Eski BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Yardım: Adana'da bulunan petrol henüz keşif değil

Eski BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Yardım: Adana'da bulunan petrol henüz keşif değil

ABD Başkanı Biden'in Ortadoğu'ya yapacağı ziyaret öncesi doğalgaz ve petrol alanından yaşanan krizi değerlendiren eski BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Yardım, "Biden’ın Orta Doğu ziyaretinin amacı Rusya’nın petrol konusundaki gelirlerini azaltmak" dedi. Adana'da petrol bulunduğuna dair iddiaları da değerlendiren Yardım, ortada henüz bir rezervin olmadığını ifade ederek, "Bölgede petrol var. Gerçek rezervi bulmak lazım." dedi.

Rusya'nın Ukrayna'nın işgali ile birlikte dünya genelinde doğal gaz sıkıntısı başa göstermeye başladı. Tüm dünyada doğal gazda yaşanan tedarik sorunu fiyatların yükselmesine neden oldu. Başta Avrupa ve ABD olmak üzere yeni tedarik ülke arayışına girdi.

ABD Başkanı Joe Biden'ın önümüzdeki günlerde Ortadoğu'ya yapacağı ziyaret bu açıdan önem arz ediyor. Hem doğal gaz kaynakları hem de petrol konusunda belirleyici görüşmeler gerçekleştirecek muhtemelen.

Dünya genelinde yaşanan doğal gaz ve petrol sıkıntısının devam ettiği bu günlerde Biden'ın yapacağı ziyaretin enerji alanına etkisini eski BOTAŞ Genel Müdürü Gökhan Yardım, Karar yazarı Semra Alkan'a değerlendirdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle birlikte doğal gaz ve petrol konusunda ülkeler yeni çözüm arayışına girdi. Bu bağlamda, ABD Başkanı Joe Biden’ın 13-16 Temmuz’daki Orta Doğu ziyaretini nasıl okumak gerekir?

Biden 13-16 Temmuz tarihleri arasında Orta Doğu’ya bir ziyaret gerçekleştirecek. Bu ziyaret Rusya karşıtı cephe açısından önemli görülüyor. Neden? Çünkü Rusya ve Körfez ülkeleri zamanımızın en kıymetli ürünlerinden bir tanesi olan petrolün önemli üreticileridir.

Petrol endüstrisi doğası gereği döngüseldir. Yüksek fiyatlar yatırımları çeker, üretim artar ve fazla üretim tabii güçlü bir karlılıkla birlikte oluşur. Bir süre sonra üretim fazlalığı sonucunda fiyatlar düşer, karlılık düşer ve sermaye bu yatırımlardan kaçar. Bunun sonucunda üretim düşer, üretim düşünce talep artmaya devam ettiğinden dolayı da fiyatlar yükselir. Fiyatlar yükselince de sermaye tekrar oraya yatırım yapmaya başlar ve bu döngüsel olaylar devam eder.

17.jpg

“RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI ENERJİ PİYASALARININ ALTÜST OLMASINI HIZLANDIRDI”

2010-2020 yılları arasında dünya ucuz ve bol miktarda geleneksel enerjiye (kömür, petrol ve doğal gaz) alışmıştı. Enerji kaynakları piyasalara uzun süre ucuz miktarda tedarik edildi ve ne yatırımcılar ne de tüketiciler enerji piyasalarının geleceğini fazla düşünmedi, tabii ki enerji piyasaları bir günde altüst olmadı. Sadece Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş bu işlemleri hızlandırdı. Geçmişte 1970'lerin ilk petrol krizinde, 2008 krizinde, tüm enerji kıtlıklarında OPEC+ hızla devreye alınabilecek bol miktarda yedek kapasite sağladı. Ama şu anda o kadar çok istenilmesine rağmen yedek kapasite sağlanamıyor, çünkü bu kapasitenin olmadığı anlaşılıyor.

Açıkçası dünyada özellikle yeşil politikalardan sonra bu döngü değişmeye başladı. Sermaye petrol ve doğal gaz yatırımlarına eski iştahlı davranışını göstermedi. Hatta daha yeni Avrupa Birliği, doğal gazı ve nükleeri sürdürülebilir enerji politikalarının bir parçası kabul etti. Ama doğal gazda birçok sınırlama var.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen işgale başlaması ile Batı dünyası Rusya’ya karşı yaptırımlara başladı. Bu yaptırımlar başta kömür olmak üzere deniz yoluyla iletilen petrolü de kapsayacak şekilde genişletildi ve petrol fiyatları yükseldi. Avrupa’nın başta Almanya olmak üzere Rus doğal gazına olan bağımlılığından bahsetmemize gerek yok, artık en basitinden en bilgili ve ilgililere kadar hepimiz öğrendik.

Rusya, dünyanın önemli bir petrol ve petrol ürünleri ihracatçısıdır. Geçen yıl Rusya dünya petrol üretiminin % 12,2 sini karşıladı. Bunun da büyük kısmını ihraç etti. Rusya’ya uygulanan petrol yaptırımları ilk etapta petrol fiyatlarını artırdı ve buna karşılık ABD kendi stratejik petrol rezervinin bir kısmını piyasaya sürmeye başladı. Fakat görüldü ki, bu arz petrol piyasasında büyük etki yapmadı. Sadece fiyatların yukarı yönlü hareketini yavaşlattı. Rusya’ya uygulanan petrol yaptırımları henüz AB boru hatları ile taşınan kısmı kapsamıyor. Rusya, Petrol İhraç eden Ülkeler Teşkilatı OPEC+ dediğimiz ülkeler kapsamında anılıyor ve şimdiye kadar başını Suudi Arabistan’ın çektiği OPEC üyesi ülkelerle birlikte hareket ediyor. Ama Rusya aynı zamanda Basra Körfezi’nde ve Orta Doğu’da İran’ın da önemli bir müttefikidir. Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile İsrail, İran’ı bölgede şüpheyle karşılıyor. Rusya’ya uygulanan ve daha da genişletilmesi düşünülen petrol ambargosu ABD’nin İran’la nükleer müzakerelerinin sonuçlandırılması ve İran’a karşı tutumun yumuşatılmasını ve İran petrollerinin dünya piyasalarına verilmesini gündeme getirdi. Tabii ki bu durum Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile İsrail açısından kuşkuyla karşılanıyor, ama İran dünyanın önemli bir petrol üreticisidir. ABD daha geçen sene ambargo uyguladığı Venezüella’dan üretim yapılması ve uygulanan ambargonun kaldırılması için Amerikan şirketi Chevron’a izin verdi. Chevron, Venezüella yetkilileri ile görüşmelerini sürdürüyor.

Covid sonrası beklentilerin üzerinde seyreden petrol talebi ve piyasaya sürülen arzın hayal kırıklığı yaratması ile birlikte, Biden OPEC’den Kasım 2021'de ve yine Şubat 2022'de daha fazla petrol üretmelerini istedi ve her iki talepte yerine getirilmedi veya getirilemedi. Bazı analistlere göre; Suudi Arabistan liderliğindeki OPEC’in üretimi arttırmamayı seçtiğine inanılıyor. Mart 2022 itibarıyla her OPEC+ ülkesi kendine ayrılan kotanın altında üretim yapıyordu. Bu aslında pek alışılagelmiş bir şey değildi. Çekirdek OPEC ülkeleri izin verilenden yaklaşık 1 milyon varil/gün daha az üretim yaptılar ve geriye kalan üye ülkelerde 700.000 varil daha az ürettiler ve Mart ayında 3 milyar dolarlık bir gelirden olmuş oldular

Bu ülkeler neden üretimi arttırmadılar? Fiyatları yüksek tutarak Rusya'ya bir şekilde yardım ettikleri iddiası da pek mantıklı değil. Çünkü Suudi Arabistan OPEC+’ın fiili lideri olarak görülüyor. Rusya'ya şüpheci yaklaşıyor, çünkü Rusya genelde İran'ın bir destekçisi, yani Rusya çeşitli vekâlet kavgalarında İran'ı destekliyor. Bu da Suudi Arabistan'ın çıkarlarına tamamen aykırı. Her ne kadar Suudi yönetiminin Biden ile olan ilişkileri Trump’a göre çok zayıf da olsa NATO ve Batı’nın zararına Rusya ile işbirliği yapması pek mantıklı değil. O zaman akla teknik sebepler geliyor. Yani Suudi Arabistan ve OPEC+ ülkeleri istemelerine rağmen petrol üretimlerini arttırabilecek durumda değiller. İşte Biden tam bu zamanda önce İsrail ve sonrada Suudi Arabistan’ı ziyaret edecek. ABD, geleneksel dost gördüğü ülkelerin nabzını tutacak, güven tazeleyecek ve petrol üretimlerini arttırmalarını, Rusya’ya karşı birlikte hareket etmelerini, Batıyı desteklemelerini isteyecek.

“RUSYA ÜRETİMİ DURDURURSA PETROL FİYATLARININ NERELERE ÇIKACAĞI KESTİRİLEMİYOR”

Batı, dünya enerji kaynaklarındaki fiyat artışlarının enflasyona yol açtığının ve bu yükselişin devam etmesinin ekonomilerde durgunluğa yol açacağının farkında ve çare arayışlarına devam ediyor. Tartışılan önerilerden bir tanesi de Rus petrolünün fiyatını varil başına 40 ila 60 dolar arasında sınırlandırılması. G-7 ülkeleri ve AB, Rus petrolünü ithal etmeyi aşamalı olarak durdurmayı kabul etmesine rağmen, Rusya diğer alıcılara indirimli fiyatla petrol ihracatına devam etti. Rusya’nın hâlihazırda petrolden günde 600 milyon dolardan fazla gelir elde ettiğine inanılıyor. Kaldı ki Rus petrolünün düşük fiyatla alınmasına müsaade edilmesi veya sınırlandırılması kararına Rusya’nın nasıl bir tepki göstereceği de henüz belli değil. Eğer Rusya, bu karara tepki olarak mevcut parasal rezervlerine güvenip üretimini durdurursa petrol fiyatlarının nerelere çıkacağı kestirilemiyor.

Tüm bu belirttiğim görüşler çerçevesinde neler yapılacağı tartışılırken petrol fiyatları da yüksek seyrine devam ediyordu. Ancak CİTİ Grubun yüksek petrol fiyatlarının dünyada resesyona sebep olacağı ve petrol fiyatlarının bu resesyona bağlı olarak 40-50 dolar bandına düşebileceğine dair hazırladığı rapor, petrol fiyatlarını tekrar 100$/varil bandına çekti.

“BİDEN'IN ORTA DOĞU ZİYARETİNİN AMACI RUSYA'NIN PETROL GELİRLERİNİ AZALTMAK"

Sonuç itibariyle, Biden’ın Orta Doğu ziyaretinin amacı Rusya’nın petrol konusundaki gelirlerini azaltmak. Bunu yaparken dünya petrol fiyatlarını arttırmadan Batının zarar görmesini önlemek, Rusya dışı olabilecek mümkün bütün petrol arzının piyasaya sürülmesini sağlamak. Bir süredir çeşitli politik sebeplerle mevcut ABD yönetimine soğuk duran Orta Doğu’yu geleneksel çizgiye çekip Batı ile ilişkilerini pekiştirmek.

Rusya’nın vanayı kapatmasıyla birlikte Avrupa Birliği ülkeleri önlemler almaya çalışıyor. Zira kömürle çalışan elektrik santralleri de yeniden gündemde. Alınan önlemler yeterli olur mu? Ayrıca bizde de önümüzdeki kış için ne gibi önlemler alınabilir?

22 Şubat tarihinde Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki iki bölgenin bağımsızlığını tanımasından sonra Almanya Kuzey Akım 2 Boru Hattını iptal etti. 24 Şubat tarihinde ise Rusya, Ukrayna’ya karşı askeri harekâta başladı. 8 Mart tarihinde Avrupa Komisyonu, Rus enerji kaynaklarından kurtulma politikalarını amaçlayan REPowerEU (Avrupa’nın yeniden güçlenmesi) strateji belgesini yayınladı. Rusya’ya uygulanan yaptırımlara karşı Rusya’da dost olarak gördüğü ülkeler dışında Ruble ile ödeme yöntemini 1 Nisan tarihi itibariyle devreye soktu. Ruble ile ödemeyi kabul etmeyen Polonya ile Bulgaristan’ın doğal gazını 27 Nisan’da, Finlandiya’nın gazını 21 Mayıs’ta, 31 Mayıs’ta Hollanda’nın GasTerra, 1 Haziran’da da Danimarka’nın Orsted ve Almanya’daki Shell Enerji Avrupa’nın gazını kesti. Kanada Kuzey Akım 1 Boru Hattında kullanılan bakım için gönderilen kompresörlerin bakım sonrası iadesini ambargoyu gerekçe göstererek durdurmuştu. Rusya buna Kuzey Akım 1 üzerinden Almanya’ya gaz akışını teknik sebepleri gerekçe göstererek azaltmıştı. Kanada’nın bu kompresörleri bakım sonrası iade edeceğini öğreniyoruz. Şimdi de Kuzey Akım 1 Boru Hattında planlı bakım çalışması sebebiyle gaz akışı bir hafta süreyle kesildi. Gazprom tarafından bu gazın tekrar açılmaması Almanya'yı çok korkutuyor. Almanya ile beraber tüm Avrupa ülkeleri gazımız tamamıyla kesilir ve verilmezse kışın ne yaparız diye büyük bir korku ve tereddüt içindeler. Türkiye’de de Türk Akım Boru Hattında bir hafta planlı bakım çalışması yapıldı, sonrasında gaz akışı devam etti. Açıkçası Rusya’nın Avrupa’ya gaz akışını sıfır yapmasından en çok zararı kendisi görür ve bütün mermilerini bitirmiş olur. Elinde başka silah kalmaz. Gaz miktarını azaltmayı ise farklı çerçevede değerlendirmek lazım. Karşı tarafta stres yaratıyor, fiyatlar artıyor. Çok daha etkili olduğunu düşünüyorum.

Avrupa, REPowerEU stratejik belgesi çerçevesinde kış gelmeden önce yeraltı depolarını doldurmaya çalışıyor. Strateji belgesine göre, 1 Kasım tarihinden önce yeraltı depolarının bu yıl % 80, önümüzdeki yıldan itibaren % 90 doldurulması gerekiyor. En son baktığım verilere göre, depoların doluluk oranı % 60. Ancak Rusya’da çeşitli bahanelerle haklı veya haksız Avrupa’ya sevk ettiği doğal gazın akışını azaltıyor ve depoların kış gelmeden önce doldurulmasını önlemeye çalışıyor. REPowerEU, aslında AB’nin yeşil politikaları çerçevesinde değerlendirilmesi gereken bir belge. Yani amaç Rus enerji kaynaklarına bağımlılığı azaltırken yeşil politikaları daha etkili uygulamaktır. Almanya enerjide uyarı aşamasında diyebiliriz. Halkın enerjiyi daha tasarruflu kullanmasını, hatta duşta dahi az süre kalmalarını tavsiye ediyor. Tarihin garip cilvesi diyebiliriz. Koalisyon ortağı Almanya Yeşiller Partisi, kömür santrallarının devreye alınmasının hazırlıklarını yapıyor. Kömürün kullanılmamasının alternatifi elektriksizlik ve sanayinin durması anlamına geliyor. Yani kışın enerjisiz kalmamak amacıyla Avrupa’da kömür santrallarının devreye alınması, eski ve durdurulan nükleer santralların olabilirse devreye alınmasının hazırlıkları yapılıyor.

“DÜNYADA ÖZGÜR DOĞAL GAZIN SEMBOLÜ OLAN LNG TEDARİKİNİN BÜYÜK RAKİBİ ÇİN'DİR"

Hane halkı için de Rus boru hatları ile doğal gaz alımına alternatif olmak üzere FSRU (yüzer sıvılaştırılmış doğal gaz) tesislerinin kış gelmeden önce devreye alınmasına çalışılıyor. Avrupa’da savaşın başlamasından sonra yaklaşık 20 FSRU terminali planlandı. Almanya, ilk terminalin bu kış devreye gireceğini açıkladı. Bunu, diğer üç FSRU terminali takip edecek. İtalyan Snam’da FSRU gemisi satın aldı ve devreye alacak. Ancak bütün dünyada özgür doğal gazın sembolü olan LNG tedarikinin büyük rakibi var; Çin. Çin, 2023 yılında 10 yeni FSRU tesisinin devreye almak istiyor. Bu sene Amerikan LNG’si Avrupa’da Rus doğal gaz tedarik miktarını zaman zaman geçti. Ancak dünyada bu kadar LNG talebindeki artışa paralel hatta daha çok LNG üretim tesisi yapılmalı ki LNG fiyatları düşsün. Önümüzdeki kış talep patlaması sebebiyle spot LNG fiyatlarının yeni tavanlar yapması bekleniyor.

Biz ise, kaynak çeşitlendirmesi açısından nispeten çok daha iyi durumdayız. Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmadık. Avrupa’nın doğal gazının bir kısmı Türkiye üzerinden gidiyor. Hatta geçenlerde İtalya Başbakanı’nın ziyaretinde TANAP üzerinden İtalya’ya giden Azeri gazı miktarının arttırılmasının da gündeme geldiğini tahmin ediyorum. Yenilenebilir enerji yatırımları artarak devam ediyor, ancak bizim de farklı sorunlarımız var. Açıkçası sorunlarımızın temeli ekonomik…

“ELEKTRİK PİYASASINDA DENGELER BOZULDU”

Elektrik piyasasında dengeler bozuldu. Elektrik üreticileri 1 Temmuz’da getirilen avans ödeme sistem değişiklikleri ile (GÖS: Gün öncesi ödeme) sistem sıkıntıya giriyor. Elektrik üreticileri ödeme problemi yaşamaya başlıyor. İlkbaharda geçen seneye göre daha çok su gelirlerine sahip olmamıza yani daha ucuz elektrik üretmemize rağmen tüketiciler olarak bundan yararlanamadık. Aradaki fark görevli tedarik şirketlerinin geçmiş yıl açıklarını kapatmaya kullanılıyor.

2021 yılı sonunda biten kontratlarımızın bir kısmını fiyat formüllerinin içerisine spot fiyatları dâhil ederek uzattık. Spot fiyatların yüksek seyretmesi sebebiyle uzun dönemli alım fiyatlarımız arttı. Bir kısım kontratımızı da uzatamadık. Uzatamadığımız doğal gaz kontratlarının eşdeğer miktarı doğal gaz için spot piyasadan doğal gaz almamız gerekiyor ve artan konut tüketimi kış aylarında daha çok spot LNG almamıza yol açıyor. Bu da enerji faturamızın dolar cinsinden artması anlamına geliyor. Yani bizim hem finansal hem de dünya enerji piyasasının yansımaları olarak yapısal problemlerimiz var. Kışın spot LNG bulmak zor ve çok yüksek fiyatlı olacak. Bunların şimdiden karşılanması, anlaşmalarının yapılması gerekecek.

Yeraltı depolarının kış gelmeden tam doldurulması dikkat etmemiz gereken önemli bir nokta. Silivri Yeraltı Deposu’nun %63’ü, Tuz Gölü Yeraltı Deposu’nun da %52’si dolu. Kışa girmeden yeraltı depolarımızı doldurmamız gerekiyor. Burada yeraltı deposundan bahsediyorum. LNG Terminalindeki LNG depoları da mevzuat açısından depo olarak geçiyor ama stratejik olarak yeraltı depoları ile LNG depoları farklı değerlendirmek lazım. Bana LNG depoları da dahil edilerek “depolarımız dolu” diye cevap veriliyor. Yeni bir LNG kargosunu alabilmek için bir gemi hacmindeki LNG deposunu boşaltmanız lazım, yani bunlar hareketli depolardır Ama yeraltı deposundaki hacim orada duruyor, ihtiyacınız olduğu anda kullanıyorsunuz. O açıdan daima yeraltı depoları hacminden bahsediyorum. REPowerEU da yeraltı gaz depolarından bahsediyor. Sonuç olarak, bizim de kış için arz planlamamızı yine İran veya başka kaynaklardan kesinti olabilecekmiş gibi alternatifli olarak hazırlamamız, spot alım anlaşmalarımızı sonuçlandırmamız, yeraltı gaz depolarını doldurmamız, çift yakıtlı doğal gaz santrallarımızın alternatif yakıtlarını tedarik etmemiz, ithal kömür santrallarının kömür ihtiyaçlarını sevkiyata bağlamamız lazım. Elektrik dağıtım bölgelerinin iletim hatlarının bakım onarımlarını ve yenileme yatırımlarını da kış gelmeden bitirmemiz gerekiyor.

Enerji güvenliği açısından Avrupa ve genel olarak dünya bir dönemeçte denilebilir mi?

Enerji güvenliği açısından Avrupa ve dünya bir dönemeçte diyebiliriz. Aslında bu dönemeç, Avrupa için daha sert, masraflı ve acılı oluyor. Yüksek enflasyon ve İngiltere’de değişen bir hükümet gördük. Avrupa bir süredir yeşil politikaların peşinde çok sert gidiyor. Aslında hepimiz yeşil politikaları destekliyoruz, ama bunu sloganlar çerçevesine sokmamalıyız. Sonuçta, yeşil enerji şu anda sürekli ve güvenli değil. O yüzden de mutlaka sürekli ve düzenli enerjiyle ki buna en uygun yakıtlar doğal gaz ve nükleer ile desteklenmesi gerekirdi. Nitekim Avrupa Parlamentosu’nda sonunda doğal gaz ve nükleer enerjinin yeşil politikalar çerçevesinde olduğunu kabul etti. Ancak bu karar çok ayrıntılı koşullar içeriyor. Doğal gaz fosil bir yakıttır ama bazı ülkelerin yeşil ekonomiye geçiş yolunda bir “Geçiş Yakıtıdır” diyoruz.

Hatta bazı Avrupa ülkeleri daima enerjinin serbest piyasa modeli çerçevesinde özel sektör tarafından yapılması konusunu bile tartışmalı hale getirdi. Fransız hükümeti, mali açıdan mücadele eden nükleer devi EDF'nin tam kontrolünü ele geçirirken, Almanya bu hafta Uniper gibi kendi enerji şirketlerini kurtarmak için yasalar çıkardı. Hedef enerjisiz kalmamak. Gerekirse enerji şirketlerini devlet bünyesine almaya çalışıyorlar.

Uzun yıllardır söylediğimiz, aslında da hepimizin bildiği yumurtaları tek sepete koymama söylemi enerji politikalarında da geçerli. Yani kaynak ve ülke çeşitliliğini dikkate almak gerekiyor. Bunu yaparken de ekonomik ve çevreyle barışık politikaları esas almak önemlidir. Bunun reçetesi kaynak bazında ülkelerin coğrafi durumuna, komşularıyla ilişkilerine vs. birçok etmene bağlı. Tek bir reçetesi yok doğrusu… Yani % 20 nükleer, % 20 güneş, % 20 rüzgâr, % 20 hidrolik, % 20 doğal gaz gibi ideal bir karışımı yok, hatta zor. Ülke şartları, kaynaklarınız, komşularınızla ilişkileriniz, bulunduğunuz coğrafya bunu sağlar. Avrupa burada belki aşırıya kaçtı, Rusya’ya fazla bağlandı denilebilir ama bu bağlılık daima iki yönlü olur. Karşı tarafta sizden başka şeyler alır. O açıdan bundan sonra enerji kaynaklarında daha dikkatli olacaklardır diyebiliriz. Hatta sizin elinizde olmadan başka bir ülkenin davranışı sizin politikalarınızın dün doğru olsa bile bugün yanlış diye değerlendirilmesine yol açabilir. Enerji politikalarında değişmeyen tek bir gerçek biliyorum. O da ne kadar ucuz olursa olsun, enerjinin tasarruflu ve verimli kullanılmasıdır. Bu değişmeyen bir gerçektir.

Haziran 2021’de açıklanan Karadeniz'deki doğal gaz keşfi ve en son Adana’da bulunan petrol rezervinin enerjideki bağımlılığımıza etkisi nedir?

Karadeniz’deki doğal gaz keşfimiz önemli. Ancak yılda 60 milyar m3 doğal gaz tüketen bir ülke için yıllık 20-25 milyar m3 arz ki bu arzın 2027 yılından sonra olabileceği belirtiliyor. Dolayısıyla, belirtilen doğal gaz keşfinin enerji sorunumuzu çözeceği, evlerimizde ucuz doğal gaz kullanacağımız konusunda beklenti yaratılmasını doğru bulmuyorum. Kaldı ki gazın kullanıma verileceği Filyos Tesisleri çıkışındaki maliyeti ne olacak, bu konuda da hiçbir açıklama yapılmadı. Karadeniz gazı milli servetimizdir, bunun politikası olmaz. Görevde kim olursa aynı şevk ve çabayla çalışacak ve ülke ekonomisine bu gazı kazandıracaktır.

“ADANA'DA BULUNAN PETROL REZERVİ HENÜZ KEŞİF DEĞİL"

Adana’da bulunduğu ifade edilen petrol ise henüz keşif değildir. Yani ortada henüz bir rezerv yok. Eğer bu keşif yapılmış bir rezervse, bu keşifle ilgili detay bilgi verilmelidir. Ekonomisi nedir? Petrol su oranı nedir. Bekleyerek mi, sürekli mi üretim yapılıyor. Bu bölgede birçok yerde petrol sızıntıları vardır. Burası asıl rezervden gelen bir petrol birikim yeridir. Jeoloji mühendislerinin ifadesiyle “Meteorik sularla yıkanmış yüzeye çok yakın bir petrol birikintisinden bahsediyoruz.” Bu kadar yüzeye yakın bir yerde hele ki bölgedeki çok fazla olan fayları dikkate aldığımız zaman çok daha derinlerdeki ana rezervi bulmadan bir keşiften bahsetmek çok zor. Bu tip ekonomisi düşük bile olsa bütün bölgede gerçek rezerv olan yerleri aramak lazım. Bölgede petrol var. Gerçek rezervi bulmak lazım.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN