Uluslararası basın kuruluşlarından AB'ye İsrail çağrısı: Ortaklık anlaşmasını bitirin

Uluslararası basın kuruluşlarından AB'ye İsrail çağrısı: Ortaklık anlaşmasını bitirin

Uluslararası basın ve insan hakları örgütleri, AB'yi İsrail’in Gazze’deki katliamlarına sessiz kalmakla eleştirerek, Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınmasını ve İsrailli yetkililere yaptırım uygulanmasını talep etti. 7 Ekim'den bu yana 40 binden fazla sivili katleden İsrail, bu süre zarfında 130 gazeteyi öldürdü. Gazetecilere yönelik artan şiddet ve binlerce sivilin hayatını kaybetmesi karşısında AB’ye harekete geçme çağrısında bulunuldu.

Uluslararası basın ve insan hakları örgütleri, Avrupa Birliği’ni (AB) İsrail ile imzaladığı Ortaklık Anlaşması'nı askıya almaya ve Gazze'deki hak ihlallerinden sorumlu İsrailli yetkililere yaptırım uygulamaya çağırdı. Aralarında Türkiye'den basın meslek kuruluşlarının da bulunduğu 60 örgüt, İsrail'in Gazze'deki gazetecilere yönelik şiddetinin eşi görülmemiş boyutlara ulaştığına dikkat çekerek, AB’ye bu ihlallere karşı sessiz kalmaması için sesini yükseltme çağrısında bulundu.

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve AB Komisyonunun Ekonomi ve Ticaretten Sorumlu Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis'e hitaben yazılan ve AB üyesi 27 ülkenin dışişleri bakanlarına da gönderilen ortak mektup, Brüksel’de 29 Ağustos’ta düzenlenecek AB Dışişleri Bakanları toplantısı öncesinde gönderildi. Mektupta, Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Gazetecileri Koruma Komitesi, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) gibi uluslararası kuruluşların yanı sıra Türkiye’den DİSK Basın-İş, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ve Gazeteciler Cemiyeti Derneği (GCD) gibi örgütlerin imzaları yer alıyor.

"GAZETECİLERİN ÖLDÜRÜLMESİ SAVAŞ SUÇUDUR"

Mektupta, 7 Ekim’de bugüne İsrail 130’dan fazla Filistinli medya mensubunun ve gazetecinin İsrail güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğü vurgulandı. Bu ölümler arasında en az 30 gazetecinin mesleklerini icra ederken hayatını kaybettiği, 3 Lübnanlı ve bir İsrailli gazetecinin de bu dönemde yaşamını yitirdiği belirtiliyor. Bu durumun on yıllardır gazeteciler açısından en ölümcül dönem olduğu ifade edilen mektupta, “Kasıtlı ya da taksirle, hedef alınarak ya da ayrım gözetmeksizin olsun, gazetecilerin öldürülmesi savaş suçudur” ifadesine yer verildi.

TOPLU YASAKLAR VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KISITLAMALARI

Mektupta, İsrail ordusuna entegre birkaç muhabir dışında bağımsız gazetecilerin Gazze'ye girişinin tamamen yasaklandığı belirtilerek, “Savaş dönemlerinde gazetecilik önündeki bazı sınırlamalar alışıldık olsa da, gazetecilerin Gazze'ye girişinin toptan yasaklanmasının benzerine modern çağlarda rastlanmamaktadır” denildi. İsrail hükümetinin 7 Ekim'den bu yana yaklaşık 2 bin 800 uluslararası gazeteciye İsrail’e giriş izni verdiği ancak sadece seçilmiş birkaç gazetecinin, o da İsrail askerleri eşliğinde ve geniş kısıtlamalarla, Gazze’ye girişine izin verildiği vurgulandı.

aberi.png

KEYFİ TUTUKLAMALAR VE AB’NİN SESSİZLİĞİ

Mektupta, rekor sayıda medya mensubunun keyfi gözaltılara maruz kaldığı, gazetecilere işkence ve kötü muamele uygulandığı iddiaları dile getirildi. Basın özgürlüğüne yönelik eşi görülmemiş sansür ve sınırlamaların yanı sıra, İsrail'in 7 Ekim'den bu yana en az 49 gazeteci ve medya mensubunu tutukladığı, çoğu durumda bu kişiler hakkında suçlama bile bulunmadığı ifade edildi. Ayrıca, İsrail’in 7 Ekim'den bu yana düzenlediği operasyonlarda 40 binden fazla sivilin hayatını kaybettiği, AB'nin ise bu katliamlara karşı sessiz kalmayı tercih ettiği belirtildi.

Basın meslek kuruluşları, İsrailli yetkililerin Gazze, Batı Şeria, İsrail ve diğer bölgelerdeki ihlallerinin uluslararası sivil toplum kuruluşları, Birleşmiş Milletler uzmanları, Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı tarafından belgelendiğine dikkat çekti.

AB'YE ÇAĞRI: İSRAİL'E KARŞI HAREKETE GEÇİN

Mektupta, AB'nin İsrail güçlerinin Gazze'de işlediği suçları henüz oybirliğiyle kınamamış olmasından üzüntü duyulduğu belirtilerek, İsrail'in uluslararası insan hakları ve ceza hukukunu ihlalleri temelinde İsrail-AB Ortaklık Anlaşması'nın askıya alınması, İsrail ordu yetkilileri ve diğer sorumlulara yönelik yaptırımlar uygulanması talep edildi.

RSF Brüksel Büro Şefi Julie Majerczak da, AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın 2’nci maddesini hatırlatarak, bu maddenin AB-İsrail ilişkilerinin insan haklarına saygı ve demokratik ilkeler üzerine inşa edildiğini vurguladığını belirtti. Majerczak, “İsrail'in önde gelen ticaret partnerlerinden biri olan AB, Netanyahu hükümetinin gazetecileri katletmesine son vermesi ve Gazze'yi medya erişimine açarak haber alma ve basın özgürlüğüne saygı göstermesi için her şeyi yapmalıdır” ifadelerini kullandı.

ab-israil-1.webp

AB liderlerinden de gazetecilerin hayatını koruması, haber verme özgürlüğünü ve medya erişimini sağlaması, sorumlulardan hesap sorması konusunda İsrail hükümetine kamuoyu önünde ve kesin bir dille çağrı yapması istendi.

Mektupta ayrıca, İsrail’in BM özel raportörleri, Uluslararası Ceza Mahkemesi yetkilileri ve diğer uluslararası soruşturmacıların İsrail ve işgal altındaki Filistin bölgelerine engelsiz erişimini sağlaması gerektiği talep edildi.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN