İsrail’in Filistin’deki soykırım kampanyası ikinci yılında devam ederken, ülke yetkililerinin yayınladığı bir rapora göre, 82 binden fazla kişi İsrail’i terk etti. Göçler, Gazze’deki saldırılarla beraber İsrail'in Lübnan, Suriye ve Yemen'deki operasyonlarıyla gerilimi Ortadoğu’nun geneline yaymasına bağlanırken, yetkililer, göçe karşı “ulusal plan” yapmak için harekete geçti.
İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana 45 binden masum sivili katlettiği soykırımı sürerken, 2024 yılında 82 bin 700 kişinin ülkeden ayrıldığı kaydedildi. İsrail Merkez İstatistik Bürosu, yalnızca 23 bin 800 kişinin geri döndüğünü bildirdi.
Gazze’de can kaybı 45 bin 553’e yükseldi
YÜZDE 59’LUK BÜYÜK ARTIŞ
Büro göçün nedenlerini belirtmese de, önceki raporlar göçleri İsrail'in Gazze, Lübnan, Suriye ve şimdi de Yemen'deki devam eden savaşlarına işaret etmişti. Ayrıca, 2023'teki aynı döneme kıyasla yüzde 59'luk şaşırtıcı bir artışla, eylül ayında büro, 40 bin 600 İsraillinin sadece yedi ayda uzun vadeli olarak ayrıldığına dair verileri açıklamıştı.
2024, Filistin topraklarında en fazla şiddet eyleminin görüldüğü yıl
Göçlerin büyük çoğunluğunun kalifiye kişilerden olduğu ifade edilirken, ülkede gelecekleri olmadığına giderek daha fazla inanan İsrail elitleri arasında bir eğilimi ortaya koyuyor.
‘İSRAİL VATANDAŞLIĞI SOYKIRIM ARACI’
Geçtiğimiz ay, İsrail doğumlu yazar Avi Steinberg, İsrail vatandaşlığından resmen vazgeçtiğini söylemişti. Middle East Eye’da yayınlanan habere göre, kararını savunan Steinberg, İsrail vatandaşlığının "her zaman yerleşimci sömürgeciliğini meşrulaştıran bir soykırım aracı" olduğunu belirterek "İsrail vatandaşlığı, bildiğimiz en kötü şiddet suçları ve bu suçları aklamayı amaçlayan giderek derinleşen yalanlar dizisine dayanmaktadır" diye kaydetmişti.
Telaviv, ateşkes ihlallerini sürdürüyor: İsrail Lübnan'a yine saldırdı, bu kez hedef Bekaa
TERSİNE GÖÇ PANİĞİ BAŞLADI
Öte yandan, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya gönderdiği mektupta, dünyanın dört bir yanından Yahudi göçmenleri çekmeyi amaçlayan bir “ulusal planın” başlatılması için “acil bir toplantı” yapılması çağrısında bulundu.
Saar, çağrısını desteklemek amacıyla, dünyada artan “antisemitizmin” ve bunun “denizaşırı ülkelerdeki Yahudilerin güvenlik duygusu üzerindeki olumsuz etkisinin”, onları topraklara göç etmek için başvuruda bulunmaya sevk ettiğini kaydetti. Saar, “Şimdi, potansiyel göçmenleri daha fazla ve daha gelişmiş bir şekilde çekmek için kapsamlı bir 'ulusal plana' ihtiyacımız var” dedi.