Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler'in savcılık ifadesine ulaşıldı. Yaşar Güler'in ifadesinde "Yaşar Güler'i ben kurtardım" diyen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk ile ilgili olarak ise şüphelerini ortaya koydu.
Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ifadesinde "Yaşar Güler'i ben kurtardım" diyen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk ile ilgili olarak ise şüphelerini ortaya koydu.
CNNTÜRK'ün haberine göre Yaşar Güler ifadesinde kendi emir subayı tarafından nasıl derdest edildiğini anlattı.
Güler, darbeye teşebbüs soruşturmasında tutuklanan ve ifadesinde, "Yaşar Güler'i ben kurtardım" diyen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk ile ilgili olarak ise şüphelerini ortaya koydu.
İŞTE YAŞAR GÜLER'İN İFADESİ
Genelkurmay Başkanlığı'nın 2 numaralı ismi Yaşar Güler'in savcılıktaki ifadesinde darbe girişimi gecesinde kendi emir subayı Mehmet Akkurt tarafından makam odasında nasıl derdest edildiğini ve Eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk ile ilgili şüphelerini anlattı.
"BU BİR TATBİKAT"
Yaşar Güler; "Kapı çalındı. Girmesini söyledim. Birden bir patırtı ile "yere yat, yere yat" sesleri yükseldi. Ben bunlardan bir tanesini tutarak diğer tarafa fırlattım ve yere düştü. Bunun üzerine daha büyük bir öfkeyle üzerime çullandılar ve yüzü koyun yere yatırdılar. İçlerinden bir tanesi kafama ayağı ile bastırdı. Derhal ellerimi arkadan bağladılar. O vaziyette dururken sivil kıyafetli biri sırıtarak omuzuma vurdu. "Komutanım merak etmeyin bu bir tatbikat" gibi alaycı ifadelerle konuşunca baktım benim emir subayım Mehmet Akkurt olduğunu gördüm."
CUNTACILARIN BAŞINDA EMİR SUBAYI
Güler, darbecilerin arasında geçen konuşmalardan odadaki 10 kişinin başındaki ismin kendi emir subayı olduğunu anladığını ifade etti. Kafasına yüzünü kapatacak şekilde bere geçirilen Güler, sürürklenerek önce koridora ordan da 3 kat aşağıya indirilerek Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na götürülmek istendi ancak diğer askerlerin direnişleriyle karşılaştılar.
Güler ifadesinde yaşadıklarının devamını şu sözlerle anlatıyor;
"Kapıyı açtırmayınca Mehmet Akkurt araçtan indi. Oradaki birilerine kapıyı aç yoksa ateş edeceğim diye bağırdı ve ardından ateş ettiğini bve karşı taraftan da mukabil ateşle karşılık verildiğini anladım. Benim bulunduğum araca mermiler isabet ediyordu. O anda solumda bulunan şahsa şiddetli bir şekilde vurdum bunun üzerine beni araçtan çıkarıp dizlerimin üzerinde sürükleyerek başka bir araca götürdüler."
ÇARPICI AKIN ÖZTÜRK DETAYI
Güler ardından Akıncı Üssü'ne götrürüldüğünü ve orada elleri ve ayaları bağlı saatlerce tutulduğunu ifade etti.
Güler Akıncı Üssün'de yaşadıklarını da anlatarak "Yaşar Güler'i ben kurtardım" diyen Akın Öztürk ile ilgili şüpheleri olduğunu da ifade etti.
"Birden kapı açıldığını duydum ve Orgeneral Akın Öztürk'ün sesini duydum. "Yav Yaşar sen burada ne geziyordun, senin burada olduğundan hiç haberim yok" dedi. Kurtarıldıktan sonra bütün bunlar başımdan geçerken yan odada da Genelkurmay Başkanı'nın tutulduğunu öğrendim Dolayısıyla şu andaki değerlendirmeme göre benim yakalanıp getirilmemden bu saate kadar haberinin olmamasının mümkün olmadığını söylemeliyim. İçeri girerek bizzat gözlerimi bağlayan bezi kendisi açtı ve maket buıçağıyla ellerimdeki ve ayaklarımdaki kelepçeleri kendisi kesti. Kendi astsubayı olduğunu söylediği bir astsubaya çay, su ve çerez getirtti.
İKNA ETTİĞİNİ İDDİA ETMİŞ
Akın Öztürk benimle konuşmaya başladı. Bu herifler manyak. Sen devlete karşı nasıl böyle birşey yapabilirsin dedi. Dün gece 23'den beri burada olduğunu ve bu hareketi bırakmaları için ikna etmeye çalıştığını, bir kısmını ikna ettiğini söyledi. Sonra kapıda silahlı nöbetçi olduğunu söyleyerek gitti.
Saat 15:30-16 sıralarında kalkarak odada bulunan telefondan aklımda tuttuğum numarayı çevirdim. Konutta görevli şahıs beni sesimden tanıdı. Telefondaki şahsa 'Oğlum Hanımefendi'ye iyi olduğumu söyle. Ayrıca Özel Kuvvetler Koumtanı Zekai Paşa'yı ara ve telefonda üzerinde okuduğum 42 10 numaralı telefonu okuyarak bunu kendisine iletmesini ve üç defa zilin çalmasını bekleyeceğimi söyledim.
"SİZİNLE GELEYİM' DEDİ"
Bir müddet geçtikten sonra telefon çaldı, üçüncü çalmada telefonu açtım ve Zekai Paşa telefonum diğer ucundaydı. Ne yapıyorsunuz gelip bizi kurtarsanıza dedim. Muhtemelen odanın çıkışında bir koridor olduğunu kapıda silahlı şahıs olduğunu buraya gelince iki taraflı gelin aynı zamanda da odanın yere yakın arka penceresini de açık bırakacağım diyerek telefonu kapattım.
Sonra tekrar odaya Akın Öztürk geldi. Ve dedi ki televizyonda benim arandığımı yazıyor haberin var mı? Ben televizyon açmadığımı söyledim. Bana hitaben bu vaziyette nasıl gideceğiz dedi. Bir süre sonra Akın Öztürk yanıma yeniden geldi. Buradaki adamların teslim olmaya karar verdiğini söyledi. Saat 18:30 sıralarında Korgeneral Yıldınrım Güvenç ile Özel Kuvvetler'den gelen ekip yanıma geldiler. Komutanım sizi götürmeye hazırız dediler. Akın Öztürk o esnada geldi. Siz giderken sizinle Ankara'ya geleyim dedi. Yıldırım Paşa ile Akın Öztürk burada başka rehinelerin de olduklarını ancak nerede olduklarını bilmediklerini söyledi. Daha sonra araçla 141. Filo yazan binaya gittik.
4 ARAÇLA AKINCI ÜSSÜNDEN ÇIKTIK
Yine rehin tuttuklarını anladığım Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ile iki tane havacı generali aldık. İsmini bilmediğim bir başka yerde bulunan 5-6 rehineyi de almaya gittik. Oraya gittiğimizde 7-8 kişinin yataklarda gözleri elleri ve ayakları bağlı, sırt üstü yatar şekilde olduklarını gördük. Bunlar sivil kıyafetli ancak tanımadığım havacı ve karacı generallerdi. Hepsini kurtarıp araçlara bindik. Dört araçla Akıncı Üssü'nden çıktık.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı'na gelerek Akın Öztürk ve diğerlerini bıraktım. Ve içinde bulunduğum araçla evime gittim."