İsrail dünyanın gözü önünde katliam üstüne katliam yapıyor. Sivillerin sığındığı Nuseyrat kampına saldırıda aralarında kadın ve çocukların bulunduğu en az 270 Filistinli öldürüldü. Netanyahu vahşi bombardımanın ardından 'Dört esiri kurtardık. Talimatı hiç tereddüt etmeden verdim' dedi. Korkunç itiraf karşısında dünyadan 'Savaş suçlarına her gün yenisini ekleyen Tel Aviv'i kim durduracak' tepkileri geldi.
NETANYAHU: HER ŞEYİ BİLİYORDUM AMA TEREDDÜT ETMEDİM
Koalisyon ortağının ‘Hükümeti dağıtırız’ şantajı sonrası Netanyahu vahşetin dozunu daha artırdı. Nuseyrat Mülteci Kampı’na savaş uçakları ve topçu birlikleri bomba yağdırdı. Asker ve polisin katıldığı saldırıda en az 270 kişi hayatını kaybetti. Katliamın ardandan İsrail Başbakanı ‘yaratıcı bir şekilde’ hareket ettikleri için güvenlik güçlerini kutladı. “Saldırının tehlikeli olacağı konusunda önceden bilgi aldım ama emri verdim. Dört İsrailli esiri kurtardık” dedi.
DÜNYA ÇARESİZ İZLİYOR İSRAİL SOYKIRIMA DEVAM EDİYOR
Tel Aviv yönetiminin ‘her şeyi hesaplayarak’ giriştiği cinayetlerin ardından dünyadan ‘Bu soykırımın durdurulması için daha ne bekleniyor’ tepkileri yağdı. Avrupa Birliği’nin en üst düzey diplomatı Josep Borell, sivillere yönelik bir başka katliam yaşandığını vurguladı. Ankara’nın tepkisi ise Dışişleri üzerinden geldi. Bakanlığın açıklamasında ‘İsrail, bu son barbarca saldırıyla Gazze’de işlediği savaş suçlarına bir yenisini ekledi’ ifadesi kullanıldı.
KATLİAMA WASHİNGTON DESTEĞİ
Gazze saldırılarının başından beri Netanyahu yönetimine desteğini esirgemeyen Amerika’nın, mülteci kampı katliamında da arka planda yer aldığı ortaya çıktı. Amerikan CBS televizyonu, iki Amerikalı yetkiliye dayandırdığı haberinde ABD’nin operasyon için İsrail’e istihbarat desteği sağladığını söyledi. Israil Ordu Sözcüsü Daniel Hagari de görevin kesin bir istihbarata dayandığını ve rehineleren Nuseyrat’taki iki ayrı binadan kurtarıldığını dile getirdi.
SOKAKLAR CANSIZ BEDENLE DOLU!
Mülteci kamplarında sivillerin bulunduğunu bilinmesine rağmen düzenlenen saldırı küresel kamuoyunu ayağa kaldırdı. Hem havadan hem karadan düzenlenen kesintisiz bombardımanda 400’den fazla kişi de yaralandı. Ordu güçlerinin kamptan çekilmesinin ardından sokaklarda onlarca cansız beden bulunduğu aktarıldı.
KASAPTAN SOV İÇİN KATLİAM
Koltuğu sallantıda olan İsrail Başbakanı Netanyahu, sırf şahsi propagandası için büyük bir vahşete imza atmaktan çekinmedi. Nuseyrat kampında sivillerin yoğun olduğu gündüz saatlerinde, büyük bir askeri güçle düzenlenen rehine operasyonunda 274 kişi öldü. ‘Talimatı tereddüt etmeden ben verdim’ diyen Netanyahu’nun böylesine kanlı bir operasyon sonrası rehinelerle çektirdiği fotoğraflarını şov malzemesi yapması büyük tepki çekti.
İsrail’in Filistin’de sivillere yönelik insanlık dışı saldırıları uluslararası kamuoyunun çok sert tepkilerine rağmen aylardır devam ederken, önceki gün en az 274 Filistinlinin öldüğü ve dört İsrailli esirin serbest kaldığı kanlı operasyon sonrasında Başbakan Binyamin Netanyahu hem dünyada hem ülkesinde eleştiri oklarının hedefi oldu. Uluslararası kamuoyu en az 400 insanın da yaralandığı saldırıyı kınarken, dört İsraillinin kurtarılmasından sonra ortaya çıkan ve bu kişilerle görüşerek kendi reklamını yapan Netanyahu’ya tepki yağdı.
Netanyahu’nun kurtarılan dört kişiyle poz vermesi ve onlarla çekilen görüntülerini hem geleneksel medyaya hem de sosyal medyaya servis etmesine tepki yağdı.
İsrail’de muhalefet lideri Yair Lapid, Netanyahu’nun kurtarılan dört kişiyle poz vermesini ve onlarla çekilen görüntülerini hem geleneksel medyaya hem de sosyal medyaya servis etmesine tepki gösterdi. Lapid, Netanyahu’nun 7 Ekim’de öldürülen ya da Gazze’de yaşamını yitiren İsrailli rehinelerin aileleriyle bir araya gelmediğine dikkat çekti. Lapid, “Eğer sen başbakansan sen hem başarıları hem de başarısızlıkların sorumluluğunu alacaksın. İşler istediğin gibi gitmeyince ortadan kaybolmak yeni bir şey” dedi. İsrail’in “kurtarma operasyonlarının” başarısız sonuçlanmasından sonra sadece yazılı açıklama yaptığına dikkat çekilirken, ölen İsraillilerin yakınları da Netanyahu’ya tepki göstermeye devam ediyor. İsrail’in eski bakanlarından Izhar Shay, 7 Ekim’deki saldırılarda yaşamını yitiren oğlu Yarın Oree Shay’ın Netanyahu ile çekilen bir fotoğrafını paylaşarak çok sert ifadeler kullandı. Shay, “Ben de başbakanın arama zahmetine katlanmadığı yaslı ebeveynlerden biriyim. Oğlum kahramanların arasına düştü ve ölümüyle yüzlerce vatandaşın hayatını kurtardı. Ama uykusunda öldürülmüş ya da evinden kaçırılmış olsaydı bile, ahlaklı ve onurlu bir başbakan teselli etmek ve güç vermek için arardı. Ve bu olay onun gözetiminde gerçekleştiği için özür dilerdi. Ona kızgın değilim. Hem de hiç. Ondan nefret ediyorum, sefil adam” ifadelerini eski adıyla Twitter olarak bilinen sosyal medya platformu X’te paylaştı. Netanyahu ise böylesine kanlı bir saldırının ardından kan donduran bir açıklama yaptı. İsrailli 4 esirin kurtarıldığını belirten Netanyahu, operasyonun başarılı olduğunu belirterek esirlerin tamamını geri almak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Saldırının çok karmaşık ve tehlikeli şartlar altında gerçekleştirileceği konusunda bilgi aldığını aktaran Netanyahu, “Bunu biliyordum ama tereddüt etmeden bu operasyonu yapmaya karar verdim. Çünkü onlar İsrailli esirlerdi. Esirlere saldıran ve onları serbest bırakan Yamam ve Şabak’taki (özel polis komandoları ve iç güvenlik) kahramanlara güveniyordum” ifadelerini kullandı. Netanyahu, “Bu tarihe yazılacak bir operasyon. Bedel ödemek zorunda olduğumuzu biliyoruz ama aynı zamanda kahramanların kitapta ve İsrail tarihinde her zaman anılacağını da biliyorum” şeklinde konuştu. Netanyahu’nun bir yandan ABD Başkanı Joe Biden’ın baskısıyla ateşkes ilan etmeye zorlandığı diğer yandan aşırı sağ ortaklarının hükümetten çekilme tehditleriyle karşılaştığı bir dönemde kanlı operasyonun emrini vermesi dikkat çekti. Gerek İsrail gerekse de uluslararası kamuoyunda Gazze’deki savaşın Netanyahu’nun iktidarını koruma savaşı olduğu yönünde çok sayıda değerlendirme yapılıyor. Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail’in Nusayrat Mülteci Kampı’na saldırılarını şiddetle kınadıklarını bildirdi. “Gazze’den gelen yeni bir sivil katliamına ilişkin haberler dehşet verici. Bunu en güçlü ifadelerle kınıyoruz. Kan gölüne bir an önce son verilmeli.” ifadesini kullanan Borrell, ABD Başkanı Joe Biden’ın 3 aşamalı planının kalıcı bir ateşkes için tek yol olduğunu belirtti.
ACILI ANNE: ÇOCUĞUMUN PARÇALARINI ELLERİMLE TOPLADIM
Nuseyrat Mülteci Kampı’na düzenlenen saldırı uluslararası kamuoyunun tepkisini çekerken İsrail’in dört rehineyi kurtarmak için yaptığı operasyonun detayları yürek burktu. Gazze’deki Hükümetin Medya Ofisi’nden yapılan yazılı açıklamada, dün zırhlı araçlarla kampa baskın düzenleyen İsrail ordusunun, bir süre sonra kamptan çekildiği ve ordunun çekilmesinin ardından sokaklarda onlarca cansız bedenin bulunduğu aktarıldı. Yaralıların Nusayrat’taki El-Avde ve Deyr el-Belah’taki Aksa Şehitleri hastanelerine getirildiği ancak hastanelerin yaralıları karşılamada yeterli olmadığı, ciddi şekilde ilaç, tıbbi malzeme ve yakıt sıkıntısı yaşandığı vurgulandı. Washington Post’a konuşan Rami El-Şerifi isimli doktor, “Operasyon sırasında helikopterler hastane bahçesinde hareket eden herkesi hedef aldı. Operasyon sırasında ambulansların hastaneden çıkmasına ya da hastaneye girmesine izin verilmedi” dedi. Aynı gazeteye konuşan ve Nusayrat yakınlarındaki bir kampta yaşayan ve güvenliğinden endişe ettiği için ismini açıklamayan kadın, “Bombalamalar sebebiyle yüz kat daha çok korkuyoruz. Allah’a bizi kurtarması için dua ediyorum. Bu insanlar istediklerini elde etmek için bütün dünyayı yakmaya hazırlar” dedi. Nusayrat’a sığınan Nora Abu Khamees ise BBC’ye yaptığı açıklamada “Çocuğumun, canım çocuğumun vücut parçalarını topladım. Diğer çocuğum ölümle yaşam arasında. Kocam ve kayınvalidem de dahil olmak üzere tüm ailemiz yok oldu. Bu bir soykırımdır” dedi. Yakındaki bir hastanede konuşan on yaşındaki Areej Al Zahdneh de “Nefes alamıyorduk. Kız kardeşim Reemaz’ın başına şarapnel isabet etti ve beş yaşındaki kız kardeşim Yara’ya da şarapnel isabet etti.” diye konuştu.
İSTİHBARAT DESTEĞİ VEREN ABD: TEBRİK EDİYORUZ!
Gazze saldırılarının başından beri Netanyahu yönetimine desteğini esirgemeyen ABD’nin mülteci kampı katliamında da arka planda yer aldığı ortaya çıktı. Amerikan CBS televizyonu, iki Amerikalı yetkiliye dayandırdığı haberinde ABD’nin operasyon için İsrail’e istihbarat desteği sağladığını söyledi. ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde 4 İsrailli esiri kurtarma “operasyonu”na ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, esirlerin kurtarılmasından duydukları memnuniyeti aktardı. Sullivan, 4 İsrailli esirin Hamas’ın elinden “başarılı bir operasyon”la kurtarıldığını, söz konusu kişilerin Gazze’den çıkarıldığını ve İsrail güçlerini “tebrik ettiklerini” dile getirdi.
ABD’nin, Hamas’ın elindeki İsrailli esirlerin kurtarılmasına “çeşitli yollarla” katkı verdiğini kaydeden Sullivan, “ABD, halen Hamas tarafından tutulan esirlerin serbest kalabilmesine yönelik tüm çabaları destekliyor; bu çabalar halen devam eden ateşkes müzakerelerini ve diğer araçları kapsıyor.” ifadesini kullandı.
İŞGALCİLER BASKINI FİLİSTİNLİ KILIĞINDA YAPMIŞLAR
Katar merkezli medya kuruluşu Al Jazeera’ya konuşan iki görgü tanığı, İsrail askerlerinin kılık değiştirerek saldırdığını duyurdu. İsmini açıklamayan görgü tanıkları, bir grup İsrail askerinin, Nuseyrat mülteci kampındaki bir konuta taşınan yerinden edilmiş Filistinlilermiş gibi görünmeye çalıştıklarını söyledi. Görgü tanığı, “Gizli bir kamyonla geldiler ve sanki yerinden edilmiş kişilermiş gibi mobilya taşıyorlarmış gibi davrandılar” dedi. Olaya tanık olan görgü tanığı, “Benim evimin yanı sıra kardeşimin ve komşuların evini de bombaladılar” dedi. Al Jazeera’ye konuşan bir başka tanık ise eşi ve bebeği için kahvaltı hazırlarken İsrail askerlerinin bir merdiven kullanarak evine girdiğini söyledi. Görgü tanığı, “Özel kuvvetlerden bir birlik gördüm. Aracın içinde, yerinden edilmiş insanlara aitmiş gibi görünmesi için mobilyalar vardı. Birdenbire iki merdiven çıkardılar ve tamamen silahlı bir şekilde evimize girdiler. Silah sesleri ve patlamalarla kaos patlak verdi. 18 aylık küçük oğlum korku içinde ağlıyordu. Eşim çığlık atıyordu” ifadesini kullandı.
ANKARA: NUSAYRAT SALDIRISINI LANETLİYORUZ
Dışişleri Bakanlığı, en az 210 Filistinli sivilin hayatını kaybetmesine neden olan, İsrail’in Gazze’deki Nusayrat Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıya ilişkin açıklama yaptı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail’in Gazze’deki Nusayrat Mülteci Kampı’na düzenlediği, yüzlerce Filistinli sivilin hayatını kaybetmesine neden olan saldırıyı lanetliyoruz” denildi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “İsrail, bu son barbarca saldırıyla Gazze’de işlediği savaş suçlarına bir yenisini eklemiştir. Uluslararası Adalet Divanı’nda 1948 Soykırım Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlalle yargılanan İsrail’in bu suçları işlemesine son vermek için başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere, uluslararası barış ve güvenliği korumakla görevli kurumları üzerlerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağırıyoruz.”
GÜNDÜZ VAKTİ İNSANLARLA DOLU PAZAR YERİ SEÇİLDİ
İşgalcilerce “Yaz Tohumları” olarak adlandırılan baskın alışılmadık bir şekilde gündüz vakti gerçekleştirildi. İsrail ordusuna göre bu sayede Hamas güçleri hazırlıksız yakalandı. Ancak gündüz vakti olması, sokakların yakındaki bir pazarda alışveriş yapan insanlarla dolu olduğu anlamına geliyordu. İsrail ordusu Baş Sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari, İsrail’in 1976’da Uganda’da 100 rehineyi kurtarmasına atıfta bulunarak “Entebbe ölçeğinde bir olaydı” dedi. Hagari görevin kesin bir istihbarata dayandığını ve rehinelerin Nuseyrat’taki iki ayrı binadan kurtarıldığını dile getirdi.