MB’nin faiz kararı, TL’yi pula çeviren politikada bir dönüm noktası haline geldi. Dört ayda 400 puan indirime, dört kez rezerv yakılmasına rağmen doların 14 eşiğini kırması ‘faiz sebep’in çöktüğünü gösterdi. Piyasada ters etki oluşturan indirim, tahvil faizlerini de patlattı. Uzmanlar yol ayrımı vurgusu yaptı: Atılacak adım ya gidişatı yavaşlatacak ya da ekonomiyi krize sokan ‘yüksek kur, zam’ çıkmazı büyüyecek.
EKONOMİ SERVİSİ
Türkiye, Merkez Bankası’nın bugün vereceği faiz kararına kilitlendi. Kararın, milli parayı tarihin en düşük seviyesine geriletip 83 milyonu fakirleştiren politikanın bundan sonraki seyrinde belirleyici olacağı görüşü öne çıktı. Faiz indirimi kurdaki artış üzerinden Türkiye’nin borç yükünü katladı. İndirim piyasada karşılık bulmadığı gibi devletin borçlanma faizleri de yüzde 22’yi aştı. Ticaretin ardından üretimi de vuran ‘öngörülemezlik’ ekonominin çarklarını kilitledi. Kritik noktada yeni bir indirim hamlesinin dolardaki tırmanışı artıracağı uyarıları yapıldı.
Faiz indirimleri faizleri yükseltti
Merkez Bankası bugün yılın son faiz kararını açıklayacak. Dolar kurunun 14 lirayı aşıp rekor tazelemesinin ardından tüm gözler Merkez’in vereceği faiz kararına çevrilirken yabancı kurumların beklentisi 100 baz puan indirim yönünde. Ekonomi yönetiminin yüksek faiz hassasiyeti Türk Lirası’nı tarihinin en değersiz seviyesine taşırken tahvil faizinin de artmasına neden oldu. Eylül ayında Merkez Bankası’nın Faiz indirimleri öncesi Hazine’nin vadeli borçlanma faiz oranı yüzde 17 iken son indirimle 10 yıllık tahvil faizi yüzde 22’yi geçti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2021 yılının son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısını yapacak. Merkez Eylül ayından bu yana peş peşe 400 baz puan faiz indirimi yaparak yüzde 19’da olan politika faizini yüzde 15’e indirdi. Üst üste yapılan faiz indirimleri Türk Lirası’nın en değersiz para birimi olmasına, enflasyonun artmasına neden oldu. Tüm gözlerin çevrildiği Merkez Bankası dolar/TL kuru rekordan rekora koşmasına rağmen ısrarla faiz indirimine devam ediyor. Yabancı kurumların beklentisi bugün yapılacak olan toplantıda 100 baz puan indirim yapılması yönünde. Ekonomi yönetimi faiz konusunda hassasiyetleri olduğunu ifade ederek sert bir dille yüksek faize karşı olduklarını söylüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Erdoğan, faiz konusunda asla taviz vermeyeceğininin altını çizmiş ‘’Hiçbir zaman faizin yükseltilmesini savunmadım, savunmuyorum ve savunmayacağım. Farklı düşünenler de çıksa Tayyip Erdoğan aynı noktadadır. Bundan taviz veremem ve vermeyeceğim. Biz bu işi başaracağız. Göreceksiniz enflasyon inşallah seçim öncesi nerelere düşecek’’ açıklamasında bulunmuştu. Ancak bu hassasiyet Hazine’nin borçlanmasında devre dışı kaldı. Merkez Bankası’nın üst üste yaptığı politika faizi indirimi kararları hazine borçlanmasındaki faizin artmasına neden oluyor. Eylül ayında politika faizi yüzde 19’da iken Hazine’nin 10 yıl vadeli borçlanma faizi yüzde 17,91’di. Peş peşe yapılan faiz indirimleri Hazine’nin maliyetlerini arttırarak bu oranı yüzde 22’nin üzerine çıkardı. Hazine’nin vadeli borçlanma faiz oranı yüzde geçen ay yüzde 19,44 iken Merkez’in faiz indirimiyle yüzde 15 seviyesine gelen politika faiziyle beraber Hazine’nin 10 yıl vadeli borçlanma faizi de yüzde 22,10’a ulaştı. Öte yandan 2022 yılı bütçesine 240.4 milyar lira faiz ödeneği konuldu. Ekonomistler 2022 bütçesine konulan 240.4 milyar lira faiz gideri ödeneği yüksek orana dayanamayacağı belirtti.
SON ÇIKIŞ
TCMB yüksek enflasyona ve TL’de art arda gelen sert değer kayıplarına ve benzer ülkelerde sıkılaştırmaların başlamasına rağmen faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Ekonomistler yapılacak olan faiz indiriminin, cari fazlaya rağmen döviz kurunu tutmayı güçleştireceğini ve nihayetinde ekonomi yönetimi zor bir karar almak durumunda bırakacağını belirtiyor. Ekonomist Dr. Murat Kubilay Politikyol’da kaleme aldığı yazısında TCMB’nin bir karar alması gerektiğini belirterek ‘’İktidarın rahatlama hayali kurduğu nisana kadar, yatırımcılarla bir ateşkes yapmak ya da yapmamak. Yani faiz indirimlerini sürdürmemek ve piyasayı yatıştırmak. Bu ateşkesle piyasalar nefes alabilir. Merkez Bankası aldığı kararlarla Türkiye ekonomisinde son 3 ayda yarattığı yıkımı ölçebilecek yetkinliğe hala sahip. Ölçmek yerinde karar almak için gerekli bir ön koşul olsa da tek başına yeterli değil. Bozulan enflasyon beklentileri yalnızca döviz ve altına artan taleple döviz kurunu yükseltmiyor; ticaretin olağan bir fiyatlama ve ödeme sistemi içerisinde işlemesine de mani oluyor. Bu durumun ağır sonuçlarını satın alma gücü kaybı, batık krediler ve yüksek işsizlikle yaşayacağız. Bu esnada elde edilen cari fazla ise tek teselli ikramiyesi olacak’’ dedi. Kubilay, TCMB piyasayla çatışmadan yana duruş sergilemeye devam ettiği takdirde dolarizasyonun had safhaya geleceğini vurguladı.
‘İNDİRİM YAPILIRSA KUR VE ENFLASYON ARTAR’
Ekonomist Mahfi Eğilmez yüksek faizi savunmadıklarını ancak risklerin ortadan kaldırılmadan indirim yapılmasının kuru ve enflasyonu arttıracağını belirterek ‘’Yüksek tansiyon hastasıysanız bu gerçeği kabul ederek tansiyon ilacına başlamanız gerekir. Aspirinle baş ağrınızı hafifletseniz de tansiyona bağlı sorunlarınızın gelişmesini engelleyemezsiniz. Ekonomi de böyledir. Önce gerçeği kabul edeceksiniz ki aldığınız önlem çözüm getirsin. Kimsenin yüksek faizi savunduğu falan yok. Bizim dediğimiz çok açık: Riskler düşürülmeden faiz indirilirse riskler artar ve sonuçta kur ve enflasyon yükselir’’ dedi.
‘SATRANÇ OYUNUNU PİYASA KAZANIR’
Piyasaların reddine rağmen Merkez’in faiz indirimlerini sürdürmesini değerlendiren Swissquote analisti İpek Özkardeşkaya, ‘’AK Parti’nin önemli pozisyonlara piyonlarını yerleştirmesi düşük faiz savaşının piyasanın ağır reddine rağmen devam ettiğine işaret ediyor, ama bu satranç oyununu piyasa kazanır’’ dedi. Merkez Bankası faizleri düşürdüğünü ve bütçeye koydukları faiz giderinin 2022 yılında 240 milyar lira olacağını zannediyorlar diyen DEVA Partisi Kurucu Üyesi Ömer Fırat Gencal, ‘’Mevduatlar dolarizasyonu ölçmek için kullandığımız en kolay parametre. Asıl riskli olan ve genele yayılma eğilimi gösteren dolarizasyon mal ve hizmet değişimlerinin yavaş yavaş dolara endekslenmeye başlaması. Güven ruh gibidir terk ettiği bedene asla dönmez’’ dedi.
TÜRKİYE’NİN SATIN ALMA GÜCÜ AB ORTALAMASININ YÜZDE 38 ALTINDA
Merkez Bankası’nın üst üste yaptığı faiz indirimleri TL’yi değersizleştirirken enflasyonu zirvelere taşıyarak alım gücünü asgari düzeyin altına taşıdı. Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat) tarafından açıklanan Satın Alma Gücü Paritesi’ne göre kişi başına gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) endeksi 2020 yılı sonuçlarına göre 27 Avrupa Birliği (AB) ülkesi ortalaması 100 iken, bu değer Türkiye için 62 oldu ve AB ortalamasının yüzde 38 altında kaldı. Karşılaştırmalarda, 27 AB üyesi ülke, 3 Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ülkesi (İsviçre, İzlanda ve Norveç), 5 aday ülke (Türkiye, Kuzey Makedonya, Karadağ, Sırbistan ve Arnavutluk), 1 potansiyel aday ülke (Bosna-Hersek) ve Birleşik Krallık kapsandı. Karşılaştırmalarda yer alan 37 ülke arasında SGP’ye göre kişi başına GSYH endeksi en yüksek ülke 263 ile Lüksemburg, en düşük ülke ise 30 ile Arnavutluk oldu. Kişi başına GSYH endeksinde Lüksemburg AB ortalamasının yüzde 163 üzerinde, Arnavutluk ise yüzde 70 altında değere sahip oldu.
BÜTÇE KASIMDA FAZLA VERDİ
Merkezi yönetim bütçesi Kasım’da 32 milyar TL fazla verdi. Kasım’da faiz dışı fazla ise 47,3 milyar TL olarak kaydedildi. Ekim ayında açık veren merkezi yönetim bütçesi Kasım’da fazla yazdı. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre bütçe Kasım’da 32 milyar TL fazla verdi. Ekim ayında bütçede 17,4 milyar TL’lik açık kaydedilmişti. Kasım ayında faiz dışı dengede de 47,3 milyar TL’lik fazla gerçekleşti. Ekim ayında faiz dışı açık 3,1 milyar TL olmuştu. Kasım ayında faiz harcamaları Ekim ayına göre sınırlı bir artış gerçekleştirdi. Ekim’de 14,3 milyar TL olan faiz harcamaları Kasım ayında 15,3 milyar TL oldu.
KARAR ÖNCESİ MÜDAHALE OLASI GÖRÜNÜYOR
Merkez Bankası’nın bugün yapacağı PPK toplantısını dün sosyal medya hesabından değerlendiren ekonomist İbrahim Aksoy TL’nin değer kaybına değinerek ‘’Yarınki faiz kararı öncesinde TL bu sabah da gelişmekte olan piyasa para birimleri içinde negatif ayrışıyor. Yarınki PPK kararı öncesinde bugün yine TCMB’den döviz satış müdahalesi gelmesi olası görünüyor’’ ifadelerini kullandı.
‘NAS SADECE MERKEZ BANKASI İÇİN Mİ GEÇERLİ?’
Merkez Bankası’nın üst üste yaptığı politika faizi indirimi kararlarının tahvil faizini arttırdığının altını çizen Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ‘’Bu görevde olduğum sürece, kusura bakmayın faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim. Şunu bilmemiz lazım, bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor?’’ sözleri üzerinden eleştirdi. Partisinin haftalık değerlendirme toplantısında konuşan Babacan hazine borçlanma faizinin 6 puan arttığını vurgulayarak ‘’ Merkez Bankası’nın faizini talimatla 4 puan indirten Erdoğan, Hazine’nin borçlanma faizinin tam 6 puan artmasına sebep oldu. Senin anladığın şekliyle nas, sadece Merkez Bankası faizi için mi geçerli? Hazine’nin faizlerini patlattığınızdan niye bahsetmiyorsunuz? İç piyasa için dövize endeksli tahvil çıkartacaklarmış. Bir ülkenin hazinesi, kendi vatandaşına borçlanırken, başka bir ülkenin para birimiyle borçlanır mı? Hani millîlik? Hani yerlilik?’’ diye konuştu.
DOLAR REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRDI
Merkez Bankasının faiz indirimi sinyallariyle beraber kur tarihi rekora imza atarak 14.80 seviyesini aştı.Kurdaki yükseliş durduralamayınca Merkez Bankası döviz satışı yaparak müdahalede bulundu. Müdahale sonrası biraz durgunlaşan kur tekrar yükselişe geçerek 14.50’ye gerilese de kapanışı 14.80’in üzerinde yaptı.