Yazıları, belgeselleri ve kitaplarıyla fikir hayatımıza büyük katkılar yapan duayen gazeteci Akif Emre, ebedi yolculuğuna uğurlandı. Fatih Camii'ndeki cenaze törenine Emre'nin ailesi, siyasiler ve yakın dostlarının yanı sıra on binler katıldı. Emre, milli şair Mehmet Akif Ersoy'un mezarının yakınına dualarla defnedildi.
ÜMİT ÖZCAN / HABER MERKEZİ
Genel yayın yönetmenliğini yaptığı Haberiyat.com sitesinin Gayrettepe'deki ofisinde dün kalp krizi geçirerek yaşamını yitiren Türk basının vicdanlı kalemlerinden, duayen gazeteci Akif Emre ebedi yolculuğuna uğurlandı. Emre için Fatih Camii'nde ikindi namazına müteakip cenaze namazı kılındı.
On binlerce kişinin hazır bulunduğu cenaze törenine Emre'nin ailesinin yanı sıra 11'inci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile AK Parti milletvekilleri katıldı.
Törende Karar Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, gazetemiz yazarları Mustafa Karaalioğlu, Mehmet Ocaktan, Yusuf Ziya Cömert ve Elif Çakır'ın da aralarında bulunduğu dostları ve Yeni Şafak Gazetesi İmtiyaz Sahibi Ahmet Albayrak ile gazete yöneticileri son yolculuğunda Akif Emre'yi yalnız bırakmadı. Kılınan cenaze namazının ardından 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Akif Emre’nin tabutunun taşıdı. Emre'nin naaşı Edirnekapı Şehitliği'nde milli şair Mehmet Akif Ersoy'un mezarı yakınında defnedildi.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de tabuta omuz verdi.
İSLAM DÜNYASININ DERTLERİYLE DERTLENDİ
İslam dünyasının ihmal edilmiş, haksızlığa uğramış coğrafyalarındaki Müslümanların dertlerini Türkiye'de gündeme getiren 60 yaşındaki Emre, Kayseri'de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Kayseri’de tamamlayan Emre, İstanbul’da mühendislik eğitimi aldı. Akif Emre, gazeteciliğe Yeni Devir’de başladı. Sonrasında Yeni Şafak Gazetesi’nin kurucuları arasında yer aldı ve bir dönem genel yayın yönetmenliğini üstlendi. İnsan, Küre ve Klasik yayınlarının yayın yönetmenliği görevini yapan Emre, pek çok da belgesele imza attı. Onlar arasında Elveda Endülüs: Moriskolar (5 bölüm), Osmanlı Şehirleri (Saraybosna), Mostar, Üsküp, Selanik 1 ve 2, Kudüs 1 ve 2 ve Mimar Sinan (6 Bölüm) da bulunuyor. Akif Emre’nin yayımlanan kitapları sırasıyla şöyle: Göstergeler, İzler, Küreselliğin Fay Hattı, Çizgisiz Defter. Emre, Yeni Şafak'ta halen köşe yazısı yazmayı sürdürüyordu. Emre, üç çocuk babasıydı.
Merhum Akif Emre'yi yakın dostları ve arkadaşları anlattı
'YERYÜZÜNDE GARİP BİR YOLCU GİBİ YAŞADI'
Gazeteci-yazar Akif Emre'yi arkadaşları ve dostları anlattı. Emre'nin arkadaşı Makedonyalı akademisyen Prof. Dr. Metin İzeti, Emre'nin dünyanın geçici çıkarları için aklına kelepçe vurmayan nadir insanlardan biri olduğunu söyledi.
İzeti "Emre, sadece kitapların sayfalarında değil, birçok defa kendi arkadaşlarından bastırılan siyasi şartlardan dahi solmuş tecrübenin yapraklarında terbiye edildi. O, Arnavut topraklarına emsalsiz bir kurbiyyet hissederdi ve her toplumsal karışıklıkla en başta ilgilenir ve bu bölgelerdeki süreçlerin gerçekliğini yazıya aktarırdı" ifadelerini kullandı.
Yazıları ve belgeselleriyle Bosna dramını hep gündemde tutan Akif Emre,
Bosna Hersek'in bilge lideri Aliya İzzetbegoviç'le çok sayıda röportaja imza atmıştı.
Akademisyen-yazar Levent Baştürk ise Emre'yi kelimelerle anlatmanın zor olduğunu belirterek şunları kaydetti: "O her şeyden önce bir duruştu. O duruşuyla ilkeler, ölçü ve referans manzumesiydi. Güncelin ve gücün cazibesine kapılmadan Hakk'a dayanarak konuşmayı şiar edinmişti. Hakk'ı konuşurken de ölçüyü kaçırmazdı. Derdi, meselesi ve davası olan bir insandı. Kişilere takılmazdı. Hem kalbe hem de akla hitap ederek kendini ifade eden bir gönül insanıydı. Nitelikli sorular sahibini kaybetti. Biz de yolumuzu bulmak için baktığımız kutup yıldızlarından birini kaybettik."
Yazar Cihan Aktaş, Emre ile 10 yıla yakın süre beraber çalıştıklarını kaydederek "Adil, şahitliği korumaya özen gösteren bir medya dili hedefliyordu ve bu alanda kuşkusuz bir örneklik sergiledi. Çok da geniş olmayan imkanlarla nitelikli bir yayıncılık ortaya koydu. Kışkırtıcı, abartılı, çatışmacı ve düşmanlıkları körükleyen söylemlere prim vermedi hiçbir zaman. Tiraj kaygısını asla gütmeyen, dürüst kişiliğinden öğreneceğimiz çok şey var hala. Yeryüzünde garip bir yolcu gibi yaşadı. Elinde olanı paylaşan, cömert ruhlu bir insandı, ilmini esirgemedi kimseden" diye konuştu.
Yönetmen Semih Kaplanoğlu, Emre'nin Türkiye'nin son dönemde yetiştirdiği düşünce insanlarından biri olduğunu söyledi. Kaplanoğlu "Türkiye ve İslam aleminin konumunu derinden görüp algılardı. Bunu da hem kalbi hem aklıyla yapardı. Baktığı şeye nüfuz etmeye, arkasındaki derinliğine bakmaya çalışan birisiydi. İslam medeniyetini ilişkilendirmek adına derin bakışını gösterirdi. Bosna'ya, Endülüs'teki medeniyetten baki kalan ve pek bilinmeyen Moriskolara yani Müslümanlar neredeyse Akif oraya ilgi gösterdi. Bu anlamda düşünür olarak tek bir şey üzerinden baktı. Bu da tevhidi bakış... Onu değerli kılan bu bakıştı" değerlendirmesinde bulundu.
Akif Emre ile 30-35 yıllık dostlukları bulunduğunu dile getiren Makedonyalı akademisyen ve yayıncı Prof. Dr. Adnan İsmaili, Emre'nin Balkan Müslümanları için önemli bir kayıp olduğunu vurguladı. İsmaili, şu ifadeleri kullandı: "80'li yılların ilk döneminde Akif'in Fatih'teki evi Balkan Müslümanları için bir istişare merkezi gibiydi. Bazen tek bir konuda danışmak için otobüse binip uzun bir yolculukla İstanbul'a gelir, onunla görüşürdük. Yayıncılık da yaptığım için Arnavutçaya çevireceğimiz kitapları da ona danışırdık. 20 yıl kadar önce Fethullah Gülen'in kitapları için aradığımda bizi, 'Sakın ha, uzak durun, kendinizi temiz tutun.' diyerek uyarmış, bunun üzerine o kitapları basmamıştık. Çok prensipli ve dürüst bir insandı Akif."
