Bayram tatilinin ardından meclise sunulması beklenen vergi paketine dair tartışmalar sürüyor. Vergi Uzmanı Nedim Türkmen vergi paketindeki önerileri KARAR için değerlendirdi. Tasarının iktidar tarafından meclise götürülmeyeceğini düşünen Türkmen, “Kayıt dışı paradan vergi almaya kalkarsanız siyaseten zenginleşenler gündeme gelir. İktidar bunun gündeme gelmesini istemez” dedi.
BÜŞRA CEBECİ
Hazine ve Maliye Bakanlığınca hazırlanan vergi paketinin bayram tatilinin ardından kanun teklifi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması bekleniyor.
Vergi paketinde KDV, ÖTV, gelir ve kurumlar vergisi, yurt dışına çıkış harcı ile vergi usul kanunları başta olmak üzere birçok alanda yapılacak düzenlemelerle vergi artışları, yeni cezalar ve ceza artırımları önerileri yer alıyor. Sadece KDV, ÖTV ve harçlar ile ilgili düzenlemelerin yıllık gelir etkisi toplam 181 milyar TL olarak hesaplandı.
Nedim Türkmen
KARAR’a konuşan Vergi Uzmanı Nedim Türkmen’e göre ise pek çok öneri iktidar tarafından meclise sunulmayabilir. Vergi paketinde en çok tartışmaya sebep olan önerilerden biri kanun dışı paranın vergilendirilmesine dair öneri. Türkmen bunun çok mümkün olamayacağı görüşünde. Bunun ilk sebebi, paranın kaynağını sormaya yönelik mevzuatta bir düzenleme olmaması. Diğer bir sebep ise bu uygulamayla birlikte siyaseten zenginleşenler ve siyasetin finansmanı gibi konuların gündeme gelmesi… Geçmişte bu uygulamanın meclisten geçtiğini belirten Türkmen, Ak Parti’nin iktidara gelmesiyle bu yasanın iptal edildiğini ve yürürlüğe hiç girmediğini anlatıyor:
Türk vergi sistemi malı takip ediyor, parayı takip etmesi lazım. Parayı takip etmesi için de gelir vergisinde bir değişiklik yapıp bu kaynak kuramından safi artış kuramına geçmemiz lazım. Bunu biz yapacaktık aslında, 1998’de bir kanun çıktı 2003’te yürürlüğe girecekti. İktidar değişti ve iktidar ilk çıkardığı yasayla bu düzenlemeyi iptal etti, hiç yürürlüğe koymadı. Ama bu arada hayat standardı, ortalama kar hakkı, gayrisafi milli hasılat gibi vergi müesseseleri kaldırılmıştı. Yani aslında sistem savunmasız kaldı. Bu öneriyle de şunu söylemek istiyor, mesela bir kişi 20 milyon liraya bir Bentley araç aldı. devlet, bu kişinin gelirlerine bakacak. Bu kişinin geliriyle yaptığı bu harcama arasında yüzde 20’den fazla fark varsa, bu kişiden bunu izah etmesini isteyecek. Devlet “Bu parayı nereden buldun” diyecek aslında. Sizin de ne yapmanız lazım, “Babamdan borç aldım”, “Şurada bir yerim vardı onu sattım” gibi izahatlar geliştirmeniz lazım. İzahat veremezseniz vergi incelemesine gidecek. Ama işte vergi incelemesine gidildiğinde de paranın kaynağını sormaya yönelik mevzuat düzenlemesi olmadığı için sorunlar yaşanacak. Bunun yapılabilir olduğunu düşünmüyorum ben. Bunu sorduğunuz anda siyaseten zenginleşenler, siyasetin finansmanı gibi konular gündeme gelecek, böyle bir konunun gündeme getirilmesine izin verileceğini düşünmüyorum. Gelir idaresi bürokratları bunu öneri olarak sunmuş, bunu meclise getirip getirmemek iktidarın inisiyatifinde bir şey. “Hayır efendim buna gerek yok, zenginler küser yurt dışına gider” derler bir bahane uydururlar veya bizi yanıltırlar ve yasayı getirir koyarlar o zaman da sevinir mutlu oluruz. O ihtimali zayıf görüyorum bunu da söyleyeyim.
ÖTV’NİN GERİ İSTENMESİ ANAYASAYA AYKIRI
Türkmen, yeni vergi paketinde engellilerin ÖTV istisnasına dair süre kısıtlamasının 5 yıldan 10 yıla çıkarılması ve engelli araç sahibinin ölümünün ardından mirasçılara ÖTV'yi geri ödeme zorunluluğu getirilmesini de değerlendirdi. Türkmen, araç alımının yüzde 30’unun engelliler adına alınan araçlardan oluşmasının bu öneride etkisi olduğunu düşünüyor:
“Beş yılda bir araç değiştirebiliyordu engelliler, bunu 10 yıla çıkartmayı öneriyorlar. Yani “Böyle yaparak vergiden tasarruf etmek istiyorum” diyor. Engellilerin ölmesi durumunda vergi farkının geri alınması önerisi doğru değil, bu yapılamaz. Zaten bu anayasaya da aykırı.”
DEV ŞİRKETLER PAKETTEN NE KADAR ETKİLENECEK?
Vergi paketinde, Kamu Özel Sektör İş Birliği (KÖİ) ve Yap-İşlet-Devret (YİP) modeliyle hayata geçirilen havaalanları, şehir hastaneleri, otoyollar, köprüler, tren hatları gibi yüzlerce projeyi yöneten şirketlerin kurumlar vergisi oranının, bankalarla eşitlenmesi de yer alıyor.
Buna göre, dev şirketler devlete artık yüzde 25 değil yüzde 30 oranında kurumlar vergisi ödeyecek. Türkmen’e göre bu öneri, buraların gelirinin çok yüksek olduğunu devletin de kabul ettiğinin göstergesi…
Verginin hep tüketiciden alındığına dikkat çeken Türkmen, “Her yüz liranın 70 lirasını tüketiciler ödüyor” diyor ve vergilendirilmeyen bir alanın bırakılmamasının gerekliliğini şu sözlerle anlatıyor:
Gelir vergisinin de yüzde 61’ini de ücretliler ödediği için vergilendirilemeyen çok alan var. Sayın bakan zamanında demişti ki “Verginin tabana yayılması lazım.” Ben de dedim ki “Ne tabanı kardeşim tabana yayıldı, yapıştı.” Sonra “Ben yanlış anlaşıldım, vergilendirilmeyen alanları biz vergilendireceğiz” dedi. Bu yüzden basit usulle vergilendirme dışına alınanları vergilendirmek, kriptolardan vergi almak, kuryeleri vergilendirmek, bahşişleri vergilendirmek gibi değişik şeyler karşımıza çıkıyor.
Asgari kurumlar vergisi getirilecek ama cirodan yüzde 2 önemli bir rakam, mecliste yüzde 1’e düşer o. O işler o kadar kolay değil, bürokrat hazırlar ama siyasetçi onun yansımalarına bakar. “İndirim ve istisnaları kaldıracağız” dediler. Hangi yere elini attıysa “Olmaz” dediler, o yüzden dediler ki “Biz asgari kurumlar vergisini çıkararak bu durumu dengeleyelim.”
BARINMA KRİZİNE TUZ BİBER: KİRA GELİRİNDE STOPAJ
Pakette, konut kiralarındaki istisnanın kaldırılması ve vergilemenin tevkifat usulü ile yapılması önerisi de yer alıyor. Şu an 2024 yılına ilişkin 2025 yılında verilecek beyannamelerde istisna tutarı 33 bin TL. Vergi paketinde bu konuda, Gayrimenkul Sermaye İradı (GMSİ) gelirlerinde istisnanın devam etmesi, kira ödemelerine tutara bakılmaksızın bankalar aracılığıyla ödeme zorunluluğu getirilmesi ve ödemeler üzerinden banka tarafından yüzde 20 kesinti yapılması, 2024 yılında kira gelirinin tarifenin üçüncü gelir dilimini (580 Bin TL) aşmaması halinde beyanname verilmesinin ihtiyari bırakılması, aşması halinde ise beyanname verilmesi ve tevkifatın (kesintinin) mahsup edilmesi, önerildi.
Bu uygulamanın hayata geçmesi halinde 40 milyar TL gelir tahmin ediliyor. 2023 yılı verilerine göre 580 bin TL üzerinde kira geliri elde edenlerin sayısı 12.833, altında elde edenlerin sayısı ise yaklaşık 1,8 milyon kişi olarak belirlendi. Düzenlemenin, 1 Ocak 2025 tarihinden itibaren uygulanmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girmesi önerildi. Düzenleme 2025 yılında elde edilen gelirlerden itibaren uygulanacak.
Türkmen bu uygulamanın, var olan barınma krizini derinleştireceğini şu sözlerle değerlendiriyor:
İşyeri olarak kiralanan yerlerde yüzde 20 stopaj vardı, bunu konuta getirmek ne derece doğru? “Devletin çok paraya ihtiyacı var. Ben yıl bittikten sonra martta beyanname verip temmuzda alıp bununla uğraşmak istemiyorum, bunun yüzde 20’sini bunu kiralayan senin adına ödesin mantığı” bu. Bunun da doğru olduğunu söyleyemem. Bu durum barınma krizini de derinleştirir. Çünkü o zaman ne olacak bu? Konutu tutan açısından bir maliyet olacak. Bir de bu işyeri kiraları gibi olunca kiralayanın net tutarın üzerine bir yüzde 20 daha yatırması lazım. Kiraları yükseltici etkisi olur bunun. Ben derim ki “Ayda 30 bin tl alırım stopaj sana ait.” O zaman ne olur bu? Sana 36 bin liraya mal olur.
“AÇLIK TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA KALIRIZ”
Yem ve gübredeki KDV istisnasının kaldırılması da vergi paketinin öne çıkan maddelerinden. Türkmen, son bir yılda dünyada gıda enflasyonunun yüzde üç düşerken, Türkiye’de yüzde 75 yükseldiğine dikkat çekerek bu uygulamanın yoksulluğu derileştireceğini ve insanları açlıkla karşı karşıya bırakacağını düşünüyor.
Türkmen, “Çiftçiyi daha çok sübvanse etmek yerine maliyetini yükseltirseniz benim manavdan aldığım domatesin fiyatı yükselir” diyor ve bu uygulamanın da meclisten geçmeyeceğine inandığını söylüyor.
“KRİPTODA İŞLEM, BORSADA KÂRDAN VERGİ ALINMALI”
Uzun bir süredir konuşulan ve önümüzdeki hafta yürürlüğe girmesi beklenen kripto varlıklarla ilgili düzenlemeyi de değerlendiren Türkmen, bu regülasyonun Türkiye’yi gri listeden çıkaracağını belirtiyor. Kripto varlıkların vergilendirilmesinde kazanç değil işlemden vergi alınması gerektiğini söyleyen Türkmen, borsanın vergilendirilmesindeyse bunun tam tersi olması gerektiğini; yani işlemden değil kazançtan vergi alınması gerektiğini belirtiyor ve “Yani ben işlem yapıyorum, kar etmiyorum benden niye işlem vergisi alıyorsun. Bu doğru değil. Ben kar edersem, takip et sonra bu vergiyi benden al” diyor.
Kripto hacminin Türkiye’de çok yüksek olduğunu söyleyen Türkmen kripto varlıklara dair regülasyonun çok önemli olduğunu, bu alanda çok büyük paralar olduğunu da ekliyor. Öte yandan bu regülasyonun altcoinleri de maliyetin artması sebebiyle etkileyeceğini söyleyen Türkmen, tüm dünyada kriptonun geleceğini olumlu gördüğünü belirtiyor.