Son yıllarda otomotiv sektöründe fiyatları artık Çinli üreticiler domine etmeye başladı. Girdikleri pazarlarda agresif fiyat politikalarıyla dikkat çeken Çinli üreticilerle fiyat rekabeti de çoktan başladı. Renault MAİS Genel Müdürü Çağdaş “İnanılmaz dampinglerle araçlar geliyor buraya. Sadece pazar payı elde etmek için geliyorlar. Sürekliliği var mı? Bilmiyoruz. kıran kırana o zevkli ve tatlı rekabet son yıllarda yaşanmıyor. Daha çok fiyat rekabeti görüyoruz” dedi.
ALİ YILDIRIM
Otomotiv sektörü tüm dünyada hızla değişim gösteriyor. Özellikle pazara dahil olan yeni markalar tüm dengeleri alt üst ediyor. Çinli üreticilerin agresif pazar hedefleri karşısında oluşan fiyatlar da artık tüketicilerin tercihini belirlerken, Türkiye pazarında yıllardır faaliyet gösteren marka da bu fiyatlar etrafında pazarı domine etmeye çalışıyor. Renault Rafale’in Türkiye lansmanında sorularımızı cevaplayan Renault MAİS Genel Müdürü Berk Çağdaş, Çinli üreticilerin agresif fiyat politikasına değindi. Çağdaş “Sektöre yeni giriş yapan yabancı markalar özellikle Çin menşeli markalarda devlet sübvansiyonlarının damping amacıyla kullanılması tabii ki sektörü zor durumda bırakıyor. Doğal olarak bundan yerleşik oyuncular da etkileniyor. Çünkü ekonominin genel bir kaidesi var. Bir noktadan sonra para konuşuyor ve malın değeri konuşuyor. Gerçek anlamda rekabet yani benim kastetmek istediğim kıran kırana o zevkli ve tatlı rekabet son yıllarda yaşanmıyor. Daha çok fiyat rekabeti görüyoruz” dedi. Çağdaş şöyle devam etti: “İnanılmaz dampinglerle araçlar geliyor buraya. Sadece pazar payı elde etmek için geliyorlar. Sürekliliği var mı? Bilmiyoruz. Yeni üretimler olacağı söyleniyor. Tabii ki Türkiye’de üretim olması ve istihdama katkı veriyor olması çok önemli. Ama bu tesislerin ortaya çıkması ve gerçek anlamda üretimin olmasıyla bu desteklerin alınması daha doğru olur. Dolayısıyla biz böyle bir pazarda mücadele ediyoruz. Daha verimli bir piyasa ve sağlıklı rekabet için elektrikli ve hibrit araçlarda yerli üretilen araçlara her seviyede fark gözetmeksizin teşvik bekliyoruz. Çünkü o rekabette doğru konumlandırmayı yapamıyoruz.”
‘BU DOĞRU BİR YARIŞ DEĞİL’
Bunu bir ayrımcılık olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Berk Çağdaş “Ben bir ayrımcılıktan bahsetmiyorum asla. Ben sadece bir resim ortaya koyuyorum. Renault markasın olarak bizim sanayi tarafımız Bursa’daki fabrikamızda 300 milyon avroyu aşan bir yatırımla entegre hibrit motor döküm yatırımı yaptı OYAK ve Renault işbirliğiyle. Aynı zamanda Renault’un gelecek planları arasında 2027’ye kadar üretilecek olan 8 modelin 4’ünün Türkiye’de yapılmasına karar verdi. OYAK CEO’muz Süleyman Savaş Erdem’in bu araçların Türkiye’de üretiminin gerçekleştirilecek olmasında çok büyük katkısı vardır. Bunun da 450 milyon avro tutacağını düşünürsek biz zaten grup olarak 2 yatırımla Türkiye’ye 1 milyar dolarlık bir yatırımı yapmış olduk. Üstelik bu ortada elle tutuluyor ve gözle görülüyor. Renault’un arkasında bir hikaye var. Bu diğer yerli üreticiler içinde geçerli olabilir. Ben sadece rekabet yönüyle konuşuyorum. Eğer rekabetse bu doğru bir rekabet değil. Şartların doğru olması kaydıyla biz her türlü rekabete hazırız. Zaten alışığız. Yoksa pozitif ayrımcılık noktasında değilim tabii ki” diye konuştu.
‘SATIŞLAR ARTIK TAM NAKİTE DÖNDÜ’
Finans sektörünün de Türkiye’de faaliyet gösteren ve üretim yapan markaları desteklemesi gerektiğinin altını çizen Berk Çağdaş “Bunun yanında bizi destekleyen çok güçlü bir finans sektörünün olması lazım. Çünkü Türkiye’de satılan her 100 arabanın neredeyse 60 tanesi krediyle satılıyor normal talep zamanlarında. Bu finansman olmadığı zaman bankalar sadece 200 bin lira 300 bin lira kredi limiti getirdiği zaman otomatikman nakit parası olan vatandaşlar bu araçları alabiliyor. Son dönemde yaptığımız araç satışlarının büyük çoğunluğu nakit satışlar. Tam anlamıyla rekabetin burada olduğunu göremiyoruz. Rekabet var gözüküyor. Ama gerçek anlamda kıran kırana bir ürün rekabet mi yoksa bir fiyat rekabeti mi aşırı dampingden kaynaklı bu tartışılır” açıklamasında bulundu.
‘KÂRLILIKTAN FEDAKÂRLIK YAPIYORUZ’
Berk Çağdaş konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Çekirdek enflasyonun gerçek anlamda imalat sanayisindeki fiyat artışları ve bunun bizim üretim maliyetlerine yansıyan artışları oldu. Uluslararası piyasada ve ulusal üretimimizdeki bir gerçek olduğuna göre ekonomik durgunlukta fiyatlarınızı istediğiniz gibi artıramıyorsunuz. En büyük fedakarlık bizim için bu. Üretim katma değeri anlamında ve satış katma değeri anlamında bir fedakarlığımız yılın başlarında olduğu gibi hala var. Satış karlılığımızdan fedakarlık yapmaya devam ediyoruz.”
CAPTUR’A ESPRIT ALPINE DONANIMI GELDİ
Aynı zamanda Renault Captur da Bodrum’da gerçekleşen lansmanda tanıtıldı. 2013 yılından beri pazarda boy gösteren model 11’inci yılında yenilendi. Esprit Alpine tasarımına artık sahip olan model, iki farklı motorla dikkat çekiyor. 160 beygirlik mild hibrit motora sahip olan B SUV modelde 145 beygirlik Clio’dan tanıdık tam hibrit motora da yer verilmiş. Yeni Renault Captur 1.6 milyon liradan başlayan fiyat etiketiyle dikkat çekiyor.
YENİ RAFALE 2.6 MİLYON LİRADAN GELDİ
Renault’u D segmentinde temsil edecek olan Rafele Türkiye’de yola çıktı. Son dönemin en dikkat çeken karoser tiplerinden biri olan SUV coupe tasarımıyla model, Renault modellerine nazaran yepyeni bir tasarım anlayışını da beraberinde getiriyor. 200 hp’lik etech hibrit motora sahip olan model aynı zamanda Esprit Alpine donanımıyla gelecek. Tek versiyon olarak bu donanımla satışa sunulan aracın başlangıç fiyatı da 2 milyon 650 bin lira. Aracın neredeyse 250 bin liraya yakın da opsiyona sahip. Rafale de kullanılan tam hibrit benzinli motor 100 km’de 5 litrelik tüketime sahip. Araçta 2 kws bir motor görev yapıyor. Aynı zamanda 4control sisteminin ilk kez kullanan araçta arka tekerler 50 km hıza kadar 5 derecelik dönüş yapıyor. Böylece manevralar daha kolay gerçekleşiyor. 50 km’nin üzerine çıkınca dönüş çapı 1 dereceye kadar iniyor.
‘VERGİ YÜKÜ YÜKSEK AVRUPA MODELİYLE GAZA BASARIZ’
Aynı zamanda Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği başkan yardımcısı da olan Berk Çağdaş, vergi yüküne de değindi. Çağdaş “Türkiye’de araç üzerinde çok büyük bir vergi var. Artık Türkiye’de yüzde 80’nin altında ÖTV’si olan bir araç yok. Tüm bunlar dikkate alındığında bu ağır vergi yüküne rağmen bu talep oluyorsa demek ki Avrupa’daki gibi bir vergi sistemi olduğu takdirde bunun 2 katı bir talebin hatta 2,5 katı talebin olmasını beklemek ‘Türkiye potansiyeli için konuşuyorum’ çok anormal olmaz. Bu sebeple ekonomik iyileşme paralel olarak tabii ki sektörün talep yapısına pozitif olarak yansıyacaktır. Uzun yıllardır otomotiv sektörü içerisinde yer alan bir profesyonel olarak gerçek anlamda gerçek potansiyelini sektör ortaya koyamıyor maalesef. Bunun önündeki engelde çok yüksek olan vergi yükü” dedi.
FİYAT OLDUKÇA REKABETÇİ
Renault’un yeni modeli Rafale içinde açıklamalarda bulunan Berk Çağdaş “Rafale E-Tech Full Hybrid Renault MAİS’in Türkiye’deki ürün gamının son üyesi oldu. D SUV segmenti bizim eksiğimiz olan bir alandı. Rafale bu boşluğu dolduracak. Aynı zamanda segmentteki rekabete yeni bir boyut getirecek. Bu beklenti içerisindeyiz. Bu araçla ilgili getirebileceğimiz adet sayısı da talebe göre iyi seviyede. Şahsi hedefim yıl sonuna kadar 1000 adedi geçmek üzerine. 2025’deki hedefimiz ise pazarın koşulları ve bizim beklentilerimize göre biraz daha farklı olabilir. Daha agresif hedefler koymayı planlıyoruz. Aracın fiyatı rekabetçi bir şekilde verildi. Bu aracın sahip olduğu bütün özellikler dikkate alındığında 2 milyon 650 bin lira iyi bir fiyat. Bu aracın üzerinde yeni teknolojiler ve 30’dan fazla yeni patent var. Otomobilden ziyade tam akıllı bir cihaz niteliğinde Rafale modeli. D SUV segmentinde parasının karşılığı olarak her şeyi sunabilen bir araç Rafale.”
İKİNCİ ELDE İLAN SÜRESİ 60 GÜNE ÇIKTI
VavaCars, kamuya açık verilerin analizini yaparak hazırladığı çalışma sonucunda ikinci el araçların ilanda kalma sürelerine dair verileri ortaya koydu. 2023 yılının ağustos ayında ikinci el araçların ilanda kalma süresi ortalama 35 gün olurken, bu yılın ağustos ayında ise 60 güne yükseldi. Analiz sonucunda 2024 yılının yaz aylarında yakıt tipine göre en az süre ilanda kalan ikinci el araçlar hibrit araçlar oldu. Hibrit araçları benzinli ve daha sonra dizel araçlar takip etti. Yapılan çalışma, araçların yaş durumunun ilanda kalış süresine önemli etki ettiğini gösterdi. Bu kapsamda, 8 yaşındaki araçların ilanda kalma süresi 62 günü bulurken, 1 yaşındaki araçların ilanda kalma süresi 40 gün olarak gerçekleşti. VavaCars Ticari Grup Başkanı Serdıl Gözelekli, “Enflasyonist ortam, alternatif yatırım enstrümanlarının cazibesi, ekonomideki yavaşlama gibi etkenler insanların büyük harcamalarını ertelemesine neden oluyor. Bu durum ikinci el araç piyasasında da satıcıların daha uzun süre alıcı beklemesine yol açıyor. Geçen yıl ağustos ayında 35 gün olan ortalama ilanda kalma süresi bu yıl ağustos ayında 60 gün olarak gerçekleşti. Ayrıca ikinci el araç piyasasında renk, yaş ve şehir de satış sürelerinde önemli rol oynuyor. Örneğin: 1 yaşındaki araçlar, 8 yaşındaki araçlara göre ortalama 22 gün daha az ilanda kalıyor‘’ dedi.
500 KM MENZİLLİ 408 TANITILDI
Peugeot, 14-20 Ekim 2024 tarihleri arasında gerçekleşecek Paris Otomobil Fuarı’nda, 12 farklı elektrikli araç modeli ile Avrupalı markalar arasında en kapsamlı ve geniş elektrikli ürün gamını sergilemeye hazırlanıyor. Fuarla birlikte marka, yeni modeli E-408’in de dünya lansmanını gerçekleştirecek. Araçta kullanılacak olan elektrikli motor tipi mevcut 3008 ve 5008’de kullanılanlardan çok farklı olmayacak. Yenilenen modelin ilk kez gelen elektrikli versiyonu 73 kWsa batarya kapasitesine sahip. 500 km de elektrikli menzili sunacak.
TÜRKİYE’DE KİŞİ BAŞINA 167 OTOMOBİL DÜŞÜYOR
Operasyonel araç kiralama sektörünün 2024 yılı ilk yarı sonuçlarını değerlendiren TOKKDER Yönetim Kurulu Başkanı Kağan Yaşa “2024 yılı ilk yarı sonuçlarını içeren TOKKDER Operasyonel Kiralama Sektör Raporu verilerine göre operasyonel kiralama sektörünün toplam araç sayısı 2023 yılı sonuna göre yaklaşık yüzde 1,2 artarak 257 bine ulaştı. 215 milyar TL’ye ulaşan sektörümüzün aktif büyüklüğü ise banka dışı finansal kuruluşlarla kıyaslandığında, oldukça önemli bir noktaya gelmiş durumda. Sektörümüzün özkaynakları ise 104 milyar TL’yi aşarak sektörümüzün aktif toplamının neredeyse yarısına ulaştı. Sektörümüz ihtiyaç duyduğu finansmanın yarısını özkaynakları ile karşılıyor. Sektörümüzün takipteki alacaklar oranının (NPL Oranı) yüzde 1,5 seviyesinde olması ise sağlıklı bir yapının göstergesi” dedi. Operasyonel araç kiralama sektörünün büyüme potansiyeline de değinen Kağan Yaşa sözlerine şöyle devam etti: “2022 yılı verilerine göre, Avrupa Birliği’nde 1 kişi başına düşen otomobil sayısı 560 iken, ülkemizde bu sayı ancak 167’ye ulaşmış durumda. Bunun yanı sıra, ülkemizde iş amaçlı olarak kullanılan 2 milyon 500 bin motorlu kara taşıtı olduğunu tahmin ediyorum. Verimlilik, tasarruf ve risk yönetimi açısından sunduğu birçok avantaja rağmen, ülkemizde iş amaçlı kullanılan araçların ancak yüzde 10’u kadarı operasyonel kiralama yöntemiyle finanse edilmiş durumda. Avrupa Birliği ülkelerinde ise şirket araçlarının finansmanında operasyonel kiralamanın payı son 7 yıl içinde yüzde 48’den yüzde 57’ye çıktı.”