeceğine ilişkin sorularına yanıt vermeyen Cihantimur, yurt dışı çıkış yasağına ek olarak adli kontrol talebiyle serbest bırakıldı.
BÜLENT CİHANTİMUR'DAN YAZILI AÇIKLAMA
Adliyeye gitmeden önce yazılı basın açıklaması yapan Bülent Cihantimur, kaza gününü şu ifadelerle anlattı:
''Eylem Tok, 13 yıl önce boşandığım eski eşim olup; oğlumun annesidir. Birden fazla sağlık kuruluşunun üst düzey yöneticisi olmakla birlikte bu kuruluşlarda aynı zamanda uzman plastik cerrah olarak da çalışmaktayım. 24 yıllık hekimim. Kazanın gerçekleştiği gün, uzun süren bir ameliyat sonrası evime gidip uyudum. Eski eşim Eylem Tok’tan gelen telefon ile kazadan haberdar oldum. Kazadan yaklaşık 1,5 saat sonra Eylem Tok beni aramış. Bana telefon geldiğinde saat gece yarısıydı. Evim Mecidiyeköy’de, kliniğe çok yakın. Hemen bir taksiyle eski eşim Eylem ve oğlumun beraber yaşadıkları eve gittim. Oğlum üst kattaydı, şoktaydı ve konuşabilecek durumda değildi. Eylem de o sırada ev içinde dolaşarak telefon görüşmeleri yapıyordu. Oğlumun durumunu iyi görmediğim için onu öncelikle muayeneye götürüp acil müdahale gerektiren bir durumu olup olmadığını anlamak istedim.
'KAZADA ÖLÜ VEYA YARALI OLDUĞUNU BİLMİYORDUM'
Bu sırada kazada yaralı ya da ölü olduğu tarafımca da bilinmemekteydi. Eylemin telefonunu kapattım ve öncelikle şokta olan oğlumun acil müdahale gerektiren bir sağlık sorunu olup olmadığını anlayalım, sonra da ehliyeti olmadığı için avukatlara bilgi verip yapılması gerekenleri yapalım dedim. Oğlumu alıp orada bulunan elektrikli aracı kendim kullanarak, kliniğe gitmek için yola çıktım. Oğlumu alıp orada bulunan elektrikli aracı kendim kullanarak, kliniğe gitmek için yola çıktım. Bu sırada şirketimiz çalışanlarından Ayşe Ceren S.'yi bahçede gördüm.
'OĞLUM KAZANIN ETKİSİYLE DIŞ DÜNYAYA KAPALIYDI'
Eylem Tok da Ayşe’nin aracına bindi ve arkamızdan gelmeye başladılar. Yolda oğlum ile konuşmaya çalışsam da kazanın etkisiyle dış dünyaya kapalı vaziyetteydi. Bu sırada kullandığım elektrikli araç önce uyarı verdi sonra da şarjı bitti. Bizi izleyen Eylem’in içinde olduğu araç yanımızda durdu. Oğlumu o araca geçirdik ve Eylem’e ‘siz kliniğe geçin çocuk hala şokta ben de şoförümüz Adem’i aradım onunla geleceğim hemen arkanızdan’ dedim. Adem yanıma geldi beni aldı ve kliniğe gittik.
'KAÇIŞ PLANINDAN BU SIRADA HABERİM OLDU'
Kliniğe gittiğimizde kimse yoktu. Eylem’in oğlumu yurtdışına götürme planından, kazadaki yaralılardan kazanın büyüklüğünden ve ölüm olayının yaşandığından bu sırada haberim oldu. Eylem’i defalarca kez aramama rağmen telefonlarını açmadı ve en son telefonunu kapattı.
'OĞLUM TÜRKİYE'DE YARGILANMAYI KABUL EDER'
Oğlum, 16 yaşında; alkol, madde kullanmayan, kötü alışkanları olmayan bir çocuktur. Oğlum o gece yaşadığı şokun etkisinden çıktığında Türkiye’de yargılanmayı ve yaptığı bu hatanın hukuki bedelini ödemeyi kabul edecek bir çocuktur.
'OĞLUMUN TÜRK HUKUKU ÖNÜNDE HESAP VERMESİ GEREKİYOR'
Kaza sonrasında vefat eden Oğuz Murat Aci’nin ailesi ile temasa geçtim. Olanlar için çok üzgünüm. Kayıpların geri getirilemeyeceğini biliyorum. Bununla birlikte kazazede aile için elimden gelen ne varsa ömrümün sonuna kadar yapacağım. Oğlumun da Türkiye’ye gelmesi ve Türk hukuku önünde hesap vermesi gerektiğini düşünüyorum. Oğlumun Türkiye’ye gelmesi ve adalet önünde hesap vermesi için elimden geleni yapacağım. Tüm olanlardan dolayı çok üzgünüm. Bugün ben de çağrılmadığım halde kendi isteğim ile konuyla ilgili olarak ifade vereceğim. İfade vermeden önce kamuoyunu da konuyla ilgili olarak bilgilendirmek istedim."
NE OLMUŞTU?
Eyüpsultan'da seyir halindeki 3 ATV aracından biri arızalanmış, yol kenarına çekilen arızalı araç tamir edilmeye çalışılırken aynı yönde ilerleyen iki araçtan birisi buradaki 3 ATV'ye çarpmıştı.
Kazada yaralanan 5 kişi hastaneye kaldırılmış, yaralılardan Oğuz Murat Aci müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Yapılan incelemede, kazaya neden olan 17 yaşındaki sürücü T.C'nin, olay yerine gelen annesi Eylem Tok'un aracıyla buradan uzaklaşıp saat 02.00 sıralarında İstanbul Havalimanı'na gittikleri, 04.30 sıralarında da Mısır'a uçtukları tespit edilmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Mısır'a kaçan T.C. ve Eylem Tok hakkında yakalama kararı çıkarılmış, sonrasında da kırmızı bülten çıkarılması talebiyle Adalet Bakanlığına yazı yazılmıştı.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da Mısır adli makamlarıyla temasa geçildiğini, ABD'ye gittikleri tespit edilen şüphelilerin iadesi için geçici tutuklama talep evrakının ABD yetkili makamlarına iletildiğini açıklamıştı.
Şüphelinin babası Bülent Cihantimur'un iş yerinde çalışan kurumsal iletişim uzmanı Ayşe Ceren Saltoğlu "suçluyu kayırma" ile "delileri gizleme" suçlarından tutuklanmış, Cihantimur ve kazadan sonra yaralılardan birinin kayıp telefonunu emniyete teslim eden A.K. hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmıştı.