Partisinin grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulunan MHP lideri Devlet Bahçeli, İdlib'de rejim güçlerinin top atışı sonucu 5 şehit verdiğimiz hain saldırının ardından "Hem Suriye'yi hem de Türkiye'yi kontrol etmeye çalışan Rusya iyi niyetli değildir. Hükümetin, Rusya ile ilişkileri yeniden gözden geçirmesi temennimizdir. Türk milleti gerekirse, Şam'a girmeyi şimdiden planlamalıdır. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad." ifadelerini kullandı.
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde:
- Türkiye son zamanlarda afetlerle ve vehim kazalarla kıyasıya boğuşmaktadır. Felaketler 2020 yılında adeta otomatiğe bağlayarak ülkemize tesiri altına almıştır.
- Türkiye, tek yürek olarak Elazığ depremzedelerine sahip çıkmıştır. Bu memnuniyet vericidir. Depremin enkazı kaldırılırken Van'da çığ düşmesi sonucu 41 kardeşimiz şehit olmuştur. Deprem oldu çığ düştü derken İstanbul'da yolcu uçağı kaza kırıma uğramış, 3 kişi hayatını kaybetmiştir. Türk milleti tarihi boyunca felaketlere meydan okuya okuya bugünlere gelmiştir. Felaketler karşısında soğukkanlı tavır, aklıselim sabır yegane dayanağımız olmalıdır. Kötü günler Allah'ın izniyle geçecektir. Korku salmaya çalışanlara kaşrı duruş da milli duruşunun gereğidir.
"MHP'NİN OLDUĞU YERDE TÜRK DEVLETİ ÇÖKMEZ"
- 1999 depremi ile Elazığ depremini karşılaştırıp siyasi çıkar kovalayanlar var. 1999'da devletin çöküp bugün ayakta oldığunu söyleyenler ortada. Çöken devlet değil binalardır. Devlet aynıdır, ruh aynıdır, fıtrat ayınıdır, dün ile bugün arasında ayrımcılık yapanlar da kalleştir. 1999 depremi ile Elazığ depremini teraziye koymak ahlaksızlık değil midir. Acının küçüğü büyüğü olmaz.
- MHP'nin olduğu yerde Türk devleti çökmez, çökemez. Felaketler karşısında bir kez daha yükseklere taşırız. Biz varsak çöküş yoktur, çürüme imkansızdır. Depremler arasında siyasi kıyas yapmak birlik ve berabreliğe hançer sallamaktır. Türk devleti ve hükümeti dün gereğini yapmıştır, bugün de aynısıdır. Gölcük bizimdir Elazığ da bizimdir. 1999'daki acı neyse 2020'deki acı da odur. Biz alınganlı yapmıutoruz, sadece 3-5 çürük yumurta ayna tutuyoruz. Hiç kimse karanlığa saklanıp taş atmasın. Dün de bugün de Türk devleti güçlüdür.
- Türk milleti doğal felaketlerle mücadele ederken İdlib'de kahredici gelişmelere şahitlik edilmiştir. Kanlı Suriye rejimi Türk askerini hedef almıştır. Artık buna tahammül edecek halimiz kalmamıştır. Katil Esad defolup gidesiye kadar yüreğimiz soğumayacaktır.
"RUSYA İLE İLİŞKİLER GÖZDEN GEÇİRİLMELİDİR"
- Hem Suriye'yi hem de Türkiye'yi eşzamanlı kontrol etmeye çalışan Rusya iyi niyetli değildir. Hükümetin, Rusya ile ilişkileri yeniden gözden geçirmesi temennimizdir. Ne Astana'dan ne Soçi'den ne Cenevre'den ne de diplomatik temaslardan herhangi bir sonuç bugüne kadar çıkmamıştır, çıkması da beklenmemelidir. Şehitlerimiz vebali saldırgan Suriye kadar buna ortam hazırlayan Rusya'nın omuzlarındadır. Bununla yüzleşmek şarttır.
- Türk milleti gerekirse, başka da seçenek görülmezse, Şam'a girmeyi şimdiden planlamalıdır. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad. Mehmetlerimizi şehit eden alçaklara ses çıkarmayıp Türk devletini suçlayanlar ortadadır. Esad devrilmelidir, zulüm şatoları yıkılmalıdır.
"KILIÇDAROĞLU, FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI İÇİN BOY AYNASINA BAKSIN"
- Kılıçdaroğlu bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış. Geçsin bir boy aynasının karşısına FETÖ’nün ayağını da görür boyunu da görür. Bugüne kadar ‘FETÖ'nün siyasi ayağını gündeme getiren biz olduk, bazıları bizim düşüncelerimizi maksatla biçimde çarpıttı. 15 Temmuz başarılı olsaydı, cumhurbaşkanı, başbakan kimler olacaktı; mesela Kılıçdaroğlu böyle bir durumda görev alacak mıydı?”
"BAŞBUĞ GÖREVİNİ LAYIKIYLA YAPMIŞ MIDIR?"
- Bu önergeyi hazırlayıp meclis gündemine taşıyan milletvekilleri üzerinde kuşku yaratmak asıl hedef ve mücadeleyi kösteklemektir. İlker Başbuğ 29 Ocak'ta yaptığı açıklamalarla malum iddialarda bulunmuştur. MHP 2009'da ne söylemişse bugün arkasındadır. Ancak FETÖ'nün siyasi ayağı basit şekilde ve önergeye imza atanların zan altında bırakılmasıyla geçiştirilemez. İlker Başbuğ yanlış bir yerde iz sürmektedir. FETÖ’nün siyasi ayağı önergeye imza atanların üzerine yıkılacak kadar basit değildir. İlker Başbuğ yanlış yerde iz sürüyor. 2009’daki tartışmayı yeniden kaşımanın bugün ne faydası olacaktır? 26’ncı Genelkurmay Başkanı görevdeyken FETÖ’cülerle mücadeleyi layıkıyla yapmış mıdır?