FETÖ'nün “Hava Kuvvetleri imamı” Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin açılan davada tutuksuz yargılanan Zeki Çınkır, Öksüz'ün 18 Temmuz'da kendisini telefonla aradığını ve Hava Kuvvetleri amblemi taşıyan saati ile kemerini sorduğunu söyledi. Öksüz'e eşyalarını kendisinin gelip alabileceğini söylediğini aktaran Çınkır, Öksüz'ün gelemeyeceğini ve Sakarya'ya gittiğini söylediğini kaydetti.
FETÖ'nün firari imamı Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin 13'ü asker, 14'ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri eski Başbakanlık müşaviri olan 28 sanık hakkında açılan davaya başlanıldı. Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın ilk celsesine tutuksuz sanıklar, sanık yakınları ve taraf avukatları katıldı. Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin özetinin okunmasının ardından sanık savunmalarına geçildi. Savunma yapan tutuksuz sanık Başçavuş Zeki Çınkır, FETÖ üyesi olmadığını, örgütle kendisinin ilişkilendirilmesini yanlış bulduğunu söyledi. 15 Temmuz darbe girişimini lanetlediğini belirten Çınkır, “O girişimde kesinlikle bulunmadım, devletimin yanında oldum. Görevimi sonuna kadar da ifa ettim. 4 gün gibi bir süre uykusuz kalarak görevimizi yaptık. Elimizi taşın altına değil, gövdemizi taşın altına koyduk. Şu an da o taşın altında eziliyoruz” ifadelerini kullandı.
Kışla karakolunda Öksüz ile ilgili yapılan hiçbir işlemden haberdar olmadığını iddia eden Çınkır, bilgisinin ve görgüsünün olmadığı bir belge veya evrakı teslim etmesinin söz konusu olamayacağını, Öksüz ile ilgili kendisine en ufak bilgi gelmediğini kaydetti. Verilen talimat doğrultusunda gözaltına alınan 98 kişilik listeyi hazırladıklarını anlatan Çınkır, “Benim onların arasında sivil bir şahıs olduğundan haberim yoktu. Haberim olmayan bir sivili asker diye yazmam imkansız. Ahmet Başçavuş bana söyledi, ben listeyi yazdım” dedi.
'ADİL ÖKSÜZ'E NERELİ OLDUĞUNU SORDUM'
Çınkır, Öksüz ile “hemşehri sohbeti” yapmasına ilişkin şunları kaydetti:
“Hemşehri mevzusuna gelince, bu konuda olanları savcılık ifademde söyledim. Erol Özdemir Başçavuşun ifadesinde belirttiği gibi kendisine sorulabilir. Ben görevdeyken 'Bir hemşehriniz var, bak' dedi. Ben de 'Ortalık kalabalık, boşver' dedim. Kolumdan çekip ısrar edince gittim. Adil Öksüz'e nereli olduğunu sordum, rütbesini sordum. 'Subay mısın astsubay mısın?' diye sordum. Sivil olduğunu bilsem onu sorar mıyım? Ondan sonra diğer bütün darbecilere uyguladığımız gibi Adil Öksüz'ü de mahkemeye sevk ettik. Adil Öksüz'ü kimin götürdüğünü bilmiyorum. Ortalık karışıktı, kimin götürdüğünü hatırlamıyorum.”
'ÇOCUĞA BİLE SORSANIZ MANTIKEN TUTUKLANMASI LAZIM'
Öksüz'ün mahkeme neticesinde serbest bırakıldığını görevli 2 uzman erbaştan duyduğunu ifade eden Çınkır, “18 Temmuz sabahı serbest kaldığını söylediler. Ben de 'Bu sivil, mantıken tutuklanması lazım' diye düşündüm ve tepki gösterdim. Benim hemşehrim olması hiçbir şey değiştirmez. Tarla almaya geldiğini söylüyor, çocuğa bile sorsanız mantıken tutuklanması lazımdı” diye konuştu.
Mahkeme başkanının, kimseden emir almadan Öksüz'ün eşyalarını neden teslim ettiğini sorduğu Çınkır, “Kimsenin emir alacağı bir konum yoktu orada. 98 kişinin hepsine eşyalarını teslim ettik. Kimse bir şey söylemedi, ortam çok karışıktı” cevabını verdi.
'LANET OLSUN BİR BELAYA ÇATTIM'
Çınkır'ın bu sözleri üzerine mahkeme başkanı, “El konulan eşyaların arasında telefonlar var, çantalar var. Çantalar doğru düzgün aranmamış. Bu eşyaların tek tek kontrol edilmesi lazım. Emir ve talimat almadan neden iade ettin” diye tekrardan sordu. Çınkır, “Kimse kimseye bir şey sormuyordu, emir alacak veya verecek kimse yoktu. Şu ana göre bizi yargılarsanız hapı yuttuk. Lanet olsun bir belaya çattım. Ben bu şerefsiz örgütü hiçbir zaman tasvip etmedim, etmemde. 15 Temmuz öncesi Adil Öksüz'ü siz biliyor muydunuz? Ben kesinlikle bilmiyordum. Verdiğimiz malzemelerin suç unsuru taşıdığını bilmiyordum, bilsem vermezdim” iddiasında bulundu.
'KEMERİMLE SAATİM ORADA KALDI'
Çınkır, Öksüz'ün serbest bırakılması esnasında Öksüz'ün numarasını aldığını anlatarak “Mahkemeden sorarlar diye numarasını aldım. 18 Temmuz'da Adil Öksüz beni aradı, 'Kemerimle saatim orada kaldı' dedi. Ben de saf saf saatiyle kemerine baktım ve buldum. 'Bizzat kendin gelip alacaksın' dedim. O da 'Ben kendim gelemem' deyince vekalet verebileceğini, birisinin gelip alacağını söyledim. Bana 'Ben Sakarya'ya gidiyorum' dedi" ifadelerini kullandı.
18 Temmuz'da Öksüz'ün Çankır'ı 2 kez, Çınkır'ın ise Öksüz'ü 1 kez aramasının HTS kayıtlarına yansıması ve neler konuşulduğunun sorulması üzerine Çınkır, “Sadece kemer ve saatiyle ilgili konuştuk” dedi.
ANKARA/İHA