Hükümetin yıl sonu ve gelecek yıl enflasyon tahmini şaşırttı! Önceki tahminler tutmamıştı, yeni rakamlar iyimser bulundu

Hükümetin yıl sonu ve gelecek yıl enflasyon tahmini şaşırttı! Önceki tahminler tutmamıştı, yeni rakamlar iyimser bulundu

2021 Eylül ayından beri yüksek enflasyon nedeniyle ekonomik krizle boğuşan Türkiye'de hükümetin 2024 yıl sonu ve 2025 yılı enflasyon tahmini, kamuoyunu tatmin etmedi. İşte, hükümetin yeni enflasyon beklentisi...

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası işbirliğiyle İzmir Ticaret Odasında düzenlenen toplantıda iş insanlarıyla bir araya geldi.

Dünya ekonomisinin pandemi sonrasında büyüme ve ticaret konusunda halen önceki performansından uzak olduğunu anlatan Yılmaz, Türkiye'nin çevresindeki gelişmelerin daha zorlu bir ortam oluşturduğunu ancak zorlu dönemlerin ülkelerin pozitif ayrışması için de bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin bu dönemlerden istifade etmesi ve farklı bir performans ortaya koyması için çalışma yaptıklarını dile getiren Yılmaz, güncellenen Orta Vadeli Program (OVP) hakkında bilgiler verdi. OVP'deki temel çerçevenin dış talebin verdiği katkının yükseldiği dengeli bir büyüme kompozisyonu olduğunu kaydeden Cevdet Yılmaz, şunları söyledi:

"Bunu da yakalamış durumdayız, bu anlamda hedefimize ulaşmış durumdayız. Özellikle 2024'ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı, iç talebi aştı. Dolayısıyla bu programımız çerçevesinde bir gelişme olduğunu gösteriyor. Yıl sonu itibarıyla da beklentimiz yüzde 3,5'lük bir büyümeyle bu yılı kapatmak. 0,5 civarında bir aşağı yönlü revizyon yaptık bu açıdan. İşte yaşadığımız şartları dikkate alırsanız bunun büyük bir revizyon olmadığını ifade etmek isterim."

"DENGELİ, ENFLASYONİST OLMAYAN, DIŞ TALEP AĞIRLIKLI BÜYÜME"

Türkiye'nin ana pazarlarında gelecek yıl daha yüksek büyüme beklentileri bulunduğunu, emtia fiyatlarının ılımlı seyrettiğini dile getiren Cevdet Yılmaz, FED ve Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme sürecinin de başladığına dikkati çekti. Bu sürecin gelişmekte olan ülkelere fon akışını hızlandıracağını, ihraç pazarlarına olumlu etkilerde bulunacağını söyleyen Cevdet Yılmaz, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla bütün bu şartlara da baktığımızda gelecek yıl yüzde 4 gibi bir büyüme hedefi koyduk. 'Enflasyonla mücadele ederken bu kadar büyüme olur mu?' diye sorular soruluyor. Onu izah etmek için söylüyorum, bütün bu şartları dikkate alarak bu hesaplamaları yaptık. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonuyla bunu başaracağımıza inanıyorum."

"EYLÜLDE 40'LI RAKAMLARI GÖRECEĞİZ"

Cevdet Yılmaz, büyümeyle enflasyon arasında kısa vadede zorluklar yaşanabileceğini ancak düşen enflasyonun orta vadede büyümeyi destekleyeceğine işaret ederek şu bilgileri paylaştı:

"Enflasyonda hazirandan bugüne 23,5 puanlık bir düşüş var. Ağustosta yüzde 52'yi gördü enflasyonumuz, eylül geldiğinde göreceksiniz 50'nin altına inecek enflasyon. Yani 40'lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda Orta Vadeli Program hedefimiz yüzde 41,5. Bir defa gelecek yılın ortalarında enflasyondan artık bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz, bu çok açık ve net. Bu politikamızın sonucunda gelecek yıl bu zamanlar artık 20 ila 30 arası bir enflasyon olacak ülkemizde.

Dolayısıyla bugünkü kadar enflasyon bir gündem oluşturmayacak ama enflasyonla mücadelemiz devam edecek elbette. 2025 sonu itibarıyla 20'nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026'da ise tek haneli rakamlara ülkemizi tekrar kavuşturmak istiyoruz. Bütün gayretimiz, planımız, politikamız bu çerçevede şekillendirilmiş durumda ve onu da geçmişte nasıl başardıysak yine başaracağımıza inanıyoruz."

KREDİ DERECELENDİRME KURULUŞLARININ NOT ARTIRMA KARARLARI

Cevdet Yılmaz, OVP hedeflerinde istihdam ve cari açıkta beklediklerinin ötesinde gerçekleşmelerin yakalandığını, cari açığın temmuz rakamları itibarıyla Ticaret Bakanlığı verilerine göre yüzde 2'nin altına indiğini belirterek, yıl sonunda 1,7'ye inmeyi öngördüklerini anlattı.

İhracat ve turizm gelirlerinde de artışların devam ettiğini, Merkez Bankası rezervlerinde ciddi iyileşmeler görüldüğünü anımsatan Yılmaz, bütçe açığının da depremin getirdiği ağır yüke rağmen yıl sonunda yüzde 5'in altına çekilmesinin hedeflendiğini bildirdi.

Cari açık ve bütçe açığını kontrol ederek rezervleri güçlendirdiğinizde risk primlerinin de gerilediğini dile getiren Cevdet Yılmaz, "Geçen yıl 703 baz puandan çıkmıştı ülke risk primi. Bugün geldiğimiz noktada 19 Eylül itibarıyla rakam 260. Yani 703'den 260'a düşen bir risk pirimi. Bu niye önemli? Özel sektör veya kamu sektörü dış dünyadan daha düşük maliyetlerle borçlanma imkanına kavuşmuş oluyor" dedi.

Cevdet Yılmaz, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ciddi anlamda not artırımları yaptığını, üçünün de not arttırdığı dünyadaki tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.

Programlarının sadece para programı olmadığını maliye politikası ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül bir çerçeve olduğunu vurgulayan Cevdet Yılmaz, Türkiye'nin yeni bir sanayi politikasına ihtiyaç duyduğunu, tarımı da stratejik öneme sahip bir sektör olarak gördüklerini dile getirdi.

Tarımsal verimliliği ve gıda üretimini artırmak durumunda olduklarını ifade eden Cevdet Yılmaz, bu konuda planlı bir tarım, havza bazlı önceliklere dayalı, su miktarını kıstas olarak kabul eden bir destekleme sistemi üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Cevdet Yılmaz, çalışma hayatının da önemli reform alanlarından olacağını, istihdam konusunda yeni nesil çalışma biçimlerini ülkeye kazandırmak durumunda olduklarını da sözlerine ekledi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN