İzmir'de yıllardır gemi sökümünün yapıldığına dikkat çeken Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Tuğrul Şahbaz "Yani Brezilya gemisi gelmese de kurtulmuş olmuyoruz" dedi. Önemli uyarılarda bulundu: * Her ülke kendi gemisini sökmeli. Kârlı olduğu söyleniyor. Bir kişinin hayatı kaç para ediyor? Halk sağlığı daha büyük bir sorun değil mi? * 'Asbest az bulununca az kanser oluyor' durumu yok. Çok küçük miktarda olması bile hastalığa yol açabilir.
OĞUZ BAKIR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Brezilya donanmasına ait ve bünyesinde 600 ton asbest olduğu iddia edilen savaş gemisinin Aliağa’da sökümü için “Riskli bir durum yok, gemide 9,6 ton asbest yükü var” açıklaması tepki çekti. Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Tuğrul Şahbaz ise “Asbestin miktar ile ilgili bir sorunu yok. Çok küçük miktarda olması bile kanseri başlatabilir” dedi.
Türkiye’nin son yıllarda İngiltere ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerden çöp ve plastik atık alan alması nedeniyle “Türkiye Batı’nın çöplüğü oldu” eleştirileri devam ederken, şimdi de asbestli gemilerin sökümünün Türkiye’de yapılması gündem olmuş durumda. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın, Brezilya donanmasına ait NAe São Paulo adlı savaş gemisinin Aliağa’da sökümü için Sök Denizcilik adlı firmaya 30 Mayıs 2022’de izin verdiği ortaya çıkmasıyla itirazlar yeniden gündem oldu.
Daha önce de tepkilere neden olan Aliağa’daki gemi söküm faaliyetlerine böylelikle bir yenisi daha eklenirken, uçak gemisinin içerisinde 600 tonun üzerinde asbest barındırdığı iddia edildi. Geminin Aliağa’da sökülecek olmasına birçok sivil toplum kuruluşu ve çevre örgütü tepki göstererek hem çalışan işçilere hem de doğaya ciddi zarar vereceğini, bu işin Türkiye’de yapılmaması gerektiğini belirtiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, yaptığı açıklamada “Gemide yapılan ölçümler sonucunda riskli bir durum olmadığı ve tüm yükümlülüklerin yerine getirildiği belgeleriyle iletildi, ardından izin işlemleri tamamlandı. Gemide, iddia edildiği gibi 900 ton değil, 9,6 ton asbest yükü bulunuyor” dedi. Kurum, Türkiye’ye geldiğinde bir kez daha ölçüm yapılacağı ve tehlikeli bir durum söz konusu olursa geminin tereddüt edilmeksizin geri gönderileceğini aktararak “ Böyle bir geminin sökümünü dünyada yalnız iki ülke yapabiliyor. Hindistan ve Türkiye’de Aliağa. Milletimizin içi rahat olsun. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da vatandaşımızın sağlığını tehlikeye sokacak, çevreye zarar verecek hiçbir girişime asla müsaade etmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Tuğrul Şahbaz ise artan tartışmalara ilişkin “Aliağa’da gemi sökümü yıllardır yapılan bir şey, yeni bir şey değil. Oradaki 22 tane falan tesis var ve o tesislerde hâlihazırda gemi sökümü yapılıyor. Yani bu geminin gelmesi durumunda Türkiye’nin biteceği şekilde lanse ediliyor. Halbuki böyle bir durum yok. Yani bu gemi gelmediğinde kurtulmuş olmuyorsunuz” dedi.
Dr. Tuğrul Şahbaz, Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi asbesti kesin bir kanserojen madde olarak kabul ettiğini belirterek “Bazı maddeler kesin kanserojen değildir, bazıları şüpheli kanserojendir, bazıları muhtemel kanserojendir. En çok da akciğer kanserine ve akciğer hariç organlarda da kansere neden olur. Hiçbir tedavisi yok diyebiliriz. Onun dışında akciğer zarında plevrada birikme yapıyor. Diğer yandan da Türkiye’de ve dünyada yasaklanan bir madde” dedi.
Asbest, gemi gelse de gelmese de bu bölgede sorun olmaya devam edeceğini belirten Şahbaz, şöyle konuştu:
“Aliağa’da şöyle bir sorun da var; termik santralleri, demir çelik fabrikaları, geri dönüşüm tesisleri var. Yani Aliağa endüstriyel kirlilik açısından inanılmaz berbat bir yer. Artık Aliağa’nın hava kirliliği açısından yaşadığı sorun çok yüksek oranda. Burada kritik olan şey şu; her ülkenin kendi gemilerini sökmesi lazım ki sorunlardan kurtulmak lazım. Brezilya’da bizim gibi az gelişmiş bir ülke. Bununla ilgili çeşitli rakamlar görülüyor, Avrupa’nın çok kârlı olunduğu ve çok ucuza geldiği söyleniyor. Peki, bir kişinin yaşadığı sağlık sorunu ne kadar bir karşılığa denk geliyor. Bunu hiç kimse hesaplamıyor. Kefelere koysak, kâr elde etmek yerine halk sağlığı daha büyük bir sorun değil mi? Ama öyle olmuyor.Asbestin miktar ile ilgili bir sorunu yok. Çok küçük miktarda olması bile kanseri başlatabilir. Dolayısıyla yarattığı sorunun sağlık sorunu olmanın dışında ülkenin yıkım sorunu olarak anlaşılıyor.”
ÖLÜM GEMİSİNİN İZMİR’E GELMESİNİ İSTEMİYORUZ
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko da asbestli gemi sökümüne tepki göstererek “Ülkede yaşayan insanların ve canlıların güvenliği ve sağlığı açısından oldukça riskli bir duruma yol açabileceği açık olan bu gemi söküm işleminin, ülke itibarını da tehdit eder niteliğinden ötürü şeffaf bir süreç işletilerek ele alınması sorumluluğu ilgili kamu kurumlarının üzerindedir. Bu asbest bombasının, ölüm gemisinin İzmir’e gelmesini istemiyoruz, bunun için tüm gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.
GEMİNİN VARLIĞI AYRI SÖKMÜ AYRI TEHLİKE
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ise Bakan Kurum’un açıklamasına tepki göstererek “Çevreyi ve halk sağlığını korumakla yükümlü Çevre Bakanı Hindistan ile birlikte asbestli gemi sökebilen iki ülkeden biri olmakla övünüyor. Oysa geminin varlığı ayrı, sökümünde çalışacak işçilerin karşılaşacağı riskler ayrı tehlike teşkil ediyor. Bu güzel ülke dünyanın çöpünü yakmaya, asbestli gemisini sökmeye asla talip olamaz. Bu rezalete de son vereceğiz” dedi.
BÖYLE BİR ŞEY GELİŞMİŞ ÜLKELERDE OLMAZ
Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ise “Gemi sökümcülüğü gelişmiş ülkelerde yapılmaz. Hele asbestos taşıyan gemiler karasularına bile sokulmaz. Maalesef ülkemizde ikisini de görüyoruz. 1993 yılında daha duyarlıydık. ABD’ye ait United States isimli asbestoslu gemiyi sularımızdan kovmuştuk” ifadelerini kullandı.