TCMB, Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle deprem bölgesinde yerleşik kişilerin, vadesi gelmiş veya 6 ay içinde vadesi gelecek kredilerinin vadesinin ötelenmesi halinde, bu kredilerin 6 ay boyunca menkul kıymet tesisi ve zorunlu karşılıklardan muaf tutulacağı, ayrıca söz konusu kredilerin aynı süre içinde harcama mukabili belge uygulamasına tabi olmayacağını bildirdi.
Yaşanan deprem felaketi sonrasında alınan ekonomik önlemler sürüyor. Bölgede yaşayan halkın banka borçlarının ötelenmesi konusunda harekete geçen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), deprem sonrası menkul kıymet ve zorunlu karşılıklara ilişkin yapılan düzenlemelerle ilgili bankalara bilgilendirme yazısı gönderdi. Bu kapsamda, bankalar 6 Şubat itibarıyla deprem bölgesinde yerleşik olan kişilerin, vadesi gelmiş veya 6 ay içinde vadesi gelecek kredilerinin vadesinin ötelenmesi halinde, bu kredilerin menkul kıymet tesisi ve zorunlu karşılıklardan kriterlerinden muaf tutulacak.
Bankalara gönderilen yazıda, 6 Şubat itibarıyla Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa’da yerleşik olan KOBİ’lere kullandırılan veya kullandırılacak kredilerin harcama mukabili belge uygulamasına tabi olmamasının uygun olacağı bildirilerek, şu ifadelere yer verildi:
“6 Şubat itibarıyla deprem bölgesinde yerleşik olan kişilerin vadesi gelmiş veya 6 ay içinde vadesi gelecek kredilerinin vadesinin ötelenmesi halinde, bu kredilerin, bankalar için kredi türüne ve kredi büyüme oranına göre menkul kıymet tesisi uygulamalarından hariç tutulmasının, harcama mukabili belge uygulamasına konu olmamasının, ancak kredi faiz/kar payı oranına göre menkul kıymet tesisine (geçici 7’nci madde) tabi olmaya devam etmesinin, finansman şirketleri için zorunlu karşılık tesisinden hariç tutulmasının uygun olacağı değerlendirilmektedir.”
Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliği depremin bölge ekonomisinde yol açtığı olumsuz etkilere maruz kalan, ödeme güçleri olumsuz etkilenen banka müşterilerinin, talepleri halinde, bankalara olan vadesi gelmiş veya 6 ay içinde vadesi gelecek borçlarının vadesinin 8 Şubat’tan itibaren 6 ay sonraya kadar ötelenmesine ilişkin prensip kararını açıklamıştı.
ALTIN İTHALATI DA SINIRLANDIRILDI
Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasası üzerinden altın ithalatı 2023 yılına rekorla başladı. Borsa İstanbul Kıymetli Madenler Piyasası verilerine göre, Ocak ayında altın ithalatı 68 bin 330 kilogram ile kayıtların tutulmaya başlandığı 1995 yılından bu yana en yüksek rakama ulaştı. 6 Şubat depremlerinin ekonomiye olumsuz etkisini hafifletmek için mal mukabili (vadeli) altın ithalatının geçici bir süreliğine durdurulması için karar alındığı belirtildi.
Bloomberg’in üst düzey yetkililere dayandırdığı haberine göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı, son dönemde giderek artan ve cari açık üzerinde olumsuz etkileri gözlenen altın ithalatını düşürmek için bir süre önce çalışma başlattı. Kısa süre içerisinde sonuçlandırılması beklenen çalışma ile, mal mukabili altın yani malların doğrudan ithalatçıya gönderildiği ve mal bedelinin önceden belirlenen vadede ödendiği yöntemle yapılan altın ithalatı bir süreliğine tamamen durdurulacak.
GOLDMAN EKONOMİSTLERİ: GSYH MALİYETİ YÜZDE 1
Goldman Sachs ekonomistleri Clemens Grafe ve Başak Edizgil, Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye’nin GSYH’si üzerindeki payının yüzde 1’in altında kalabileceğini belirtti. Hazırlanan notta “1999 Marmara depremi GSYH’daki payı, şimdiki depremin üç katından daha büyük bir bölgeyi etkiledi. Bir akademik çalışma, o depremin maliyetinin GSYH’nin yüzde 1,2’sine tekabül ettiğini ortaya koydu. Bu sonuçlar ve bölgenin büyümedeki payı dikkate alındığında geçen haftaki depremin GSYH’ye maliyetinin yüzde 1’in oldukça altında kalabileceğini hesaplıyoruz” ifadelerine yer verildi.
Para ve maliye politikası adımları ile gönderilen yardımlara atıfta bulunulan kurum notunda, ülke, yardım ve yeniden inşa çabalarını organize edecek kapasiteye sahip olduğu sürece, büyüme üzerindeki etkinin uzun vadede görüleceği tahmin edildi.
Notta, şöyle denildi:
“Geçmişte benzer şoklara verilen tepkilere dayanarak, Türkiye’nin kurumsal kapasitesinin yanıt vermek için yetersiz kalacağını düşünmek için bir sebep göremiyoruz. Riskler varsa, bunlar daha çok finansman tarafıyla ilgili. Türkiye’nin dış kaynaklara erişimi piyasa finansmanı B kredi notlu bir ülke olarak sınırlı ve bu yıl yapılması planlanan çok kritik bir seçim var. Bu nedenle hem kamu fonlaması hem de özel sektör yardımı depremin etkisini azaltmak için çok önemli olacak. Haber akışının önemli piyasa dışı finansmanın yakında geleceğini göstermesi de cesaret verici.”