Çin yönetiminin yasaklamasından dolayı 6 yıldır bayram namazı kılınamayan Doğu Türkistan için uluslararası tepkiler sonuç verdi. Kaskar İydgah Camii'nde bayram namazı kılındı.
Çin yönetimi 6 yıl süren yasağa uluslararası baskılar neticesinde bu yıl son verdi. Ulaq Medya'nın aktarımına göre, Çin yönetiminin yasaklaması sonrası 6 yıldır bayram namazı kılınamayan Doğu Türkistan'da bu yılki Ramazan Bayramı'nda Kaskar İydgah Camii'nde bayram namazı kılındı.
Namaz sonrası Uygurlar, sema gösterisi yaptı.
DOĞU TÜRKİSTAN'DA NE OLUYOR?
Sincan bölgesinde ve Çin'in değişik yerlerinde gerçekleşen saldırıların ardından bu eylemlerden Uygurları sorumlu tutan Çin, 2014 yılından itibaren 'teröre karşı halk mücadelesi' adı altında yeni bir süreç başlattı. Ancak Uygurlara yönelik kültürel ve dini kısıtlama ve baskılar 2009 yılından itibaren giderek hız kazandı.
Erkeklerin sakal bırakması ve kadınların uzun kıyafet giymesi kısıtlanırken halkın düğünlerde alkol kullanmaya zorlanması da bu uygulamalardan bazıları.
Müslüman Uygur Türklerini kamplarda topladığı yönündeki suçlamaları reddeden Pekin, Doğu Türkistan genelinde inşa edilen söz konusu yapıları, dünyaya "eğitim merkezi", "rehabilitasyon merkezi" ya da "mesleki eğitim merkezi" olarak lanse ediyor.
Çoğunluğunu Batılı ülkelerin oluşturduğu ve aralarında ABD ile Türkiye'nin de bulunduğu BM üyesi 43 ülke, New York'ta düzenlenen Birleşmiş Milletler Üçüncü Komite Toplantısı'nda yaptıkları ortak açıklamada, Çin'i Doğu Türkistan'da 1 milyondan fazla kişinin yeniden eğitim merkezi adı verilen toplama kamplarında alıkoyduğu, işkence, kötü muamele, insanlık dışı ve aşağılayıcı cezalandırma, zorla kısırlaştırma, cinsel şiddet ve çocukları ailelerinden ayırma gibi yaygın ve sistematik insan hakları ihlallerine maruz bıraktığı gerekçesiyle eleştirmişti.
Açıklamada, bölgede din ve inanç özgürlüğü ile seyahat, toplantı ve ifade özgürlükleri üzerinde kısıtlamalar bulunduğu ve yaygın olarak kullanılan elektronik izleme teknolojilerinin orantısız şekilde Uygurları ve diğer azınlık mensuplarını hedef aldığına yer verilmişti.
Çin, Birleşmiş Milletler'deki bu açıklamayı "siyasal amaçlı dezenformasyon" olarak nitelendirmiş ve iddiaları kabul etmemişti.