Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, evine ekmek götüremediğini söyleyen çiftçiye telefonu diye kızan AK Partili Mahir Ünal'a tepki gösterdi: En lüks mekanlarda oturup, en lüks telefonu kullanıp, en lüks arabaya binip sonra da evine ekmek götüremeyen esnafla, "borcumu nasıl ödeyeceğim" diye kıvranan çiftçiyle alay edilmez.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, partisinin Pursaklar ilçe kongresinde konuştu.
Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Yarın Türkiye'de bir ilk olarak Siyasi Ahlak Reformu Temiz Siyaset Belgesi'ni açıklayacağız ve yolsuzlukların dibine dinamit koyup temiz bir siyasetin önünü açacağız ve ilan edeceğiz 165 adımda şunları yapacağız diye.
Baktılar ki bizi engellemek mümkün değil, bir takım çakalları Ankara sokaklarına çıkardılar. Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ ve gazetecilere Ankara'nın göbeğinde alçakça organize bir saldırı planlandı ve yapıldı, öldürme teşebbüsüne dönük olarak.
"YİĞİTÇE ÇIKIP KINAMA YAPAN YOK"
Bir baktık ki Türkiye'nin iktidarından sorumlu olanlar sessiz sedasız kenara çekilmişler, yiğitçe çıkıp kınama yapan yok.
Sayın Bahçeli kınamadığı gibi Sayın Özdağ'ı bütün bu olayları planlayıp kendisine PR yapan bir siyasetçi olarak takdim etti. İşte tutuklamalar başladı, bunun organize bir suç olduğu da tescil ediliyor. Peki Sayın Bahçeli bu iftira için bir özür dileyecek mi?
"GELECEK NESİLLER BU YILLARI BU RESİMLE HATIRLAYACAK"
Dönemler vardır, bir olay her şeyi anlatır. Bundan sonraki nesiller bu yılları bu resimle hatırlayacaklar.
Bu resim müptezel bir yandaş basının resmi değil, iktidarın resmidir. Yazıklar olsun.
"MİLLETİ ENAYİ YERİNE KOYMAYIN"
Cumhurbaşkanı'nın yarın ne müjde vereceğini bilmiyorum ama, milleti enayi yerine koymayın! Bundan aylar önce damadınızla Karadeniz'de "Türkiye'yi kurtaracak" doğalgaz müjdesini verdiniz, ne kadar fasa fiso olduğu ortaya çıktı. Milleti kandırmayın, yeter artık!
Anadolu Ajansı, Japon esnafın sıkıntılarını anlatmaya çalışıyor. Şunu demeye çalışıyorlar: Dünyada bütün esnaf sıkıntı çekiyor. Allah aşkına, Japonya'nın standardıyla Türkiye'nin standardını karşılaştırır mısınız? Oradaki esnafa destekler bin dolardan başlıyor.
"130 MİLYAR DOLARI TÜKETİP KAÇAN ALBAYRAK'I İHBAR EDİN"
Erdoğan sonunda suçluyu buldu: Esnaf. Fiyat artışı yapan esnafı ihbar edin diyor. Ben de milletimize çağrıda bulunuyorum, ihbar edin ama kur artışına sebep olan, bir senede 130 milyar dolarlık döviz rezervini tüketip kaçan giden Berat Albayrak'ı ihbar edin.
Birinci suçlu, kur artışları dolayısıyla damat bakandır. İkinci suçlu, bütün kamunun ürettiği her şeye zam yapan Cumhurbaşkanı ve yönetimdir. Bütün vatandaşlarımızın elektrik, doğalgaz faturalarını da ihbar etmesi lazım.
"ESNAF ELEKTRİĞİ ZAMLI ÖDEYECEK AMA ZAM YAPMAYACAK"
Esnaf zamlanmış elektriği zamlanmış fiyatlarla ödeyecek, üzerinden geçmediği Hazine garantili köprüye ödeyecek, ama esnafa diyeceksiniz ki zam yapmayın.
Bizim dönemimizde hiçbir siyasetçinin siyasete girdiği andan çıktığı ana kadar hesap veremeyeceği tek bir kuruş olmayacak.
"SİYASET ZENGİNLEŞME ARACI DEĞİLDİR"
Siyaset zenginleşme aracı değildir! En lüks mekanlarda oturup, en lüks telefonu kullanıp, en lüks arabaya binip sonra da evine ekmek götüremeyen esnafla, "borcumu nasıl ödeyeceğim" diye kıvranan çiftçiyle alay edilmez.
iPhone'u çok gördükleri çiftçi var ya, o çiftçi üretmese Ankara'da aç kalacak olan siyasetçiler bu rakamı görüp utansınlar: Çiftçinin toplam kredi borcu 120 milyar Türk Lirası.
"BU EMPATİ EKSİKLİĞİDİR SİZİ HALKTAN KOPARAN"
Beyefendi, iyi telefonu ancak ben kullanırım diyor, "Senin ne haddine" diyor. Çiftçisin sen çiftçi kal, git tarlaya diyor bu arkadaş, kıt aklıyla. Biz de diyoruz ki işte bu kibirdir sizi batıran, bu şatafattır, bu empati eksikliğidir sizi halktan koparan.
Dünyadaki bütün ülkeler her aşıdan aldı, bizimkiler sadece Çin aşısı aldı. İki Türk bilim insanının Almanya'da ürettiği aşıdan almadılar. Çin'in dünyada itibarı olmayan aşısını aldılar. Bu mudur kriz yönetimi? Bu mudur vatandaşa saygı?
"AŞI YAPILAMADIĞI İÇİN ESNAF DÜKKANINI AÇAMIYOR"
Aşı yapılmaması sadece kişisel bir mesele değil, aşı yapılamadığı için esnaf dükkanını açamıyor. Bunun hesabını birinci derece sorumlu olan Sayın Erdoğan vermek durumundadır.
Bunlarda öyle bir Çin aşkı var ki, on binlerce kadına tecavüz edilmesine, Türkçe'nin öz diyarı Kaşgar'da Türkçe'nin konuşulmasının yasaklanmasına, milyonlarca dindaşımızın toplama kamplarına alınmasına, soykırıma sessiz kalıyorlar.
"DOĞU TÜRKİSTAN İÇİN ERDOĞAN'DAN SES YOK"
Nasıl bir çıkar ilişkisi var ki, "One minute" diyen Erdoğan gitti, özellikle son bir yıldır bütün dünya Doğu Türkistan için ayaktayken Sayın Erdoğan'dan ses yok.
Yeri geldiğinde yerli ve milli, ne yerli bunlar ne de milli. "Aptal olma" diye mektup alan bir devlet başkanı kendisini milli de ilan edemez, yerli de ilan edemez, itibarlı da ilan edemez, lider hiç ilan edemez!
"BÜTÜN DÜNYA ÇİN'İ KINIYORKEN BİZİMKİLER BUNDAN ACİZ"
Çin bütün bu zulmü yaparken resimde Türkiye yok. Bütün dünya ülkeleri Çin'i kınıyor, bizimkiler kınamaktan bile aciz. İşte biz, bu resme karşı şunu söylüyoruz, biz itibarlı ve iddialı Türkiye'yi yeniden inşa edeceğiz.
Anayasa tartışması başlattılar. Anayasa, toplum sözleşmesidir. Herkesin mutabık olduğu esasları ortaya koyar. Eğer gerçekten ciddi bir anayasa yapma iradesi olsaydı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi bir ucubeyi kurmazlardı.
"HERKESE TERÖRİST DİYECEKSİNİZ SONRA ANAYASA YAPACAĞIZ DİYECEKSİNİZ"
Bir tarafta öğrencilere, muhalefete terörist diyeceksiniz, kendinizden farklı düşünen herkesi hain ilan edeceksiniz, sonra da bir Anayasa yapacağınızı iddia edeceksiniz. Burada ne samimiyet, ne iyi niyet ne de vizyon vardır.
Biz önce Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi, sonra Türkiye'de bir iktidar ve zihniyet değişikliği ve nihayet gerçekten tam demokratik, bu milletin ruhuna, hedeflerine, vizyonuna uygun bir anayasayı da biz getireceğiz ve toplumla birlikte biz inşa edeceğiz."
