AB'nin Türkiye ile yapıcı bir siyasi diyaloğa şans vermek istediğini ifaden ve bunun olmaması halinde tüm seçeneklerin masada olduğunu söyleyen kararına Dışişleri'inden "Kararlar bazı olumlu unsurlar içerse de geneli gerçeklerden kopuk" tepkisi geldi.
Dışişleri Bakanlığı'ndan Avrupa Birliği Devlet ve Hükümet Başkanları Özel Zirve toplantısında alınan kararlara tepki geldi. Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Ülkemize ilişkin kararların, bazı olumlu unsurlar içermekle birlikte birçok bölümü gerçeklerden kopuktur" denildi.
AB KONSEYİ BAŞKANI: TÜM SEÇENEKLER MASADA
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel, Türkiye’ye yönelik çift yönlü bir strateji izlediklerini, yapıcı bir siyasi diyaloğa şans vermek istediklerini, bunun olmaması halinde tüm seçenekleri masada bulundurduklarını söyledi.
Avrupa Birliği (AB) Liderler Zirvesi'nde, ilk gününün sonunda düzenlenen basın toplantısında konuşan Michel, ağırlıklı olarak Doğu Akdeniz'deki durum ve Türkiye-AB ilişkilerini değerlendirdiklerini aktarmıştı.
"Bugün çift yönlü bir strateji oluşturulmasına imkan tanıyan bir yaklaşım üzerinde mutabık kaldık." diyen Michel, bir taraftan karşılıklı çıkarlara dayalı siyasi bir diyaloğa şans vermek istediklerini, diğer taraftan ise Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimine tam desteklerini ifade ettiklerini bildirdi. Michel, "Türkiye'nin olumlu adımlarını görmemeleri halinde" tüm enstrümanlarını ve seçeneklerini masada tuttuklarını söylemişti.
AB LİDERLER ZİRVESİ SONUÇ BİLDİRGESİ
AB Liderler Zirvesi'nin dün yaptıkları ilk gün toplantıları sonunda, dış politika konularını içeren sonuç bildirisi yayımlanmıştı.
Bildiride, AB'nin, Doğu Akdeniz'deki istikrar ve güven ortamı ile Türkiye'yle iş birliği ve karşılıklı fayda edinmeye dayalı ilişki geliştirilmesinde çıkarı bulunduğu vurgulanmıştı. Bunun için uluslararası hukuk ve AB üyelerinin egemen haklarına aykırı düşecek eylemlerden kaçınmanın mutlak gereklilik olduğu savunulan bildiride, Yunanistan ve Kıbrıs Rum kesimi ile dayanışma vurgusu yinelenmişti.
Bildiride, Türkiye ile Yunanistan arasında güven artırıcı adımların, istikşafi görüşmelerin yeniden başlayacağına yönelik açıklamaların memnuniyetle karşılandığı belirtilerek, Rum yönetiminin egemenliğinin ihlal edildiği ileri sürüldü ve "bunların durması gerektiği" ifadesine yer verilmişti.
Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sınırlandırmalarının diyalog yoluyla ele alınması gerektiği belirtilen bildiride, Türkiye'ye "Kıbrıs Rum yönetimi ile diyalog kurması" çağrısı yer almıştı. Bildiride AB'nin, Kıbrıs müzakerelerinin BM himayesinde yeniden başlamasını desteklediği, "Türkiye'den de bu yönde bir beklenti içinde" olduğu belirtilmişti.
"TÜRKİYE FAALİYETLERİNİ DURDURURSA POZİTİF GÜNDEM BAŞLATABİLİRİZ"
Bildiride, Yunanistan ve Rum yönetimine yönelik yasa dışı olduğu iddia edilen faaliyetlerin durması için yapıcı çabalar olması halinde, Türkiye-AB pozitif siyasi gündeminin başlatılması için AB liderlerinin mutabık olduğu ifade edilmişti.
Pozitif gündemde özel olarak Gümrük Birliğinin güncellenmesi, ticaretin kolaylaştırılması, halklar arasındaki temasın artırılması, yüksek düzeyli diyaloğun geliştirilmesi, 2016'daki Türkiye-AB açıklaması uyarınca göç konularında iş birliğinin devamına vurgu yapılmıştı.
Liderler, AB Konseyi ve AB Komisyonunu, AB-Türkiye gündemini yeniden canlandırmak için teklif geliştirmeye davet etmişti.
"TÜRKİYE TEK TARAFLI ADIMLARINA DEVAM EDERSE TÜM SEÇENEKLERİ KULLANIRIZ"
Bildiride Türkiye'nin, tek taraflı olduğu iddia edilen adımları atması halinde, AB'nin "elindeki tüm enstrümanları ve seçenekleri kullanacağı", bunların AB Antlaşması'nın 29. maddesiyle AB'nin İşleyişi Hakkındaki Antlaşmanın 215. maddesi uyarınca yapılacağı ifadesi yer almıştı.
215. madde, AB'nin üçüncü ülkelere tedbir uygulamasını içeriyor. 29. madde ise üye ülkelerin, ulusal politikalarını AB'nin tutumuyla uyumlu hale getirmesini öngörüyor.
Bildiride, AB Konseyinin gelişmeleri yakından takip etmeyi sürdüreceği, en geç aralık ayındaki toplantısında bunlara uygun kararlar alacağı kaydedilmişti.
ÇOK TARAFLI KONFERANS İSTEĞİ
Doğu Akdeniz konulu çok taraflı bir konferans çağrısı yapılan bildiride ayrıca, konferansın düzenlenmesi konusunda, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in çalışma yürütmesi istenmişti.
DOĞU AKDENİZ'DE NELER OLUYOR?
Dünya aylardır Doğu Akdeniz'de Türkiye ile Yunanistan arasında tırmanan gerilimi konuşuyor. 2009'da bölgede keşfedilen gaz sahalarının ardından dikkatlerin çevrildiği Doğu Akdeniz, kıyıdaş ülkelerinin deniz sınırlarının belirlenememesi nedeniyle gerilimin merkezine dönüşmüş durumda. Hem Türkiye'nin hem de Fransa, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin peş peşe askeri tatbikatlar düzenlediği Doğu Akdeniz'de belirlenecek deniz sınırları aynı zamanda bölgedeki enerji kaynaklarının nasıl paylaşılacağını da belirleyecek. Ancak kıta sahanlığı iddialarında yaşanan ihtilafların derinliği, şimdilik tarafların bir müzakere masasında buluşmasını dahi engelliyor.
ERDOĞAN'DAN AB LİDERLERİNE MEKTUP
Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) dışındaki Avrupa Birliği (AB) üyelerine gönderilen mektupta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-AB ilişkileri ve bu ilişkilerin ilerlemesinin Türkiye için her zaman öncelik taşıyan konuların başında geldiğini ve süreçle ilgili AK Parti iktidarı döneminde çok önemli mesafeler katedildiğini anımsattı
Atina, Türkiye ve Yunanistan'ın deniz sınırları, enerji hakları ve diğer anlaşmazlıkları müzakere etmeyi kabul etmesine rağmen, Avrupa Birliği'nin (AB) Ankara'ya yönelik yaptırımları onaylamasını beklediğini duyurmuştu.
ZİRVE ÖNCESİ NAVTEX
Türkiye Doğu Akdeniz'de bugün yeni Navtex ilan etmişti. Açıklamaya göre NATO üyesi ülkeler 5-9 Ekim tarihlerinde bölgede tatbikat yapacak.