İngiltere’nin Kent bölgesinde yaşayan Harry Howard, sık sık tuvalete gitme ihtiyacı ve ani kusmalarla başlayan rahatsızlıklarının ardından hastaneye başvurduğunda, beyninde tümör olduğunu öğrendi.
Saatte en az iki kez tuvaleti ziyaret eden Howard, belirtilerine şiddetli baş ağrıları ve ani kusmalar eklenince, durumun ciddiyetini fark edip hastaneye gitme kararı aldı. Yapılan detaylı incelemeler sonucunda, genç adamın beyninde bir tümör olduğu tespit edildi. Bu tümör, yalnızca fiziksel bir tehdit oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda vücut fonksiyonları üzerinde kalıcı etkiler bırakıyordu. Tanı konulduktan birkaç gün sonra, Howard hemen kemoterapi tedavisine başladı.
Howard’ın ilk belirtileri, aşırı yorgunluk ve dayanılmaz baş ağrıları şeklinde ortaya çıktı. Tümör büyüdükçe, hipofiz bezini etkileyerek hormon dengesini bozdu. Bu durum, genç adamın sık sık tuvalete gitme ihtiyacını açıklıyordu. Başlangıçta “Diabetes insipidus” teşhisi konulsa da, bu teşhis kesinlik kazanmadı. Bu rahatsızlık, hipofiz bezinin vazopressin hormonunu yeterince salgılayamaması veya böbreklerin bu hormona yanıt verememesi sonucu oluşan bir durumdu ve aşırı su kaybı ve susama ile karakterize ediliyordu.
Tümör, beyin omurilik sıvısının normal akışını engelleyerek kafatası içinde basınca neden oldu ve bu durum, Howard’ın şiddetli baş ağrıları yaşamasına yol açtı. Hidrosefali olarak bilinen bu basıncı azaltmak için iki beyin ameliyatı geçirdi. Tümör, optik sinir üzerinde baskı yapmaya başlayınca, görme bozuklukları ortaya çıktı ve bu durum, acil kemoterapi tedavisini gerekli kıldı.
Tedavi sürecinin zorluklarına rağmen, Howard’ın vücudundaki tahribat zamanla azaldı. Şu anda İngiltere’de gazetecilik yapan Howard, kanserden tamamen kurtulmadığını, ancak yoğun tedavi süreçlerinin sona ermesinin kendisini oldukça mutlu ettiğini belirtiyor.