“Rusya'da bir deyiş vardır” diyor tarihçi Leonid Petrov, “İkram edilen votkayı iç, çayı içme…” Rus muhalif Aleksey Navalnıy’ın geçen sene 20 Ağustos’ta çayına katılan zehirle hastanelik olması üzerine bir demeç veren Petrov, sözlerine şöyle devam ediyor: “Rusya’da siyaset oldum olası toksiktir”.
Haklı. Yakın tarihte Navalnıy’ınkine benzer o kadar çok vaka var ki -siyasetçiler, gazeteciler, istihbarat çalışanları ve aktivistler- Rus “derin devleti”nin muhaliflerini bertaraf etmek üzere başvurduğu yöntemlerin başında zehirleme geldiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla Rusya’da muhalefet etmek epey yaratıcılık gerektiriyor! Aleksey Navalnıy’ı bugün Putin’in iktidarını sarsabilecek kadar güçlü bir muhalefet lideri haline getiren de, zaten, kişisel karizması ya da hitabet gücü değil; Rusya’nın siyasi kültürü içinde yeni bir muhalefet yapma biçimini ortaya koymuş olması.
Navalnıy, siyasi yelpazenin farklı uçlarında duran insanları, milliyetçilerle liberalleri ortak zeminde buluşturmayı, farklı görüşlerin birbirine tahakküm etmeden birbirinden özerk duruşlarını koruyarak ama birlikte varolabildiği bir platform yaratmayı başardığı için güçlü.
Sadece 45 yaşında Navalnıy. Hukuk ve siyaset okumuş. 20 yıldır da siyasetin içinde. 2000-2007 arasında sosyal-liberal olarak nitelenen Yabloko Partisi’ne üye. 2007’de aşırı milliyetçi grupların da katıldığı “Rusya Yürüyüşü” adlı protesto hareketini ve bireysel silahlanmayı desteklediği için partisinden istifaya zorlanıyor. O da gidip Rus milliyetçileriyle dirsek temasını kesmeden “Halk Hareketi” adlı bir oluşum kuruyor. Sağ ile Sol’u, en azından yerel seçimlerde iktidar partisine karşı ittifak kurmaya ikna etmeyi deniyor ama klasik parti siyaseti anlayışı ile bunun mümkün olamayacağını görüyor. İşte bu noktada yaratıcılığını kullanmaya başlıyor.
2008’de hissedarlara açık toplantılara katılmak ve bu yolla haklarında bilgi edinebilmek için, cebinden para çıkarıp Rosneft, Gazprom ve Lukoil dahil, ülkenin en büyük 5 enerji şirketinin borsa hisselerinden satın alıyor. Ardından bir gazeteci gibi iz sürüyor; şirketlere dair bilgi toplayıp usulsüzlükleri, yolsuzlukları, özellikle de üst düzey yönetim kademelerinde dönen dolapları ortaya çıkarıyor. Bu bilgileri de belgeleriyle birlikte kişisel blog’undan yayınlıyor. Navalnıy daha sonra kamu ihalelerini araştırmaya başlıyor ve eski Devlet Başkanı ve Başbakan Medvedev de dahil birçok siyasetçi ve işinsanının ipliğini pazara çıkarıyor. Bu yolsuzluklarla ilgili haber dosyalarını da, esprili bir dille hazırladığı videolarla youtube üzerinden kamuoyuyla paylaşıyor.
Youtube kanalı, Navalnıy için gençliğe açılan bir kapı oluyor. Gençlik zaten geleneksel siyasetten; siyasetçilerin tutuculuğundan; onların günün koşullarına uyarlanamamış kibirli doğruculuklarından ve koltuklarını kaybetmemek adına yaptıkları riyâkarlıklardan bıkmış usanmış çoktan. Bir başka deyişle siyasetsizlik siyaset olmuş Rusya’da; gençler de tam bu nedenle “apolitik”.
İşte o apolitik gençler bugün Navalnıy’ın “yoldaşı”. Navalnıy onları siyaset yapmanın yeni bir yöntemiyle tanıştırdı: 2009’da başlattığı bir proje ile ülkenin dört bir yanından insanları, başlarına gelen yahut tanık oldukları birtakım yolsuzlukları internet üzerinden paylaşmaya, aktarmaya, belgelemeye cesaretlendiriyor. Böylelikle geçen ay Putin’in Karadeniz’deki gizli sarayının ve oligarklar ile devletin güvenlik mekanizması arasındaki karanlık ilişkilerin ifşa edildiği videoyu yayınlayan daha kurumsal bir yapının, Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın temelleri de atılmış oluyor.
Navalnıy bir yandan da gençler adına değil, gençlerle beraber çalışarak, onların gönüllü katılımını destekliyor. Yerel ve ulusal düzeydeki seçimler için farklı dünya görüşlerinden insanları biraraya getiren ittifak zeminleri kurmaya çabalıyor. 2019’daki yerel seçimlerde, seçmenleri iktidarın adayı karşısında kazanma şansı en fazla olan muhalefet adayına oy kullanmaları için örgütlemek üzere, St. Petersburg ve Moskova’da “akıllı oy” adlı bir kampanyayı hayata geçirdi örneğin. Bir aplikasyon ve bir internet sitesi tasarlayarak, burada hangi siyasetten olursa olsun, belli asgari müştereklerde birleşen tüm muhalefet adaylarını seçmene görünür kıldılar. Oylar “akıllı” kullanılabilsin diye her bir seçim bölgesinde iktidarınkine karşı kazanma şansı en yüksek adayı öne çıkardılar. Bu taktiğin özellikle Moskova’da belediye meclisi üyelerinin seçiminde, Navalnıy’ın “sahtekarlar ve hırsızlar partisi” adını taktığı Putin’in partisine epey kan kaybettirdiği söyleniyor (Birleşik Rusya Partisi, hakikaten bu seçimde meclisteki sandalyelerinin 3’te 1’ini kaybetti).
Navalnıy ve gönüllü destekçileri, seçim öncesinde adaylara bağış toplamaktan, adaylık başvurularını düzenlemeye, seçim sırasında sandıkların başında durup oy sayımını denetlemeye kadar bir çok başka süreç için de ittifaklar, geçici örgütlenmeler oluşturdular.
“Birlikten güç doğar”, boş bir söz değil ve Kremlin’i ürküten de Navalnıy’ın bu birleştirme gücü olsa gerek.
Navalnıy yine geçen Ağustos’ta yerel seçim için gittiği Sibirya’nın Tomsk kentinde, zehirlenerek susturulmak istendi. Tedavi için gittiği Almanya’da ölümden döndü ve susmak ne kelime, adım atar atmaz hapse gireceğini bile bile 17 Ocak’ta ülkesine geri döndü. Tutuklama kararının alındığı mahkeme salonundan “Bizim de onları dava edeceğimiz zaman gelecek. Ve o zaman adalet yerini bulacak” diye seslenerek, Rusya’nın dört bir yanında belki de daha önce hiç biraraya gelmemiş insanları, kol kola omuz omuza sokağa dökmeyi başardı. Navalnıy kefaletle serbest bırakılma talebinin reddedildiği bir sonraki duruşmada, bu defa doğrudan Putin’e meydan okuyacaktı: “İktidarınız tarafından soyulan milyonlarca insanı korkutmayı başaramayacaksınız. Şu anda gücünüz beni kelepçelemeye yetiyor ama bu durum ilelebet sürmeyecek”.
Rusya uzmanı meslektaşım Cenk Başlamış’a göre, iktidarın sahip olduğu neredeyse sınırsız güç nedeniyle Rus muhaliflerin başarıya ulaşma şansı düşük. Ben ise -iflah olmaz bir iyimser oluşumdan olsa gerek- pek öyle düşünmüyorum. Evet, Navalnıy’ın gücü bugün Putin’e yetmeyebilir ama, başlattığı hareket Rusya’da bazı şeylerin artık eskisi gibi olmayacağının, olamayacağının da habercisi. Rusya’da gençlerin başını çektiği bu muhalif hareketin amacı da ikinci bir Ekim Devrimi değil zaten; çünkü bir zorbayı devirince yerine yenisinin gelebileceğini en iyi onlar bilir. “Ne tür bir mutluluk teklif ediliyor ve onu elde etmek için ödememiz gereken bedel ne?” Bunu sorgulayan yepyeni bir gençlik geliyor. Sadece Rusya’da da değil.
NEDEN 'CESUR YENİ DÜNYA'?
KARAR gazetesi için hazırladığım yazı dizisi için bu başlığı düşündüm; çünkü dünyanın çeşitli ülkelerinden örnekleriyle, içinde bulundukları düzene itirazları olan, muhalefet eden ve/veya tanık oldukları bir haksızlık, bir adaletsizlik karşısında sessiz kalmayı içlerine sindiremeyen ve buna uygun tavır alan insanları tanıtmak istiyorum sizlere. Bu insanlar –okuyacaksınız- doğruyu yapmak, “yeni dünyalar kurmak” için türlü bedeller ödemeyi göze alıyor, cesaret gösteriyor.
Ancak bir başka nedeni daha var başlık seçiminin: Cesur Yeni Dünya, aynı zamanda İngiliz yazar Aldous Huxley’in 1932 ‘de çıkan ünlü romanının da adı. Bu romanda “refahın gaddarlıkla değil de mühendislikle, şişelerde büyütülen bebeklerle, hipnoz üzerinden iknayla, üretim çarkının tekerleklerini sürekli döndüren sınırsız tüketimle, zeki bir idari sınıf ile basit işlerini sevecek şekilde programlanmış yarım akıllı işçilerin oluşturduğu alt grup arasında değişen, önceden belirlenmiş bir kast sistemiyle ve hiçbir yanetkisi olmaksızın anında mutluluk veren bir ilaçla (soma) elde edildiği” bir devlet anlatılır. Totaliter bir devlettir bu ama; George Orwell’in 1984 adlı romanındaki gibi toplumu zulüm, işkence ve beyin yıkama ile zapt-u rapt altında tutan değil; herkesin sürekli mutlu olmaya kibarca yönlendirildiği, “iyi niyetli ve babacan” bir devlet. Shakespeare der ya “Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşelidir” diye... Kanadalı yazar Margaret Atwood’un bu roman için kaleme aldığı önsözde belirttiği gibi: “Cesur Yeni Dünya’ya tekrar bakmanın ve bütünüyle planlı olarak tasvir ettiği, ‘şimdilerde herkesin mutlu yaşadığı’ toplumun lehine ve aleyhine çıkarımlarını incelemenin kesinlikle tam zamanı. Ne tür bir mutluluk teklif ediliyor ve onu elde etmek için ödememiz gereken bedel ne?”
EDEBİYATLA PROTESTO
Navalnıy’ın kurduğu Yolsuzlukla Mücadele Vakfı’nın avukatı olan Lyubov Sobol, “koronavirüs salgınıyla ilgili kuralları ihlal” etmek gibi uydurma bir suçlamayla hakim karşısına çıkarılınca Huxley’in Cesur Yeni Dünya romanını okuyarak mahkemeyi protesto etti.
PUTİN'İN GİZLİ SARAYI
Navalnıy yayınladığı video ile Karadeniz kıyısındaki Gelencik’te Putin için yaklaşık 18 bin metrekarelik, 1.3 milyar dolara mal olan bir saray yapıldığını iddia ediyor.
GÜÇ ZEHİRLENMESİ VE ZEHİRLE BERTARAF ETME
Putin’in Rusyası adlı kitabın yazarı Anna Politkovskaya, Putin’in icraatını sorgulayan ve hakikati bulana dek cevapların peşini bırakmayan bir gazeteciydi. 2004’te Çeçenya’nın Beslan kentinde 777’si çocuk olmak üzere bin 100’den fazla kişinin rehin alındığı okul baskınını haberleştirmek üzere Moskova’dan bindiği uçakta içtiği çayla zehirlendi, hayatta kaldı. 2 yıl sonra ise Moskova’da evinin önünde vurularak öldürüldü.
Aleksey Navalnıy
ALEKSEY NAVALNIY KİMDİR?
- Rus avukat, siyasetçi, aktivist ve blogger.
- 4 Haziran 1976 doğumlu Yulia Navalnaya ile evli ve biri kız biri oğlan iki çocukları var.
- 2013 yılında Moskova Belediye Başkanlığı için yarıştı, oyların yüzde 27’sini alarak ikinci geldi.
- 2018’de Devlet Başkanlığı seçiminde Putin’e rakip aday olmak istedi, ancak hakkında açılmış bir dava gerekçe gösterilerek adaylığına izin verilmedi.
- Blogger’lık ile başladığı sosyal medya iletişimine 2.5 milyon takipçisinin bulunduğu twitter (@navalny) ve 6 milyondan fazla takipçisinin bulunduğu YouTube kanalı ile devam ediyor.