Suriye’de yerli para dolar karşısında dibe vurunca Esad gece yarısı kararnamesiyle emekli ve memur maaşlarını iki katına çıkardı. Ancak 24 saat bile geçmeden büyük bir zam furyası başladı. ‘Kaşıkla verip kepçeyle alma’ hamlesinin Ankara’nın politikalarıyla benzerliği dikkat çekti. Arap baharı öncesinde Türkiye’nin ‘model ülke’ olma iddiası konuşulurken bugün gelinen nokta esprili yorumlara neden oldu.
Uzmanlar Türkiye ekonomisindeki sıkıntıların çözümünün yapısal reformlarda olduğunu vurguluyor ancak ‘günlük çözüm’ yaklaşımı terk edilmiyor. Asgari ücrette, memur maaşlarında yapılan artışlar ise durdurulamayan enflasyon ve kur karşısında eriyor. ‘Ankara çıkmazı’ ise bazı ülkelere ilham kaynağı oluyor. 13 yıldır iç savaşta olan Suriye’de, Suriye lirası dolar karşısında hızla değer kaybedince halkın rahatsızlığı üst seviyeye çıktı.
ALINAN BU KARARLAR DURUMU DAHA DA KÖTÜYE GÖTÜRECEK
Şam yönetimi ise rasyonel adımlar yerine çareyi gece yarısı yayımlanan kararnamesiyle memur ve emekli maaşlarını iki katına çıkarmakta buldu. Ancak saatler sonra akaryakıtta uygulanan devlet sübvansiyonu azaltıldı. Benzine zamla ürün fiyatlarında artışın önü açıldı. Uzmanlar “Rahatlama geçici. Akaryakıt enflasyonu Suriye lirasındaki değer kaybını artıracak” uyarısında bulundu. Alınan kararların Türkiye’deki süreci andırması dikkat çekti.
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Suriye lirasının Amerikan doları karşısında hızla değer kaybetmesinin ardından, önceki gece yarısına doğru yayımladığı iki kararname ile memur ve emekli maaşlarını iki katına çıkardı. İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi kararnameden saatler sonra akaryakıt ve üretim fiyatlarının yükseldiğini ve giderek zora giren ekonomik durum karşısında halkın memnuniyetsizliğinin arttığını bildirdi. Ayrıca tüm işçiler için asgari aylık ücret, 185 bin 940 Suriye lirası olarak belirlendi. Yeni asgari ücret, resmi kur üzerinden 21,76 dolara, piyasa kuru üzerinden 12,40 dolara denk geliyor.
Euronews Türkçe’nin aktardığına göre Şam yönetimi, son bir yıldır benzin, ısınmak için yakıt ve ekmek fiyatlarına verdiği sübvansiyon programını yeniden yapılandırıyordu. Esad’ın kararnamesinin ardından çarşamba günü akaryakıttaki devlet sübvansiyonlarını daha da azaldı fiyatlara zam yapıldı. Ticaret Bakanlığı gece saatlerinde yaptığı ayrı bir açıklamada benzin teşviklerinin tamamen, akaryakıt teşviklerinin ise kısmen kaldırıldığını duyurdu. Benzinin litre fiyatı 3 bin Suriye lirasından 8 bin Suriye lirasına; fuel oilin litre fiyatı ise 700 Suriye lirasından 2 bin Suriye lirasına yükselmiş olacak.
Uzmanlar maaşlardaki artışın Suriyeliler için anlık bir rahatlama getirse de ekonomik durumdaki kötüleşmenin devam etmesi sebebiyle geçici olacağı yorumunu yapıyor. Associated Press haber ajansına değerlendirmede bulunan New York merkezli düşünce kuruluşu Century International’dan Sam Heller “Akaryakıt enflasyonu, Suriye’de paranın değer kaybını daha da kötüleştirmeye devam edecek gibi görünüyor” diye konuştu.
Washington merkezli düşünce kuruluşu Newlines Enstitüsü’nün kıdemli üyesi Karam Shaar da AP’ye yaptığı açıklamada “Bu artış, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar ve Suriye lirasındaki son değer kaybının ardından silinip gitti,” dedi. “(Bu) bir ya da iki ay içinde tamamen yerel fiyatlara yansıyacak” dedi.
Bu yılın başında dolar karşısında 7,000 seviyesinden işlem gören Suriye Lirası, son günlerde 15,000’e geriledi. 2011 yılında iç savaşın başladığı dönemde 1 Amerikan doları 47 Suriye lirası değerindeydi. Geçen yıl şubat ayında başlayan yeniden yapılandırma kapsamında Başbakan Hüseyin Arnus, sübvansiyondaki kesintinin en yoksul ailelerin hedeflendiği programların daha verimli şekilde işlemesine ve ayrıca ülke borcunun azaltılmasına yardımcı olacağını ifade etmişti.
Her ne kadar buğday ve ekmeğe verilen devlet desteği değişmese de, yükselen enflasyon geçim sıkıntısına yol açarak, ülkede nadir görülen protestolara neden oluyor. Ülkede 13’üncü yılına giren iç savaş, şubat ayında ülkenin kuzeyini vuran deprem felaketinin konut, içme suyu ve elektrik altyapı tesislerini yerle bir etmesinin yanı sıra, Suriye yönetiminde artan yolsuzluk ve kamu fonlarının kötü yönetimi ekonomik durumu olumsuz etkileyen faktörlerin başında geliyor. Petrol zengini Körfez ülkelerinin yatırım ve yardımlarına yol açabilecek siyasi bir çözüm hakkında bazı erken görüşmeler yapılmış olsa da, herhangi bir anlaşmanın meyve vermesi halinde Batı liderliğindeki yaptırımlar önemli bir engel olmaya devam ediyor.