Merkez Bankası'nın, enflasyon yüksekken politika faizini düşürmesinin daha yüksek enflasyona neden olacağı ve uzun vadeli piyasa faizlerinin düşmeyeceği, bilakis artacağı öngörülüyor. Bu durumun da yatırımcıların yatırım iştahını, harcamaları ve üretimi azaltacağı düşünülüyor. İşte, politika faizini düşürmenin sonuçları...
Merkez Bankası 2022 Eylül faiz kararı belli oldu. Merkez Bankası'nın siyasi kararla politika faizini düşürmeye devam etmesi, ekonomistler ve piyasa tarafından olumsuz yorumlandı. Faiz kararı öncesinde dolar/TL kuru bu sabah, Aralık 2021'deki tarihi zirvesine yaklaştı ve 18,35 seviyesini gördü.
MERKEZİ BANKASI FAİZ KARARI NE OLDU?
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, 22 Eylül 2022 Perşembe günü gerçekleşen toplantısında politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 12'ye düşürdü.
Merkez Bankası, geçen yıl politika faizini eylül, ekim, kasım ve aralık aylarında toplam 500 baz puan indirerek yüzde 19 seviyesinden yüzde 14 seviyesine çekmişti. Merkez Bankası; ocak, şubat, mart, nisan, mayıs, haziran, temmuz ayında da beklentilere paralel olarak faizde herhangi bir değişikliğe gitmedi.
Ancak Merkez Bankası, sürpriz bir şekilde bu yılın ağustos ayında politika faizini 100 baz puan indirerek yüzde 13 seviyesine çekmişti.
Karara ilişkin yayımlanan metinde, "Son dönemde belirgin şekilde açılan politika-kredi faizi makasının ilan edilen makro ihtiyati tedbirlerin katkısıyla geldiği denge, yakından takip edilmektedir. Kurul, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edecektir" açıklaması yapıldı.
MERKEZ BANKASI FAİZİ DÜŞÜRÜRSE NE OLUR?
Ekonomistler, Merkez Bankası'nın politika faizi düşürmesinin sonucu olarak enflasyonun artacağını öngörüyor.
Enflasyon beklentileri düşmeden politika faizini düşürmek, piyasa faizini düşürmüyor. Çünkü piyasa faizleri belirlenirken politika faizine ilave olarak enflasyonist beklentiler, ileriye yönelik riskler de fiyatlara giriyor.
O yüzden politika faizi düşse de orta ve uzun vadede artan enflasyonist beklentiler ve risk primi nedeni ile piyasa faizlerinin arttığını görüyoruz.
MERKEZ BANKASI FAİZİ NEDEN DÜŞÜRÜYOR?
Geçtiğimiz aylarda Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati 'enflasyonla büyümenin' bir siyasi tercih olduğunu dile getirdi.
AK Parti iktidarına göre, ekonominin büyüyebilmesi için borçlanma faizlerinin azalması lazım. O halde Merkez Bankası politika faizini düşürürse kredi faizleri iner, daha rahat borçlanma, daha çok harcama, daha çok yatırım, daha çok istihdam olarak geri döner.
Fakat ekonomik dinamikler böyle işlemiyor. Zira, Merkez Bankası'nın 2021 yılındaki faiz düşürme kararlarıyla birlikte kur krizi patlak vermiş, yıllık enflasyon 80,21'e çıkmıştı.
FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Geleneksel ekonomi teorisinde, faizlerin yüksek tutulmasının enflasyonu aşağı çekme ve ilgili ülkenin para birimini de güçlendirme yönünde bir etkisi olacağı düşünülüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, enflasyonu düşürmek için faizlerin indirilmesi görüşünü savunuyor.
Enflasyon ve faiz oranları arasında yakın bir ilişki bulunuyor. Faiz ayrıca döviz kurunu da etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Uygulanan politikalarla bunlar arasında bir denge kurulmaya çalışılıyor.
Merkez Bankası'nın piyasadaki para arzını yönetebilmek için sahip olduğu araçlardan birisi politika faiz oranları.
Politika faiz oranlarında yapılan değişiklikler piyasadaki oyuncuların borç alma ve verme maliyetlerini değiştirdiğinden hem bankaların uyguladığı faizleri hem de tahvil, hisse senedi gibi varlıkların değerini etkiliyor.
Faiz oranlarının düzeyi, bireylerin ve kurumların kaynaklarını tasarrufa ya da harcamaya yöneltmesinde belirleyici oluyor.
Örneğin, faiz oranlarının düşük olduğu bir ortamda tasarruf üzerinden elde edilecek gelir de düşük olduğundan harcama eğilimi artıyor.
FAİZLERİN DÜŞÜRÜLMESİNİN RİSKLERİ NELER?
Dolayısıyla faiz oranlarının düşürülmesinin tüketim harcamalarını artırması ve ekonomik büyümeyi desteklemesi bekleniyor.
Ancak tüketim harcamalarının artması beraberinde enflasyonun yükselmesi riskini getiriyor.
Bir diğer konu da faizlerin düşük olduğu bir ortamda kredi alma ve verme eğiliminin artmasının piyasadaki yerel para birimi miktarının yükselmesine neden olması. Bu da enflasyon riski yaratan bir başka unsur olarak ortaya çıkıyor.
Bu nedenle genel kabul gören ekonomi teorisinde, faiz oranlarının düşük tutulmasının enflasyon yaratacağı ve enflasyonun arttığı bir dönemde de fiyat artışlarını dizginlemek için faiz artırımına gidilmesi gerektiği görüşü bulunuyor.
FAİZLER NASIL DÜŞÜRÜLÜR VE ARTIRILIR?
Bankalar müşterilerine kredi verdiklerinde para yaratır. Faizler düştüğünde yaratılan para miktarının azaldığını, arttığında ise yaratılan paranın azaldığını söyleyebiliriz.
Faiz arttığında aynı ürünü almak için takas edilmesi gereken 'para' miktarı da artar. Bu da enflasyona neden olur. Tersi durumda, yani Merkez Bankası faizi artırdığında ise daha az miktarda borçlanma olur ve daha az miktarda para yaratılır. Bu da enflasyonu azaltır.
Kendi inisiyatifindeki faiz oranıyla ülkenin ekonomik büyümesine dair işlemde bulunabilmesi o merkez bankasının bağımsız para politikasına sahip olduğunu gösterir.
Fakat bankanın finansal istikrarı sağlayabilmek için faiz dışında, sermaye hareketlerini ve para biriminin diğer para birimleri karşısındaki değerini de göz önünde bulundurması gerekir.