Türk edebiyatının ilk polisiye romanlarından ‘Cingöz Recai’ üçüncü kez beyazperdede. Ünlü oyuncularıyla adeta şampiyonlar ligini andıran modern uyarlama ‘Görevimiz Tehlike’den ‘James Bond’a kadar birçok ajan filmini tiye alıyor. Ancak senaryodaki hatalar nedeniyle eğlence sunmaktan öteye gitmiyor.
ERKUT TEZERDİ / İSTANBUL
Peyami Safa’nın kaleme aldığı ‘Cingöz Recai’ Türk edebiyatının ilk polisiye romanlarından. 1954 yılında sinemaya uyarlandı, 1969’da aynı isimle yeniden beyazperdeye taşındı. Filmlerinde, romanlarında olduğu gibi hırsız Cingöz Recai’nin hem türlü türlü dolandırıcılık oyunları hem de peşindeki başkomiser Mehmet Rıza tarafından yakalanma girişimleri anlatılıyor. Recai eğitimli, cesur, analitik düşünür, karizmatik ve çok kibar... Servetini çalarak veya haksızlıkla elde eden herkesi gönül rahatlığıyla soyuyor ve çaldığı her şeyi gönül rahatlığıyla fakirlere dağıtıyor. Recai romanlarında böyle bir kişi. Safa’nın, Fransız yazar Maurice Leblanc tarafından yazılan Arsen Lüpen’den esinlenerek oluşturduğu bu karakter üçüncü kez beyazperdeye taşındı.
Yönetmenliği Onur Ünlü’nün yaptığı ‘Cingöz Recai’nin kadrosu ünlüler geçidi. Kenan İmirzalıoğlu, Meryem Uzerli, Haluk Bilginer, Serkan Keskin, Musa Uzunlar, Fatih Artman ve Selim Bayraktar’ın yer aldığı yapım Görevimiz Tehlike, Jason Bourne, James Bond, hatta Hızlı ve Öfkeli gibi seri yapımlara bolca gönderme yapıyor, dalgasını geçiyor. Cingöz Recai karakterine hayat veren İmirzalıoğlu ile Recai’nin peşindeki takıntılı Baskomiser Mehmet Rıza’yı canlandıran Bilginer role çok yakışmışlar. Diğer karakterler için oyuncu seçimi de başarıyla gerçekleştirilmiş. Fakat karakterlerin derinliğini görmek imkansız olduğu gibi senaryonun olay dizisinde de büyük tutarsızlıklar var. Film kötü değil ama yeterli de değil!
‘SUICIDE SQUAD’I ANDIRAN SAHNELER VAR
* Karizma abartılmış: Madem ‘Görevimiz Tehlike’ gibi bir ajan filmi çekilecekti, o halde karizmaya yoğunlaşmaktan ziyade daha çok aksiyon ve dolantı gerekirdi. Şehir içinde otomobille kovalamaca sahnesi doyurucu değil, ringteki kapışma ise facia.
* Gereksiz sahneler mevcut: Kötü karakterleri ‘Suicide Squad’ misali tek tek tanıtmak nedir? Amaç ajan filmlerinde yapılanın aksine ‘Kötüleri yüceltme’nin ironik versiyonunu canlandırmaksa şayet bu izleyiciye geçmiyor. Yani kötülükte en üstün karakterleri tasarla, seyirciye göster ama hepsi anında çuvallasın. Komik değil!
* Karakterler yüzeysel: Tehlikeli karakterlerin tehlikesini göremiyor, herhangi bir karakterin de amacını öğrenemiyoruz. Aşk da o kadar yüzeysel ki Uzerli ile İmirzalıoğlu’nun yüzlerinden okunuyor. Anlamsızca bakışıyorlar.
* Çatışma yok: İnandırıcılık, Cingöz Recai’nin kötülerin ekibine dahil olurken sarf edilen repliklerle birlikte ortadan kalkıyor. Karakterlerin beklendiği gibi konuşmaması bir yana diyaloglar gelişigüzel sarf ediliyor. Herhangi bir fikir karşıtlığı bulunmuyor. Laf çok, altı yok.
* Teknolojisiz kalma: Cep telefonları, tabletler, konum gösteren yüzükler, lazerli oda, anında yer saptamalar... Teknolojinin etiden sütünden fazlaca yararlanan film ayrıca birkaç sahnede de kadınlara üçüncü sınıf insan muamelesi yapıyor: Yabancı ajanın eşini ne ara buldunuz da Çapkın Cüneyt’e aşık ettiniz?
‘Cingöz Recai’ yıldız oyuncularla dikkat çeken bir yapım. Eğlencesi tıkırında ama her şey işte bu kadar. Sorunlu senaryo nedeniyle karakterleri derin değil, konusu inandırıcılıktan uzak. Sırf ünlüler ve Bilginer ile İmirzalıoğlu’nun uyumunu görmek için seyredilebilir.
KARAR'IN PUANI: 5.5 / 10
EN ÇOK İZLENENLER
* Kurtlar Vadisi Vatan
Ay Lav Yu Tuu
* Blade Runner 2049
* My Little Pony Filmi
* Babam
* Dört Köşe
* Lego Ninjago
* O
* Kingsman 2
* anne!
* Yedinci Hayat
* Çılgın Hırsız 3
* Korku Kayıtları
* Firardayız
* Siccin 4
* Kocaayak ve Oğlu
* Barry Seal: Kaçakçı
* Çavdar Tarlasındaki Asi
* Kervan 1915
* Dangal
Haftanın en çok izlenen filmleri Box Office Türkiye listesinden alınmıştır ve 6-8 Ekim 2017 günlerini kapsar.
BAŞKA NELER İZLEYECEĞİZ?
* Ölüm Günün Kutlu Olsun / Korku / 96 dakika
Üniversite öğrencisi Tree, doğum gününün sabahında erkek arkadaşı Carter’ın yanında uyanır ve kısa süre içinde o günün sıra dışı bir gün olduğunun farkına varır. Her şeyi daha önce yaşamış olduğu duygusuna kapılır. Tree, tam bu tuhaf güne veda edeceği sırada maskeli bir yabancı tarafından öldürülür ve yine tuhaf bir şekilde imkânsız bir durum yaşadığına inanan, bir kişinin odasında uyanır.
Dünyaya gözlerini her açtığında kendini katiline biraz daha yaklaşırken bulan Tree, en büyük korkusuyla yüzleşmek zorundadır: Katilinin maskesini çıkarmayı ve bu çılgınlığı durdurmayı başarabilecek midir? Başaramazsa kısır döngüde kalacak ve kendi ölüm gününe dönüşen korkunç kâbusu tekrar tekrar yaşayacaktır...
Başrollerinde Jessica Rothe, Israel Broussard, Ruby Modine, Rachel Matthews ve Charles Aitken’in oynadığı ‘Ölüm Günün Kutlu Olsun’ (Happy Death Day) filminin yönetmen koltuğunda Christopher B. Landon var.
* Taş / Dram / 90 dakika
Selim, yaralı olarak Sesik Köyü’ndeki bir eve sığınır. Bu evde yaşayan ailenin oğulları 20 yıldır kayıptır. Selim’in iyileşip uyandığında hayatını kurtaran bu insanları tanımadığı ortaya çıkar. Kendi geçmişini de hatırlamıyor olması işleri zorlaştırır.
* Büyülü Kanatlar / Animasyon / 95 dakika
Ateşböceği Dindin, ormandaki köyünde ışık saçarak mutlu bir şekilde yaşamaktadır. Bir gün yaşadıkları ormana bir araştırma robotu gelir. Bu robot, Dindin’in pabucunu dama atacak ölçüde parlak ışıklar yayma gücüne sahiptir.
* Kayseri Aslanı: Çin İşi / Komedi / 92 dakika
Kayserinin ünlü pastırmacısının oğlu Ersin, altılı ganyandan kazandığı parayla eniştesini de ikna ederek kumar oynar. Büyük bir borç ile sonlanan gecede babasının dükkânı üzerine senet imzalar. Kumarhane patronu Rıfat peşine düşer.
* Mutlu Son / Dram / 107 dakika
Michael Haneke’nin son filmi ‘Mutlu Son’, bu yıl Cannes Film Festivali’nde yarıştı. Yapımda her açıdan sorunlu aileler, kuşaklararası intikam, bastırılmış suçluluk duygusunun yarattığı tahribat ile Avrupa’daki göçmen krizi anlatılıyor.
