Dünyanın farklı noktalarında yaşanan birçok sorun insanların bulundukları ülkelerden başka yerlere göç etmesine neden olabiliyor. Son zamanlarda Avrupa'ya doğru yaşanan yoğun göç dalgası, güvenlik nedeniyle ülkeleri harekete geçirdi. Bazı Avrupa ülkeleri, kaçak göçle mücadele için Schengen sınırlarını da kapsayan kontrollere başvuruyor.
Dünyada büyük krizlere sebep olabilecek yoğun bir göç dalgası yaşanıyor. Daha çok gelişmiş ülkelere göç etmek isteyenlerin hedefinde ise Avrupa ülkeleri bulunuyor. Avrupa'da bazı ülkelere bu duruma karşı harekete geçerek güvenlik önlemlerini artırıyor.
SCHENGEN YENİDEN GÜNDEMDE
EuroNews'te yer alan habere göre Almanya'nın Polonya ve Çekya sınırlarında mobil kontrollere başlaması üye ülkeler arasında iç sınırları kaldıran Schengen Anlaşması'nı tekrar tartışmaya açtı. Schengen Anlaşması'nın temel ilkelerinden biri vatandaşların serbest dolaşımı hakkına sahip olması, dolayısıyla ülkelerin iç sınırlarında kontrollerin olmaması.
Bununla birlikte, anlaşmada özellikle kamu düzeni veya iç güvenliğe yönelik bir tehdit söz konusu olduğunda, sınır kontrollerinin geçici olarak eski haline getirilmesini sağlayan maddeler bulunuyor.
2023 yılında en az yedi Schengen ülkesi bu hükümden yararlandı.
'SCHENGEN ULUSAL GÜVENLİĞE TEHDİT'
Messina Üniversitesi Siyaset Bilimi Doçenti Eugenio Cusumano "Schengen Sınırlar Kanunu, üye devletlerin ulusal güvenliklerine yönelik ciddi bir tehdit durumunda, tedbirin son çare olarak gerekli olması ve geçici olması koşuluyla, sınır kontrollerini yeniden başlatmalarına izin vermektedir. Şu anda Schengen ülkeleri bu koşulları çok geniş yorumluyor" ifadelerini kullandı.
Siyaset bilimciye göre bu durum bir "domino etkisi" yaratıyor ve sınır kontrollerine başlayan devletin komşu ülkeleri de onu örnek alıyor.
Cusumano "Sınır kontrollerinin geri getirilmesi, halka hükümetin göç konusunda sert olduğu yönünde bir sinyal olarak kullanılıyor" diyor ve bunun popülist duyguların yükseldiği bir dönemde çok çekici bir strateji olduğunu belirtiyor. Avrupa Politikaları Merkezi Göç Programı Başkanı Alberto-Horst Neidhardt ise mevcut gelişmeleri "Schengen bölgesinin kırılganlığının bir başka örneği" olarak yorumluyor.
Almanya ve şimdi de diğer üye ülkeler sınır kontrollerini yeniden başlatıyor. Bunun siyasi olmak üzere çeşitli nedenleri var. Neidhardt, "Özellikle de yerel ve ulusal düzeyde yaklaşan seçimler, merkezi hükümetler üzerinde baskı yaratıyor" sözlerini kullanıyor. Neidhart, bunun aynı zamanda Avrupa ülkelerine çok sayıda göçmenin gelmesiyle de bağlantılı olduğunu belirtiyor.
İLTİCA BAŞVURULARINDA ARTIŞ
Sınırların olmaması sayesinde mülteciler kıta genelinde serbestçe hareket edebiliyor ve Almanya başta olmak üzere bazı AB ülkelerinde son aylarda iltica başvurularında keskin bir artış görüldü. Berlin Polonya ve Çek Cumhuriyeti ile sınır kontrollerinin yeniden başlamasını insan kaçakçılarıyla mücadelesine bağlıyor.
Slovenya, Schengen bölgesine yeni katılan Hırvatistan'la olan sınır geçişlerinde gözetimi arttırıyor.
Siyaset bilimci Eugenio Cusumano, "Çoğu zaman sadece nokta kontroller söz konusu oluyor. Sınırı geçen insanların sadece bir kısmını durduruyorlar. Bu aslında iç sınırların tam olarak yeniden tesis edilmesi anlamına gelmiyor. Bu sembolik bir önlem. Schengen sistemi gayet iyi durumda" ifadelerine yer verdi.
Schengen'e girilmesinden bu yana keskin artış: 'Yasa dışı göç'te yeni rota Hırvatistan