Cumhurbaşkanı Erdoğan, anayasa değişikliğinin ardından AK Parti’ye 979 gün sonra yeniden üye olarak döndü. Erdoğan, "27 Ağustos 2014 tarihinde milletimiz tarafından cumhurbaşkanlığı görevine seçilmem sebebiyle anayasa gereği ayrılmak zorunda kaldığım, kurucusu olduğum partime, yuvama, sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum" ifadelerini kullandı. Erdoğan, iç ve dış politikaya ilişkin önemli mesajlar da verdi.
16 Nisan’daki anayasa halk oylaması ile başlayan dönüşümün ilk somut adımı bugün atılıyor. Erdoğan, 2014 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesinin ardından üyeliğinden ayrıldığı, kurucusu olduğu AK Parti'ye yeniden üye oluyor. Türkiye bugünden itibaren Partili Cumhurbaşkanı tarafından yönetilecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte AK Parti Genel Merkezine giriş yaptı. Erdoğan'ı kapıda Başbakan Binali Yıldırım karşıladı.
ÜYELİK BEYANNAMESİNİ İMZALADI
Salona Uğur Işılak'ın seslendirdiği 'Dombra'şarkısı ile giren Erdoğan, AK Partiye üyelik beyannamesini imzaladı. Okunan İstiklal Marşı'nın ardından Başbakan Binali Yıldırım konuşma yapmak üzere kürsüye geldi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan üyelik beyannamesini imzaladı.
56 yıl aradan sonra Türkiye Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçiyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bugün AK Parti Genel Merkezi’nde yapılacak törenin ardından görevini partili cumhurbaşkanı olarak sürdürecek.
Üyelik imzasını attıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarihi toplantıda konuşma yapıyor. Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
AK Partimizin saygıdeğer mensupları, Kurucular Kurulumuzun ve merkez karar kurulumuzun demokrasi hakem kurulumuzun kıymetli üyeleri, çok değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla hasretle, muhabbetle selamlıyorum. 27 Ağustos 2014 tarihinde milletimiz tarafından Cumhurbaşkanlığı görevine seçilmem sebebiyle ayrılmak zorunda kaldığım partime, yuvama, sevdama, aşkıma bugün yeniden dönüyorum. Tam 979 gün sonra bu hasret hamt olsun sona eriyor. Bugün buradan bir kez daha Selamün Aleyküm diyerek heyetinizin içine dâhil oluyorum. 16 Nisan anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanlarının partili olması imkanı ile şuanda değerlendiriyorum. Bu ayrılık sadece bir resmi ayrılık, aramızdaki mesafe mevzuat gereği olan bir mesafeydi. Gönlümüz hep beraber oldu. Gönüllere sınır çizmek mümkün değil.
AYRILIĞIMIZIN SONA ERMESİ BİZİ HEYECANLANDIRIYOR
Kutlu bir davanın mirasını omuzlarında taşıyan bir partidir. Denizde damla misali olan 977 günlük ayrılığımızın sona eriyor olması beni bu bakımdan heyecanlandırıyor. Milletimiz adına yüklendiğimiz bu kutlu yürüyüşü daha güçlü ve kararlı bir şekilde sürdüreceğiz. Buna inancım tam. Biz yola milletimizle beraber çıkmıştık. Bugüne kadar her ne yaptıysak milletimiz için yaptık. Milletimizin duası sayesinde buralara geldik. Biz milletimiz için çalıştıkça onlar bize sahip çıktı. Yeri geldi milletimiz bizim için gövdesini siper etti.
Mesele milletimizdir, mesela bağımsızlığımızdır, hedeflerimizdir. Biz de milletimiz de bu gerçeği çok iyi biliyor. Bu anlayışla gecemizi gündüzümüze katıyoruz. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Bu bir veda değil bu yeni bir başlangıçtır demiş ve yeni dönemi bir Fatiha ile başlatmıştım. Partimizi kurduğumuz 2001 yılı Ağustos ayından 2014 Ağustos ayına kadar yaşadıklarımız tarihi bir dönüşümdür. AK Parti olarak bizim en büyük gücümüz milletimizin değerlerine sahip çıkmamızın yanında insanların hayat kalitelerini arttırmamızdır. Mütevazı kulübesinde yaşayanından en büyük şehrin en büyük kulesinde yaşayanına kadar herkes yararlanıyor. Hizmetlerimizde asla ayrımcılık yapmadık.
GELMEM DİYENLER BEŞTEPE'NİN YOLUNU ÖĞRENDİ
Bu ülkede kesinlikle kim ne derse desin 2. sınıf vatandaş yok. 80 milyon tamamı 1. sınıf vatandaştır. Teröre ihanete sapmayan her insanımızın başımızın üstünde yeri var. Ben değerli kardeşlerime bundan sonra yükümüzün daha ağır olduğunu hatırlatmak istiyorum.
Değerli arkadaşlar, gönül olarak birlikte olsak da hukuken ayrı kaldığımız 2 buçuk yılı aşkın dönemde Türkiye çok önemli hadiseler yaşadı. Doğrudan milletin seçimiyle göreve gelen Cumhurbaşkanını hazmedemeyenler komik duruma düştüler. Akıllarına gelen her türlü direnişi sergilediler. Külliye üzerinden bizi yıpratmaya yönelik ahlaksızlıklar yaptılar. Nitekim milletimizin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne kendi evine sahip çıkmasına karşılık bu tavrı gösterenler kendilerine çeki düzen verdiler. Gelmem diyenler Beştepe'nin yolunu öğrendi. Suriye ve Irak'ta kötüleşen durumlar ciddi bir terör tehdidiyle bıraktı. Kürt kardeşlerimizi sokağa çağıran bir siyasi partinin ihaneti çok sayıda kardeşimizin hayatına mal oldu.
FETÖ'NÜN TASFİYESİ KONUSUNDA YENİ BİR AŞAMAYA GELDİK
7 Haziran seçimiyle Türkiye ilk defa istikrar ortamını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. AK PArti'nin çoğunluk elde edememesi, muhalefet partilerininde çoğunluk oluşturamaması ülkemizi zor durumda bıraktı. Ülkemizi siyasi krizden çıkarıp 1 Kasım seçimlerine ulaştık. Ceylanpınar'da evlerinde uyurken polislerin şehit edilmesi bardağı taşıran son damla oldu. Türkiye bir yandan siyasi istikrarsızlığın bir yandan terör eylemleri nedeniyle zorlu bir imtihan yaşadı. Hamd olsun tüm imtihanlardan alnımızın akıyla çıktık. Suriye'den sınırlarımıza yönelen tehditleri tamamen kaldırmak için kapsamlı operasyonun sonuna geldik. FETÖ'nün tasfiyesi konusunda önemli noktaya geldik.
15 Temmuz darbe girişimi Türkiye'ye ve Türk milletine karşı yapılmış en büyük saldırıdır. Asker kıyafeti giymiş FETÖ'cüler ülkemizi işgale kalkıştılar. O gece büyük bir kahramanlık hikayesi ile milletimiz cevabını vermiştir. Milletimizin canı pahasına verdiği mücadele ile 29 gün bu millet 81 ilde uyumadı. Ülkesine ve milletine sahip çıktılar.
ABD VE AVRUPA'YA SERT MESAJ
Bu millete karşı böyle bir darbe girişimin dünyada emsali yok. Pensilvanya'daki o teröristbaşı oradan 170 ülkeyi yönettiğini ifade etti. ABD ve Avrupa FETÖ'yü desteklemeye devam ediyor. Bu destekler güçlenen Türkiye'nin önünü kesmek için veriliyor. Biz bundan sonra ne yapacağız diyorlar. Bundan sonra yapacağız bir şey var. Bugüne kadar açmadığınız şu fasılları açmaktan başka çareniz yok. Bugüne kadar ne söylendiyse bunlar yerine gelmedi. NATO Zirvesi var, görüşme talepleri var. 5 tane madde saymışlar, geçin bunları geçin. Siz ne yapacaksınız onları söyleyin.
SEN ÖNCE GİT FRANSA'DAKİ OHAL'İ KALDIR
Biz milletimizle birlikte hep ne diyoruz tek millet, tek vatan, tek bayrak
Suriye'de başlattığımız Fırat Kalkanı harekatı TSK'nın başarılarla bir sürecidir. Özellikel Cerablus operasyonu çok başarılı olmuş ve DAEŞ oradan defedilmiştir. Şimdi sırada Münbiç ve Rakka var. Burada tabi ki hedef başta ABD olmak üzere koalisyon ülkeleriyle neler yaparız. Putin ile bunları konuşacağız, umarım ki oradan olumlu cevaplarla döneriz. Daha sonra ABD ziyaretimiz var, inşallah yeni bir süreci başlatacağız. FETÖ'nün PKK'nın DAEŞ'ın ortak amaçlarına karşı biz ulusal baza neler yapmalıyız. Biz milletimizle birlikte hep ne diyoruz tek millet, tek vatan, tek bayrak.
HEVESLERİNİ KURSAĞINDA BIRAKACAĞIZ
16 Nisan için Türkiye'nin dört bir yanında çok koştunuz, çok gayret sarf ettiniz. 81 vilayette tek millet anlayışını başarmamız lazım. Bunu başarmak bizim görevimiz, bizim elimizde. Kucaklıyoruz, kucaklaşacağız. Bu davete herkes gelmek zorunda değil. Sevgililer sevgilisi Hz. Muhammed'in davetine herkes icabet etti mi? Biz çağrımızı yaparız, gelen gelir. Bizim bayrağımıza alternatif bir bayrak asla düşünülemez. Bizim o paçavralara o niyetlere bakanlara gereği neyse onu yaparız. PKK'nın PYD'nin Suriye'deki heveslerini kursağında bırakacağız. Bunu da herkes bilmelidir. Kendi göbeğimizi kendimiz keseriz.
NEREDE İSVİÇRE'NİN POLİSİ
15 sene önce ne söz vermiştik. Batı'da ne varsa Doğu'da, Kuzey'de ne varsa Güney'de olacak. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet, enerji, gıda tarımda yaptık ve hala da yapmaya devam ediyoruz. 15-20 yıl önce kim derdi Hakkari'ye Selahaddin Eyyübi Havalimanı yapılacak. Kim derdi Ağrı, Iğdır, Kars'a havaalanı. Bu ülkede ayrımcılık olmasın, bölücülük olmasın diye yaptı. Kimse AK Parti'yi bölücü olarak değerlendiremez, bölücü olarak takdim edemez. Batının uşakları buraya gelip, Diyarbakır'a şuraya buraya Türkiye'de bölücülük var derler. İsviçre parlamentosunun önünde şakağıma silah dayadılar. Zürih'te büyükelçiliğimizin camına boya sıkmışlar. Nerede İsviçre'nin polisi, ne iş yapar bunlar?
OSMANLI'DA YAPILMIŞ CUMHURİYET'TE DEVAM ETMİŞTİR
15 Temmuz gecesi sokakları, meydanları dolduran milyonlarca insan bayrağının indirilemeyeceğini, ezanının dindirilemeyeceğini söylerken bu konuda hayatını ortaya koyarken bizim üzerimizdeki sorumluluğu kat be kat arttırmıştır. 15 Temmuz gecesi ve terörle mücadelede hayatlarını kaybeden tüm kardeşlerime Allah'tan rahmet diliyorum. Hukuken AK Parti'den uzak olduğumuz dönemin en son sınaması 16 Nisan halkoylamasıdır. Türkiye 16 Nisan'a durup dururken gelmedi. Bu meselenin bir yönetim sistemi tartışması olduğunu hep söyledik. Türkiye için parlamenter sisteme geçiş Osmanlı'da yapılmış Cumhuriyet'te devam edilmiştir. Darbeler, krizlerle geçen bu dönemi kimsenin gül bahçesi gibi göstermeye hakkı yoktur.
VATANDAŞLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUM
Dünyanın hiçbir yerinde her ikisi de halk tarafından seçilen yürütme yetkileriyle donatılmış iki yönetici yoktur. Halkoylaması kampanyası boyunca dilimizin döndüğünce bu sistemin ne olduğunu milletimize anlatmaya çalıştım. 16 Nisan'da demokratik haklarını kullanan vatandaşlarımızın tamamına teşekkür ediyorum. Yüzde 85'in üzerinde bir katılım olmuştur. Bu tarihi dönüşüme evet diyerek katkı veren 25 milyon 200 bine yaklaşan vatandaşımıza hassaten teşekkür ediyorum. Bu vesile ile hayır diyerek aynı şekilde demokratik haklarını kullandıkları için teşekkür ediyorum. Yüzde 51,4 bir AK Parti oyu değildir. Yüzde 48,6 da bir CHP oyu değildir.
AİHM'İN SEÇİMLERLE BİR İLGİSİ YOKTUR
Kimse kimseyi aldatmasın. Önümüzde yerel seçimler, parlamento ve başkanlık seçimi var. Orada her şey daha net ortaya çıkacak. Türkiye'de başvurulması gereken her yere başvuru yapanlar var. YSK'ya gidiyorsun nihai kararını veriyor. Sen onunla tatmin olmuyorsun, Anayasa Mahkemesi'ne gidiyorsun, oradan umudu kesiyorsun. Şimdi de AİHM' gidiyorsun. Oranın böyle bir yetkisi, seçim işlerine karışma yetkisi yok. Önümüzdeki seçimlere iyi hazırlanan milletin gönlüne girin. Hala Türkiye'yi ne kadar Türkiye düşmanı varsa, teröristler varsa kapılarına gidiyorlar. Teröristlerle kampanya sürdürecek kadar ne yazık ki seviye kaybına uğradık.