2016’daki kazançları nedeniyle kurumlar vergisinde rekortmenler açıklandı. Enerji firmalarının özellikle kamuda ucuz ithalat faturasını millete yansıtmayarak kasada biriktirdiği ortaya çıktı. Adının açıklanmamasını isteyen BOTAŞ, 2 milyar lira vergi taahhuku ile şampiyonu olurken, ilk 100’de 11 enerji şirketi yer aldı.
İBRAHİM KAHVECİ
Kurumlar vergisi listesinde ilk sırada yer alan şirketin isminin açıklanmaması ile başlayan tartışma, bu kurumun BOTAŞ olduğu anlaşılınca farklı bir boyut kazandı. Enerji şirketlerinin özellikle kamuda ucuz ithalat faturasını millete yansıtmayarak kasada biriktirdiği ortaya çıktı.
Anadolu Ajansının (AA) haberine göre vergi rekortmenleri listesinde adı açıklanan 11 enerji şirketi yer aldı. Bu şirketler ise 2 milyar 6 milyon lira kurumlar vergisi açıklamışlar. Adı açıklanmamış olan BOTAŞ ise tek başına 1 milyar 999 milyon lira kurumlar vergisi ayırmıştı. BOTAŞ’ın haricinde yine kamunun elektrik üretim şirketi olan Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) listede yer aldı. 2015 yılında sadece 131 milyon lira net kâr açıklayan EÜAŞ 2016 yılında bu net kârını 2 milyar 717 milyon liraya yükseltti. Bu sonuçla EÜAŞ 2016 yılında kurumlar vergisi karşılığı olarak 409 milyon lira ödemiş oldu. Yine bir diğer kamu şirketi olan Türkiye Petrolleri A.Ş (TP) ise 395 milyon lira kurumlar vergisi karşılığı ile listede yer alan enerji şirketi oldu.
Geçen yıl listede olmayan EÜAŞ, bu yıl 10. sırada yer alırken, Türkiye Petrolleri A.Ş ise 9 sıra yükselerek 11. sırada yerini aldı. Türkiye Elektrik İletim A.Ş (TEİAŞ) ise 389 milyon lira kurumlar vergisi ödemesi ile 12. sırada.
TEİAŞ ise önceki yıla göre 2 basamak geriledi. 2013 yılında 32 milyar 803 milyon liralık satış geliri elde eden BOTAŞ bu satışlardan sadece 11 milyon lira brüt kar elde edebilmişti. Aynı BOTAŞ 2015 yılında 2 milyar 463 milyon lira brüt kar elde etmiş ama geçmiş yıl zararlarından dolayı kurumlar vergisi rekortmenler listesine görememişti. 2016 yılında ise BOTAŞ adeta para deposu haline geldi. Kurum 29 milyar 695 milyon liralık satışlarından 8 milyar 110 milyon lira brüt kâr elde etti. BOTAŞ’ın vergi öncesi dönem kârı da 8 milyar 934 milyon lira olarak şekillendi. Böylece BOTAŞ’ın ucuzlayan enerji fiyatlarını yurt içine yansıtmayıp kasada tutması ile sadece bir yıllık net karı 6 milyar 935 milyon lira olarak gerçekleşti.
ASIL SORUN ELEKTRİKTE
Halen halka açık enerji şirketlerinin nerede ise hepsi zarar açıklıyor. Buna rağmen kamudan avantajlı doğalgaz alımı gerçekleştirebilen Elektrik Üretim A.Ş (EÜAŞ) geçen yıl net kârını 2 milyar 717 milyon liraya yükseltti. EÜAŞ’ın dönem kârı ise 3 milyar 863 milyon lira oldu. BOTAŞ ile EÜAŞ birlikte değerlendirildiğinde iki kamu enerji şirketinin dönem kârı 12 milyar 797 milyon liraya ulaşıyor. Oysa EPİAŞ verilerine göre 2017 yılı elektrik fiyatları geçen yıla göre yaklaşık olarak yüzde 20-25 aralığında yükselmiş durumda.
Geçen yıl Nisan ayında TL/MWh 121.14 lira iken bu yıl Nisan ayında 147,99 lira olarak gerçekleşti. Benzer fiyat açılımı yılın ilk dönemlerinde de son dönemlerinde de devam ediyor. Türkiye’de elektrik fiyatları geçen yılın fiyatlarına bir türlü yaklaşamıyor. Oysa dünyada ucuzlayan petrol ve doğalgaz fiyatları enerjiye ulaşımı da ucuzlatmıştı. Türkiye elektrik üretiminin yaklaşık olarak 1/3’ünü doğalgazdan karşılıyor. Dünyada düşen gaz fiyatlarının enerji üretim santrallerine yansıtılmaması ile maalesef Türkiye’de ucuz üretimin kapısı da kilitlenmiş oluyor.
ÜRETİMİN 1 NUMARASI
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre toplam arzın yüzde 82,4’ü yurt içinde üretiliyor. Üretimin ise yüzde 30,0’u imalat sanayinde gerçekleşiyor. Diğer üretim alanları ise yüzde 10,4 ila inşaat ve yüzde 10,0 payla toptan-perakende geliyor. Oysa ekonomik girdi-çıktı oranlarına bakınca karşımıza ilk sırada elektrik-gaz sektörü ile enerji hakim. Kısaca enerji sektörü tıpkı vücuttaki kan gibi ekonominin ana dinamosunu oluşturuyor.
Enerji sektöründeki herhangi bir tıkanıklık veya her hangi bir maliyet artışı toplam ekonomiyi kat be kat çok daha yüksek oranda etkilemektedir. Kamusal mal niteliği taşıyan enerji sektöründe ucuzluk yaşanması ile aslında küresel rekabet düzeyinde de ihracatı en fazla destekleyen sektör olmaktadır.
DOĞALGAZ İTHALATI AZALDI
Türkiye küresel enerji fiyatlarındaki gerilemeye bağlı olarak enerji ithalatını da önemli oranda aşağıya çekti. 2012 yılında 60 milyar 116 milyon dolar ödediğimiz enerji ithalat faturasına 2016 yılında 27 milyar 167 milyon dolar ödedik. Petrol fiyatlarının 100-120 dolar aralığında seyrettiği dönemin ardından 2014 sonrasında fiyatlar 40-60 dolar aralığına geriledi. Yarıdan fazla düşen petrol fiyatları ile beraber buna bağlı belirlenen doğalgaz fiyatları da hızla geriledi.
2013 yılında 35.484 sm3 doğalgaz ithalatına (boru hattı ile) 35 milyar 680 milyon dolar ödeyen Türkiye 2016 yılında 38.723 sm3 doğalgaz ithalatına sadece 15 milyar 285 milyon dolar. Eğer 2013 yılı kadar doğalgaz ithal etseydik, 2016 yılında ödeyeceğimiz ithalat faturası 14 milyar 218 milyon dolara düşecekti.
Dolar bazında hızla gerileyen doğalgaz fiyatları artan dolar/TL kuruna rağmen yine de 2013 fiyatlarının oldukça gerisinde kaldığı görülüyor. Dolar bazında birim fiyat 1.006 ‘dan 395’e gerilerken TL bazında 1.803’den 1.200’e geriledi. Kısaca dolar bazında yüzde 60,7 oranında yaşanan düşüş, artan kura rağmen TL bazında da yüzde 33,4 gerileme gösterdi. Ucuz doğalgaz ithalatına rağmen fiyatlar yüzde 10 indirildi ama bu indirim de 2013 sonrası yapılan zamların geri alınmasından başka bir şey değildi.
Enerji ithalatı 60 milyar dolardan 27 milyar dolara geriledi.
Doğalgaza ödenen döviz 35 milyar dolardan 15 milyar dolara kadar azaldı.
Gaz birim fiyatı dolar bazında yüzde 60,7; TL bazında da yüzde 33,4 ucuzladı ama bu ucuzluk iç piyasaya yansıtılmadı.
Türkiye 2016 yılında elektrik üretiminin yüzde 32,16’sını doğal gazdan, yüzde 24,7’sini hidroelektrikten, yüzde 17,52’sini ithal kömürden, yüzde 15,35’ini taşkömürü ve linyitten karşılamaktadır.
MİKTAR DÜŞMEDİ FİYAT GERİLEDİ
Üçer aylık dönemler itibari ile bakıldığında doğalgaz ithalatının yaklaşık olarak aynı seviyelerde kaldığı görülüyor. 2016 yılı son çeyreğinde de 11.326 sm3 doğalgaz ithal edilirken ödenen fatura 4 milyar 271 milyon dolar oldu. Oysa 2015 son çeyreğinde aynı miktar doğalgaza 5 milyar 167 milyon dolar ödenirken 2014 ilk çeyreğinde 9 milyar 257 milyon dolar ödenmişti. Birim fiyata bakılınca 2013 yılı 3. dönemde 1.135 dolar olan fiyatın 2016 yılı son çeyreğinde 376 dolara gerilediği anlaşılıyor.
İNDİRİM TÜRK HALKINA YANSIMADI
Küresel ekonomik düzen 2014 ortasından sonra yeni bir şekil aldı. Petrol fiyatı 110 dolar etrafında dolaşırken, 2014 ortasından sonra hızla 27 dolara kadar geriledi. Ve son denge seviyesi olarak ise 50 dolar civarında dolaşmaktadır. Petrol fiyatlarına bağlı olarak 3 ila 6 arasında fiyatı değişen doğalgaz fiyatları da hızla düşerek gerileme gösterdi. Fakat Türkiye bu ucuzluğu ne hane halkı olarak konutlarda ne de bir sanayici olarak üretimde hissedemedi.
Örneğin, konutlarda Haziran 2013’de 0,915 kuruş olan İGDAŞ doğalgaz fiyatı Aralık 2015’de 1.010 kuruşa yükselmişti. 2016 sonunda yapılan indirim ise sadece bu zammın geri alınmasından ibaretti. Benzer gelişme sanayici için de geçerli oldu. Hem sanayide kullanılan doğalgaz hem de sanayi için vazgeçilmez üretim alanı olan doğalgaz termik santrallerine ucuzluk verilmedi. Petrolden sağlanan yüksek vergi geliri bir bakıma doğalgazdan da sağlanmış oldu ve sanayici ucuz enerji ile yurtdışı rekabette haksızlık yaşadı. 2014 yılında enerji-altın hariç ticarete dayalı net dış açık 35 milyar dolar iken, kur artışına rağmen 2016 yılında net dış açık 34 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.