Japonya’ya seyahat etmek, kimliğinde “Ordu” yazanlar için beklenenden daha zorlu bir süreç haline gelebilir. Bu durumun kökeni, 1989 yılında başlayan ve günümüze kadar uzanan bir göç hikayesine dayanıyor. İşte detaylar…
Peki Ordulular neden Japonya’ya giremez? 1989 yılında Hayri Bey adında bir Ordulunun Japonya’ya çalışmak için gitmesiyle başlayan bu hikaye, yalnızca bir bireyin değil, bir topluluğun da kaderini değiştirdi. Hayri Bey, burada kendine yeni bir hayat kurarken, akrabalarını da yanına alarak Japonya’da büyük bir Ordulu topluluğunun oluşmasına öncülük etti.
Nagoya’da Ordulu Yoğunluğu: Türk Nüfusunun Yükselişi
Özellikle Nagoya gibi şehirlerde, Türk nüfusunun büyük bir bölümünü Ordulular oluşturmaya başladı. 1980’lerin sonlarında başlayan bu göç dalgası, Japonya’nın demografik yapısında belirgin bir değişiklik yarattı ve kaçak işçi sorununu gündeme getirdi.
Kaçak İşçilik ve Japonya’nın Sert Tedbirleri
Japon hükümeti, artan kaçak işçi sorununu kontrol altına almak amacıyla sert tedbirler uygulamaya başladı. Ordu’dan gelenlerin ülkeye girişleri sıkı bir şekilde denetlenir ve sorgulanır hale geldi. Özellikle, daha önce kaçak olarak çalışmış veya bu tür bağlantıları olanlar hemen geri çevriliyor.
Ordulular İçin Zorlu Seyahat Süreci
Japonya’ya gitmek isteyen Ordulular için süreç, oldukça zahmetli ve dikkat gerektiren bir hale geldi. Bu durum, göç olgusunun bireysel hikayelerle nasıl şekillendiğini gösterirken, uluslararası seyahatlerde karşılaşılabilecek zorluklara da ışık tutuyor.
