Kur riskine karşı tedbirlerin masada olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Şimşek, cari açığa dayalı bir büyüme modelinin de gitmediğini, daha çok yatırım ve ihracat gerektiğini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin çok büyük şoklara karşı büyük direnç gösterdiğini, öte yandan kur riskine karşı tedbirlerin de masada olduğunu açıkladı. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) Genişletilmiş Başkanlar Toplantısı’nda konuşan Şimşek, bankacılık sistemi ile reel sektörün, birbirinin ayrılmaz parçası olduğunu ifade etti. Şimşek, “Piyasalar derin olmadığı için mevduat faizi çok yüksek, biz bir kanunla mevduat faizini belirleyemeyiz, empoze edemeyiz. Ancak kamu üzerinden sübvansiyonlarla destek verebiliriz” dedi. Kredi Garanti Fonu’nun aslında böyle bir mekanizma olduğunu ifade eden Şimşek, “Dolayısıyla ne yapacaksak yapalım, kendi kendimizi ayağımızdan vurmayalım” dedi.Dolar kuruna yönelik birtakım tedbirlerin alınabileceği sinyalini veren Şimşek, “Finansal İstikrar Kurulu’nu geçen hafta topladım; bazı ülkelerin kur riskini yönetme modellerini çalıştık. Yakında inşallah bunları birtakım tedbirlere dönüştürebiliriz. Kur meselesini daha az volatilitenin olacağı şekilde, bir ekonomik, öngörülebilir, reformların ön planda olduğu bir yapıyla sağlayabiliriz. Türkiye dalgalı bir kur rejimine sahip olduğu için şokları absorve ediyor.”
Hükümet olarak yatırım yapanın, istihdam sağlayanın özellikle de ihracat yapanın yanında olduklarını vurgulayan Mehmet Şimşek, şu eleştiride bulundu: “Şirketlerin yüzde 80’i ihracat yapmıyor. Hindistan 2050 yılında belki 40 trilyon dolarla dünyanın bir numarası olacak.”
Reformların yeteri derecede anlaşılmadığını ifade eden Şimşek, “Cari açığa dayalı bir büyüme modeli gitmiyor. Daha çok yatırım daha çok ihracat lazım. Ar-Ge’de dünyanın en fazla desteğini veren ülkelerden biriyiz. Bu konuda hiçbir bahane olamaz. Kurala dayalı bir ekonomik yapıdan uzaklaşamayız.”