Asgari ücret zamlarının belli olmasına aylar kala yeni bir gelişme yaşandı. CHP lideri Özgür Özel, yaptığı açıklamalarla dikkat çekti. İşte konuya ilişkin detaylar…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, asgari ücret tartışmalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. 2025 yılı için asgari ücretin en az 30 bin lira olması gerektiğini belirten Özel, mevcut durumun işçileri zor durumda bıraktığını vurguladı. İşte detaylar…
ASGARİ ÜCRETTEN GÜNCEL DURUM
Asgari ücret, her yıl olduğu gibi bu yıl da kamuoyunun gündeminde. CHP lideri Özgür Özel, İstanbul'da düzenlenen TBMM Grubu kampında yaptığı açıklamalarla asgari ücretle ilgili belirsizlikleri ortadan kaldırmaya çalıştı. Özellikle enflasyon oranlarının artışı ve işçi ücretlerinin yetersizliği üzerine dikkat çeken Özel, mevcut asgari ücretin yetersiz kaldığını ifade etti.
ENFLASYON VE ZAM TARTIŞMALARI
Özgür Özel, Temmuz ayında asgari ücrete ara zam yapılmadığını hatırlatarak, "Enflasyon yüzde 50'lerde. Ancak hedeflenen enflasyona göre zam vermek planlıyorlar. Bu, işçilerin alım gücünü daha da düşürüyor," dedi. Geçen yıl Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın asgari ücrete yılda dört kez zam yapacaklarını duyurduğunu hatırlatan Özel, bu yıl sadece iki zam yapıldığını vurguladı. Şu anda asgari ücretin 17 bin lira olduğunu belirtti.
ASGARİ ÜCRET BEKLENTİLERİ
Özgür Özel, asgari ücretin hissedilen enflasyonu yansıtmadığına dikkat çekerek, "Normal enflasyon zammı ile 25 bin lira, hissedilen enflasyonu göz önünde bulundurduğumuzda ise 35 bin lira olmalı. Asgari ücretlilerin alım gücünü korumak için en az 30 bin lira olması lazım," ifadelerini kullandı. Özel, mevcut rakamların yetersiz olduğunu ve hükümetin asgari ücretle ilgili olarak 20-22 bin lira hedeflediğini belirterek, bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
MÜCADELE VURGUSU
CHP lideri, bu konunun takipçisi olacaklarını ve işçiler için büyük bir mücadele vereceklerini açıkladı. "Asgari ücretli, asgari yaşam standartlarına ulaşmak için hak ettiği ücreti almalıdır," diyerek, adaletin sağlanması gerektiğinin altını çizdi.
CHP lideri Özgür Özel konuşmasının devamında ise şu ifadeleri kullandı:
"Toplantının yapılması, hatta Sayın Vali Yardımcısı tarafından Belediye Meclisi'nin 10 gün içinde bu gündemle olağanüstü toplanması ve Belediye Başkan Vekilini seçmesi gerekiyor. Ancak kayyum atanan belediyelerde bir pratik var. İzmir Urla'da ve geçen dönem kayyum atanan çok sayıda belediyede, kayyumların belediye meclisini toplamak yerine, beş kişilik bir yürütme heyeti kurarak belediye meclisinin görevlerini orada yapmaları gibi durum var. Bunu tabii doğru bulmuyoruz ve Esenyurt'ta bunun tekrar etmeyeceğini ümit ediyoruz çünkü bu her partiden Belediye Meclisi üyelerinin gözünün içine bakıp 'Hepiniz teröristsiniz. Biz terör diye birini aldık, yeni bir terörist seçtirmeyiz' yaklaşımı. Bunu DEM'in kazandığı, güneydoğuda kayyum atadıkları bütün belediyelere yaptılar. Bu geçmiş dönemde büyük bir ayıp. Bu ayıbı Esenyurt'ta yaparlarsa bu gerçekten çirkin ve savunulamayacak bir durum olur kendileri açısından. Bu yüzden bir an önce Belediye Başkan Vekili seçmek için toplanmalı."
BAHÇELİ ÇAĞRI YAPMIŞTI
MHP lideri Devlet Bahçeli, mecliste yaptığı konuşmasında şunları söylemişti:
"Herkes kırmızı çizgileri konuşursa, kimse kimseyle oturup bir şey konuşamaz. Ama CHP’nin net olarak ortaya koyduğu perspektif şudur: TBMM çatısı altında, hiçbir partinin dışlanmadığı şeffaf, demokratik, samimi, kimsenin kimseyi kandırmadığı, iyi niyetle oturulmuş, toplumsal mutabakat arayan bir iş. Bu olmadan söylenen büyük büyük laflar sorun. Toplumsal mutabakatın olmazsa olmaz bir tarafı da şehit ailelerinin ve gazilerin onay vermediği hiçbir iş yapmamak lazım. Yani onların rızasını aramak, almak lazım. Ben Abdullah Öcalan'ın Gazi Meclis'e gelme meselesinin, gazilerin ve şehit ailelerinin rıza gösterecekleri bir şey olduğunu düşünmüyorum. Abdullah Öcalan'ı bu sebepten dolayı veya herhangi bir aktörü çözümün dışında tutmamak için, o aktörün sözü kıymetliyse örgüt üzerinde, silah bıraktırabiliyorsa bundan istifade etmenin yegane yolu Meclis kürsüsü değildir. 'Meclis kürsüsüne getirelim' demek, belki de ‘getirmeyelim’ demek. Bazen o kadar ileri bir şey söyleyince, çok geri bir şey söylemiş olabilirsiniz. Onun için biz bu bahiste Meclis'teki tam mutabakatı aradığımız noktada, ilk baştan bunun böyle ortaya konmasını doğru bulmuyoruz. Ama konuşması gerekiyorsa, onun söylediği sözün muhatabına ulaşmasının bin tane yolunu devlet bulur. Orada bir sıkıntı olmaz. Ama bir tane yol önerip Meclis kürsüsünde konuşturmak gibi bir yaklaşım sağlıklı değil."