İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye'de son dönemde milliyetçilik duygularını istismar ederek yapılan dolandırıcılıkların arttığını yazdı. Analizinde ise ünlü profesör Canan Karatay'ın başına gelen dolandırıcılık olayını ele aldı.
BBC Türkçe'nin aktardığı haber, kalp ve iç hastalıkları profesörü Canan Karatay'ın yaşadığı dolandırıcılık olayının aktarımıyla başlıyor.
Haberin girişinde Türkiye kamuoyunda ünlü bir sağlık profesörünün başına bu olayın gelmesinin durumun yaygınlığına dair fikir verdiği belirtiliyor.
Haberde yer alan ilginç ifadeler şöyle:
"Teröristleri yakalamak için yardımınıza ihtiyacımız var. Bu, gizli bir operasyon. Kimseye söylemeyin, kocanıza bile'. Canan Karatay, bu sözlerle hipnotize olduğunu söylüyor. Karatay saatler içinde İstanbul içinde farklı yerlere yönlendirildi, bankadan bankaya gitti ve hesaplarını boşalttı. İzlendiğine ve vatansever bir görevde yer aldığına ikna olmuştu.
"Sonunda yaklaşık 100 bin TL'yi bir plastik poşette bir arabanın altına bıraktı ve arkasına bakmadan gitti. Karatay, Türkiye'de giderek artan milliyetçiliği istismar eden dolandırıcılık faaliyetlerinin kamuoyunda en fazla bilinen mağduru oldu.
'İTAAT ETTİM'
"Nasıl kandırıldığı sorulduğunda Karatay şu cevabı verdi: 'Ben devlet için çalıştım, annem devlet için çalıştı. Devletin hiçbir zaman kötü bir şey yapmayacağını düşünerek beynimiz yıkandı. Ülkeye yardım ettiğimden çok emindim. Hiçbir soru sormadım. İtaat ettim."
'TERÖRİZM SÖZ KONUSU OLUNCA YARDIM EDİLİYOR'
Financial Times gazetesi, Türkiye'de bu tür dolandırıcılığın yaklaşık 10 yıldır sürdüğünü ve yetkililere göre bugüne kadar yüz milyonlarca dolarlık dolandırıcılık yapıldığını belirtiyor.
FT, 10 yıldan fazladır dolandırıcılıkla ilgili araştırma yapan ve bununla ilgili bir de kitap yazan emekli polis İsa Altun'la görüşmüş.
'KANDIRILMA HALİ: İNSANLARDAKİ KORKU'
"Türk çocuklar küçük yaştan itibaren korkuyla yetiştirilir. Polis korkusu, asker korkusu, mahkeme korkusu, savcı korkusu… Mesele terörizm olduğundaysa herkesin bir şehit tanıdığı vardır ve bu onları duyarlı yapar. Bu, onların devlete yardım etmek istemelerine neden olur."
FT, bir öğretmenin 2010'da, kendisine Ergenekon davasında adının geçtiği belirtilerek, 2014'teyse bir eczacının Gülen Cemaati'nden olduğunun belirlendiğinin söylenerek dolandırıldıklarını yazıyor. Gazete, dolandırıcıların teknoloji yardımıyla çok daha gelişmiş yöntemler kullandıklarını belirtiyor.
FT, devlet ve PKK arasındaki çatışmaların artması ardından, dolandırıcıların son dönemde en çok bu çatışma ortamını kullandığını aktarıyor.
'Türkiye'de son dönemde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dahil siyasetçilerin destekçilerini daha fazla milliyetçiliğine yönelttiğini' yazan gazete, bunun, bu dolandırıcıların hareket etmesi için bereketli bir ortam yarattığını yazıyor.
Yazının sonunda bir ceza hukukçusunun dahi (Erdener Yurtcan) dolandırıldığı aktarılıyor ve onun da Karatay gibi 'teröristlerin' yakalanmasına yardım edildiğini düşündüğü belirtiliyor.