KARAR TV ekranlarına konuk olan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, başörtüsü tartışmaları ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı: CHP'nin başörtüsü ile sorunu yok, tabanın da tavanın da... Türkiye'nin de böyle bir sorunu yok. Birileri çıkıp spesifik bir şeyler söyleyebilir, o çok farklı bir şey. Fakat partinin bir sorunu yok. Bunlar, gündemi değiştirme çabaları.
MELEK GEDİK | KARAR
KARAR TV ekranlarına konuk olan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, başörtüsü tartışmaları ile ilgili dikkat çeken açıklamalar yaptı.
Elif Çakır ile Yıldıray Oğur'un sorularını cevaplayan Tezcan "CHP'nin başörtüsü ile sorunu yok, tabanın da tavanın da... Türkiye'nin de böyle bir sorunu yok. Birileri çıkıp spesifik bir şeyler söyleyebilir, o çok farklı bir şey. Fakat partinin bir sorunu yok. Bunlar, gündemi değiştirme çabaları" dedi.
Türkiye'deki sistem tartışmalarına değinen Tezcan, sorunların çözümü için muhalefet olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi savunduklarını belirtti.
"UÇTUĞUMUZ YER BURASI..."
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 'tek adam' rejimi olduğunu belirten Tezcan, şunları kaydetti:
"2017 referandumunun öncesinde tek tek söyledik. Bu sistem, Türkiye'nin önünü tıkayacak diye. Sağlıkta bile işlerin yürümemesine bu tıkanan, tekçi yapının sebep olduğunu görüyoruz. Bu bütün meselelerde böyle. Hukukta da ekonomide de, bu böyle. Sistem burada tıkanıp kalmış. 'Bu sistemle uçacağız' dediler. Sayın Erdoğan, o zaman 'Verin bu fakire yetkiyi, bakın neler yapıyorum' demişti, siz de hatırlayacaksınız.
Millet o fakire yetkiyi verdi, o fakir de doları 4 liradan 8 liraya getirdi. Bu dönem içinde Londra bankerlerine milyarlarca dolar faiz ödedik. Faiz lobisi ile mücadele ettiğini söyleyen o fakir, bu fakir millete 181 milyar dolar faiz ödettirdi. Mesele şu, uçtuğumuz yer burası... "
BAHÇELİ'NİN HDP ÇAĞRISI
MHP lideri Bahçeli'nin HDP'nin kapatılmasına yönelik çağrısını değerlendiren Tezcan "Siyasette bir siyasi partinin kapatılması üzerine, siyaset inşa etmek doğru değildir. Özellikle legal siyaseti, toplumun yasal düzeyde siyaset yapabilme kanallarını zenginleştirmek, bir ülkenin problemlerini çözebilmenin koşullarından birisidir. Siyaset alanını, tıkayarak ne toplumsal barışı ne huzuru ne de ülkenin sorunlarının çözebilecek zengin bir tartışma ortamı sağlayabilirsiniz.
Türkiye, bu konuda çok ciddi sıkıntılar yaşıyor. AK Parti ve HDP, geçmişte sürekli parti kapatma davaları ile muhatap kaldı. Denenmişi, denemenin bir anlamı yok. Yaşanan şeyler gösteriyor ki, parti kapatmaları ne o partinin temsil ettiği düşünceyi yok ediyor ne de o ülkeye faydası oluyor."
Elif Çakır ile Yıldıray Oğur'un sorularını cevaplayan CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, başörtüsü tartışmaları ile ilgili "Partinin tavanında da tabanında da bu mesele bitmiştir. Düşünün, Erdoğan 'vitrin süsü' demek zorunda kaldı" dedi.
"PARTİNİN BÖYLE BİR SORUNU YOK"
Yıldıray Oğur'un başörtüsü tartışmalarına yönelik sorusunu cevaplayan Tezcan "Partinin böyle bir sorunu yok, çok net. Partinin böyle bir sorunu yok, Türkiye'nin de böyle bir sorunu yok. Birileri çıkıp spesifik bir şeyler söyleyebilir, o çok farklı bir şey. Fakat partinin tavanında da tabanında da bu mesele bitmiştir. Düşünün, Erdoğan 'vitrin süsü' demek zorunda kaldı.
Bu ne büyük bir ayıp. Ben de olursa başörtülü kadın makbul vatandaş, sen de olursa vitrin süsü. Öyle şey olur mu? Her şeyin bende olanı makul, sende olanı murdar. Söylediği bu. Bizim bir sorunumuz yok, birisi görüşünü söylemiş. Fakat bu meselenin kaşınmaya müsait olduğunu bildiğimiz için, daha ilk gün Genel Başkan çıkıp 'Kapatın, geçin bunları. Böyle bir şey yok' dedi. Genel Başkan'dan daha yetkili birisi mi var partide..." ifadelerini kullandı.
"ERDOĞAN ANKETLERDEN KORKUYOR"
Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ittifak arayışlarını da yorumladı. Erdoğan'ın telaşa kapıldığını ifade eden Tezcan "Çok açık, Sayın Erdoğan'ı telaş sardı. Nedir o telaş? Herkes bilir ki, Sayın Erdoğan anketlerin diline önem verir. Hatta belediye başkanlığından beri anketlere bakar. Erdoğan'ı, anketler belki bugüne kadar korkutmuyordu. Erdoğan bizden daha fazlasını görüyor çünkü özel anketler yaptırıyor. Tek tek kendisi bunları takip ediyor. İşin toparlanamadığını da görüyor.
Bazılarında Cumhur İttifakı yüzde 45'lerde, bazılarında yüzde 43'lerde. Bazılarına göre, yüzde 47'yi hala buluyor ama yüzde 51 olmuyor. Mesele bu. Kararsızlar dağıtıldığında da çok daha ciddi bir düşüşle karşılaşılıyor. İşin özeti, Erdoğan bir daha seçilemeyeceğini görüyor. Böyle olunca ister, istemez yeni arayışların içerisinde" diye konuştu.
"İHALE KANUNU'NU 190 KEZ DEĞİŞTİRDİLER"
Yeni ekonomi yönetimi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Tezcan, değişikliklerin çaresizlik sonucu yapıldığı söyledi.
Ekonomik problemlerin yapısal olduğunu vurgulayan Tezcan, şu ifadeleri kullandı: "Reform iradesi ile atılmış bir adım yok. Çaresizlik sonucu bir çırpınış olarak görüyorum. Yeni gelenler ekonomiyi düzeltemez çünkü sistemi genel olarak değiştirmeye güçleri yetmez. Bunları yaparken, doğrudan doğruya kendi ittifak ortağının, bastığı frenlerle karşı karşıya. Kendisinin yönetim tarzının da reform kapasitesine sahip olmadığını görüyoruz.
İki kişiyi değiştirmek yetmiyor. Bu kişiler, 5 müteahhidin ekonomide rekabetçi sistemi ortadan kaldıran tekelleşmesine son verebilecekler mi? Mesele bu. Ekonominin esası rekabet üzerine dayalı. İhale Kanunu'nun 190 kez değiştirdiler ve bu 190 değişikliğin tamamı, 'Canımın istediğine, canımın istediği ihaleyi verebileyim' diye yapıldı. Rekabetçi olmasın, keyfi olsun diye yaptılar."
Tezcan'ın açıklamaları şöyle:
"Sırası geldiğinde aşı yaptıracağım, herhangi bir tedirginlik yaşamıyorum. Benim için bilimsel verilerle desteklenmesi yeter. Fakat asıl soru şu: Türkiye, neden aşı konusunda tedirginlikler yaşadı? İktidar, salgını değil algıyı yönetmeye çalıştı. Hükümet, bu meseleye bir parti çalışması gibi baktı. Süreçte söylenen hiçbir şey doğru çıkmadı. Ortaya atılan yalanlar, güven sorunu yarattı. Hükümetin aşıya ideolojik olarak önyargılı olduğunu düşünmüyorum. Birçok nedeni var ama öncelikle aşının gecikme nedeni kötü yönetim.
Türkiye'nin problemlerini çözebilmesi için sistem değişikliği yapması gerekiyor. Tek adam rejimin, ülkeyi tıkayacağını referandum öncesinde de söylemiştik. Türkiye'de sistem tıkandı, işte uçtuğumuz yer burası. Milletvekili, Bakan'a ulaşılamıyor. Bakan da Saray'a. Meclis'te gensoru yok artık mesela.
Erdoğan artık işin toparlanamadığını görüyor, bir daha seçilemeyeceğini görüyor. Bu yüzden arayış içinde. Fakat ne yaparsa yapsın, bu gidişi durduramaz. Erdoğan, sandığa gitmemek için elinden geleni yapacaktır. Kendisine en uygun zamanda seçim isteyecektir. Fakat millet sandığı zorlayacak, biz de muhalefet olarak destekleyeceğiz.
Çaresizlik sonucu ekonominin başındaki isimler değişti, fakat mesele kişiler değil kötü yönetim tarzı. İktidarın söylemleri bir süre nefes aldırır, fakat sorunlar yapısal. Sermaye önce güvenlik ister, suni söylemlerle bu yapısal sorunlar çözülmez.
Hukuk dışında söyleyebileceğimiz bir şey yok. Çok net. Yargı tarafından hakkında karar verilmemiş KHK'lılar, haklarından mahrum edilemez."