Türkiye'nin yerli otomobili görücüye çıktı. Önce farları, sonra aynaları, daha sonra da lale figürlü panjurları ortaya çıkan yerli otomobilin tanıtımı için geri sayım sona erdi. İlk otomobil girişimi Devrim'den 58 yıl sonra tüm hakları Türkiye'ye ait olan yeni yerli araç Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Gebze'deki Bilişim Vadisi'nde düzenlenen törenle tanıtıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün ülkemiz için tarihi bir güne, Türkiye’nin 60 yıllık rüyasının gerçeğe dönüşmesine hep birlikte şahitlik edeceğiz." dedi. Erdoğan aynı zamanda, otomobilin ön siparişini veren ilk kişi oldu: "Made in Turkey değil made in Türkiye."
Türkiye'nin merakla beklediği Türkiye'nin Otomobili'nin ön gösterimi bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Gebze'de yapıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gebze'de "Bilişim Vadisi"nin resmi açılış töreni ile yerli otomobilin tanıtılacağı "Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Yeniliğe Yolculuk Buluşması" programında konuştu.
TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİNİN TANITIMINI İZLEMEK İÇİN:
"Bugün ülkemiz için tarihi bir güne, Türkiye’nin 60 yıllık rüyasının gerçeğe dönüşmesine hep birlikte şahitlik edeceğiz.
Biliyorsunuz yıllardır Türkiye’nin kendi otomobilini üretmesi gerektiğini, bizim montajcılıktan çok daha iyisine layık olduğumuzu dile getiriyorum. Ülkemizi, 350 bini bile bulmayan otomotiv üretim potansiyelinden 1,5 milyonun üzerinde bir üretim seviyesine çıkardık. Bu sektördeki ihracatımız 32 milyar dolara ulaştı. Ama maalesef, kendi otomobilimizi üretme çabalarımızda uzun süre netice alamadık. Bu konuda birçok adım attık, girişimde bulunduk. Bizim hayalimiz; tüm hakları ülkemize ait olan, tasarımcılarımızın ve mühendislerimizin emekleriyle yoğrulan, milli teknolojilerle üretilen, dünyaya adımızı duyuracak bir otomobile sahip olmaktı. Bunun için bir babayiğit arıyorduk. Nihayetinde, milletimizin bu hayaline gönül veren, elini taşın altına koyan babayiğitler ortaya çıktı ve Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nu kurdu.
Sadece işine odaklanmış, profesyonel bir ekip kurup çalışmalarını bugünlere getirdiler. Bu iş için 100’ün üzerinde Türk mühendis gecesini gündüzüne kattı, evinden, çoluğundan çocuğundan ayrı kalma pahasına çalıştı, çabaladı. Bunların bir kısmı da, yurt dışındaki prestijli işlerini bırakıp, sırf bu projede yer almak için büyük bir heyecanla vatanlarına dönen arkadaşlarımızdan oluşuyor.
Sessiz ama derinden gidildi. İşte bugün ön gösterim araçlarını, tam da 2 sene önce söz verdiğimiz gibi, ilk kez sizlerle paylaşıyoruz. Tabii içinde bulunduğumuz bu mekânı da özellikle seçtik. Burası Türkiye’nin Bilişim Vadisi. Burası Türkiye’nin yarınlarını şekillendirecek teknoloji üssü. Aslında biz bu tarihi günde iki mega projeyi aynı anda hayata geçiriyoruz. Hem Bilişim Vadimizin resmi açılışını gerçekleştiriyor, hem de otomobilimizin ön gösterim araçlarını sizlerle paylaşıyoruz. Bu vesileyle Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başta olmak üzere Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun tüm üyelerine, projede emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye’nin yerli ve milli otomobil arayışı yeni değildir. Yaklaşık 60 yıldır bu hayalin peşinde koştuk. İlk yerli otomobil denemesi olan Devrim’in hikâyesi, aynı zamanda bize hayallerimizin nasıl kâbusa dönüştürüldüğünün de örneğidir. Daha önce uçak yapan, motor geliştiren, silah üreten müteşebbislerimizin başına ne gelmişse, Devrim otomobilinin başına da aynısı gelmiştir. Kimin adına çalıştığı, kimin sesi olduğu, kimin çıkarını koruduğu artık gün gibi aşikâr olan birileri çıkıp, diğer projeler gibi, bunu da hem psikolojik, hem de fiili olarak sabote etmiştir. Kayseri’deki uçak fabrikasına sipariş verilmesine, dışarıdan alınan siparişlerin de ihraç edilmesine engel olan zihniyet, bugün de yine faaliyette. Zor şartlarda kurduğu silah fabrikasında hayranlıkla takip edilen üretimler yapan kişiyi, fabrikasıyla beraber havaya uçuranların amacının ne olduğunu zaman içinde hep birlikte gördük.
Türkiye’nin kendi motorunu üretmesi için canlarını dişlerine takarak çalışanların emeklerini zayi edenler, aynı kafayla bugün de bizim karşımıza dikiliyor. Devrim otomobili için harekete geçildiğinde, "Türkler otomobil üretemez" diye bir kampanya başlatılıyor. İşin ilginç yanı, dönemin Sanayi Bakanının da bu kampanyaya katılmış olmasıdır. Yerli otomobilin hem teknolojik olarak üretilemeyeceğini, hem de yeterli pazarı olmadığını söyleyenler, birkaç yıl sonra Batılı firmaların ülkemizde kurdukları otomobil fabrikalarını alkışlayarak karşılamışlardır. Halbuki, tam da otomobil piyasasının canlanmaya başladığı bir dönemde bu teşebbüs başarıyla hayata geçirilebilseydi, bugün Türkiye bambaşka bir yerde olurdu.
Daha önceki uçak, silah, motor projelerinin sürdürülmesi halinde de bugün bambaşka bir yerde bulunacaktık. Gümüş Motor teşebbüsünden 65 yıl sonra hala motorumuzu kendimiz üretemiyor olmanın sancılarını çekiyoruz. Bu vesileyle, ülkemizin ilk motor fabrikası teşebbüsünü başlatan, sanayileşme fikrinin yılmaz savunucusu Necmettin Erbakan hocamızı da rahmetle, minnetle yad ediyorum. İnşallah farklı kurumlarımız nezdinde başlattığımız projelerimiz sonuçlandığında, birkaç yıl içinde her türlü ihtiyacımızı karşılayacak şekilde, motor meselesini de kökten çözmüş olacağız. Kaybettiğimiz 65 yılın hesabını sormayı da milletimize bırakıyoruz"
Devrim otomobilinin benzini olmadığı için yolda kalmasını, projeyi boğma kampanyasına çevirenler, emin olun, Türkiye’nin Otomobili için de aynı şeyi yapmaya çalışacaklardır. Ama bu kez izin vermeyeceğiz. Devrim otomobilinin önünü kesmeyi başardılar, ama şimdi yaptığımız “devrin otomobilinin” önünü, inşallah kesemeyecekler.
Bugünkü noktaya gelebilmek için 17 yıldır ter döküyor, emek veriyor, mücadele ediyoruz. Peki, 17 yılın sonunda ne oldu? Milli gelirimizi 236 milyar dolardan 950 milyar dolarlara kadar yükselterek, 4 kat artırdık. Her ne kadar son yıllarda dolar bazında bir miktar düşüş yaşanmışsa da, inşallah en kısa sürede trilyon dolar rakamını aşarak, hak ettiğimiz yere geleceğiz. İhracatımızı 36 milyar dolardan 170 milyar dolara yükselterek, 5 kat ileriye taşıdık. İstihdamda 9 milyona yakın bir artış sağladık. Bu vesileyle, dün 2 bin 325 lira olarak açıklanan 2020 yılı asgari ücret rakamının ülkemize, işverenlerimize, çalışanlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. Enflasyonun 3 puan üzerinde yüzde 15 olarak yapılan bu artış sonunda asgari ücret, 2002’ye göre reel olarak yüzde 154 düzeyinde yükselmiş bulunuyor.
Ülkemize, ulaşım altyapısına yaptığımız yatırımlarla da çağ atlattık. Bunun en güzel örneklerinden biri hemen yanı başımızdaki, Türkiye’nin yüz akı projelerinden Osmangazi Köprüsüdür. Daha pek çok mega projeyle yolları, köprüleri, havalimanlarını vatandaşlarımızın hizmetine sunduk.
Yaptığımız yatırımlarla güçlü bir bilim ve teknoloji iklimi tesis ettik. Bugün, 207 üniversitemiz, 1.572 Ar-Ge ve Tasarım merkezimiz, 85 Teknoloji Geliştirme Bölgemiz, bu altyapı etrafında çalışan 112 bin araştırmacımız var. Bilişim Vadimiz ile işte bu sisteme yeni ve çok güçlü bir aktörü daha dâhil ediyoruz. Böylece, dünyadaki başarılı örneklerden bir benzerini ülkemizde kurmuş oluyoruz. Burası Milli Teknoloji Hamlemizi ulusal ve uluslararası düzeyde temsil edecek bir yerdir. Bilişim Vadisi, 3 milyon metrekarenin üzerinde bir alanda kurulan yaklaşık 200 bin metrekare kapalı bölümüyle, ülkemizin en büyük teknoloji geliştirme bölgesidir.
Savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıları diğer alanlara da taşıma gayesiyle kurduğumuz bu vadiyle, yarının Türkiye’sini daha sağlam temellere oturtmayı hedefliyoruz. Ürettiğimiz yüksek teknolojili savunma sanayi ürünleri sayesinde, güçlü ve rakipsiz bir küresel oyuncu olma yönünde ilerliyoruz. Milli SİHA, milli İHA, milli helikopter, gemi, tüfek, eğitim uçağı, elektro-optik sistem, mühimmat gibi ürünler, Türk mühendisliğinin geldiği seviyeyi ve kabiliyetlerimizi göstermesi bakımından da son derece önemlidir. Şimdi artık sıra, bu ürünleri sivil teknolojilere uyarlayarak, daha geniş bir alana damga vurmaya gelmiştir. Bunun için tüm sektör temsilcilerimizin, üreticilerimizin, yatırımcılarımızın, tıpkı buradaki babayiğitlerimizin yaptığı gibi, ellerini taşın altına koyması gerekiyor.
Türkiye artık yeni teknolojilerin sadece pazarı değil, bunları geliştiren, üreten ve tüm dünyaya ihraç eden bir ülke haline gelecektir. Biz bu güce, iradeye, teknik bilgiye, insan gücüne sahibiz. Yeter ki kendimize güvenelim, yeter ki kendimize inanalım.
MEGA TEKNOLOJİ KORİDORU
Bilişim Vadimiz, kabiliyetlerimizi bir araya getirip, önümüzdeki dönemin eğilimlerini bugünden yönlendirme doğrultusunda attığımız adımlardan biridir. Bu amaçla Marmaray’a, Bilişim Vadisi ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi bağlantısı kuruyoruz. Böylece 20 milyonluk nüfusu yarının teknolojilerinin yeşereceği Bilişim Vadisi ile buluşturuyoruz. Bu ulaşım hattına “Mega Teknoloji Koridoru” diyebiliriz.
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü yanında kuracağımız yeni teknoloji geliştirme bölgesini de Bilişim Vadisi çatısı altına alıyoruz. İşte Osman Gazi Köprüsü burada. Artık İzmir’e iki buçuk saatte ulaşılabiliyor. Bu sayede, Kocaeli ile İzmir’i teknolojik açıdan buluşturuyoruz. Buralarda oluşacak bilgi birikimiyle uluslararası alanda rekabet edebilir bir teknoloji üssü oluşturmanın peşindeyiz. Türkiye’nin üretken gençleri tüm enerjilerini burada somut projelere dökecek. Bu teknoloji üssüyle, kritik teknolojilerin geliştirilmesinde ülkemize çağ atlatacağız.
Yeni teknolojilerin en önemli bileşeni yazılımlardır. Bunun için 170 bini aşan yazılımcı sayımızı hızla 500 binin üzerine çıkaracağız. Çocuklarımıza yazılım geliştirme yetkinliği kazandırmak için eğitim faaliyetlerini daha da artıracağız.
Bilişim Vadimiz, açacağımız yeni nesil yazılım okullarından birine de ev sahipliği yapacak. Teknoloji şirketleri, sivil toplum kuruluşları ve ilgili kurumlarımızla birlikte çalışıyoruz. Bilişim Vadisi, Açık Kaynak Platformunun da merkezi olacak.
İşte tüm bu avantajlarından dolayı Bilişim Vadisi, Türkiye’nin Otomobili projesine ev sahipliği yapıyor. Otomobilimizin fiziken üretileceği fabrika ise bu endüstrinin kalbinin attığı Bursa olacaktır. Gemlik'te silahlı kuvvetlerimize ait olan büyükçe bir yerimiz var. Yaklaşık 4 milyon metrekarelik bu alanın 1 milyon metrekarelik alanını buraya tahsis edeceğiz, suratle fabrikamızın yapımına başlayacağız.
Fikri ve sinai hakları tamamen bize ait olan bu araçla birlikte, dünya rekabetçi bir Türk markasıyla tanışmış olacak. Bu markaya ilişkin tüm stratejik kararları ülkemiz alıyor. Bizim fikirlerimiz, bizim mühendislerimiz tarafından hayata geçiriliyor. Atılan hiçbir adım için kimseden lisans almıyor, icazet almıyor, her türlü teknik özelliği kendimiz belirliyoruz. Bir başka ifadeyle, oyunun kurallarını artık biz koyuyoruz. Libya'da da biz koyuyoruz, Suriye'de de biz koyuyoruz.
Dünya, otomotiv sanayii yeni bir yol ayrımındadır. Elektrikli, otonom ve ağ bağlantılı teknolojilerin liderliğinde yeni üretim modelleri ortaya çıkıyor. Şu an bu yarışta herkes eşit şartlarda. İhracatı 32 milyar doları bulan otomotiv sektörümüzü bu değişime adapte etmek zorundayız. Yapay zekâ her alanda olduğu gibi otomobillerde de giderek öne çıkıyor. Sanayimizi tüm unsurlarıyla bir sonraki çağa şimdiden hazırlamak istiyoruz. Türkiye’nin otomobili projesindeki teknoloji birikimimiz, diğer pek çok sektörün de önünü açacak, ateşleyicisi olacaktır. Bunun için hata yapma lüksümüz yoktur. Kuralları koyan biz olduktan sonra, bu çalışmada kimlerden destek aldığımızın, kimleri çalıştırdığımızın bir önemi kalmıyor. Bu konudaki kinayeler, ya cehaletin, ya husumetin, ya da özgüvensizliğin ürünüdür.
Türkiye’nin en güzide kurumlarından yetişmiş mühendisler, şu an yerli otomobilin matematik modellemeleri ve dayanıklılık testleri üzerinde çalışıyor. Sınıfının en geniş iç hacimli, en yüksek performanslı ve en uygun maliyetli aracını üreteceğiz. Aracımız sıfır emisyonla çalışarak, çevreyi hiç kirletmeyecek. Seri üretime geçtiğimizde Avrupa’nın, klasik olmayan, doğuştan elektrikli ilk ve tek SUV modelinin sahibi olacağız. Üretime geçtikten 3 yıl sonra, binek otomobillerde ülkemizde en yüksek yerlilikle üretilen tek marka, yine Türkiye’nin Otomobili olacak. 2022 yılında tüm Türkiye’de şarj altyapımız da hazır olacak. Tüm kurumlarımız bu altyapı için hazırlıklara şimdiden başladı. Dolayısıyla bu otomobil yerli ve millidir. Hiç kimse bu gerçeği perdelemeye çalışmamalıdır.
Hatırlarsanız, tüplü televizyonlardan panel televizyona geçilirken, eski oyuncuların önemli bir kısmı devre dışı kalmış, yeni oyuncular yükselişe geçmişti. Aynı şekilde tuşlu telefonlardan akıllı telefonlara geçilirken de benzer bir süreç yaşanmıştı. Biz Türkiye’nin Otomobilini elektrikli olarak üreterek, geçmişin veya bugünün değil, doğrudan geleceğin teknolojisine uzanıyoruz. Tasarımıyla, bataryasıyla, şarj istasyonlarıyla bu otomobil projesiyle ülkemizi, geleceğin dünyasına hazırlıyoruz. Dünyada bunu yapabilen pek az ülke vardır. Türkiye, daha en başından elektrikli otomobil alanına girerek, herkesten bir değil, birkaç adım birden öne geçiyor. Bu otomobili sadece kendi ihtiyaçlarımız için üretmiyoruz. Biz küresel bir marka peşindeyiz. Avrupa gibi yakın pazarlardan başlayarak, tüm dünyada bu otomobili yollarda gördüğümüz gün, hedefimize ulaşmış olacağız. Üretim ve ihracat stratejimizi buna göre belirliyoruz.
İLK ÖN SİPARİŞİ VERİYORUM
Milletimizin de bu araca sahip olmak için sabırsızlıkla beklediğini biliyoruz. Bu otomobilin ticari olarak satışa sunulacağı 2022 öncesinde, milletimizin projeye ve Milli Teknoloji Hamlesine olan desteğini göstermek üzere ön satış süreci başlatılabilir. Dünyada benzer projelerde kullanılan bu yöntemi, ülkemizde de hayata geçirebiliriz. Milletimizin, ön satışta ortaya koyacağı taleple bu projeye sahip çıkacağına yürekten inanıyorum. Recep Tayyip Erdoğan olarak, şahsım adına ilk ön siparişi de buradan veriyorum.
Bu proje için tüm cesaretini ve azmini ortaya koyan babayiğitlerimize tekrar teşekkür ediyorum. Özel sektör koordinasyonunu yürüten Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile kamu tarafındaki koordinasyonundan sorumlu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız büyük bir özenle çalışıyor. Kendilerine bu süreci başından beri büyük sorumlulukla yürüttükleri için milletim adına teşekkür ediyorum. Ülkemizin 60 yıllık hayalini gerçekleştiren kahramanlar sizler olacaksınız. Adınız tarihe geçecek. Gelecek nesiller sizin başarınızı konuşacaklar. Cumhurbaşkanlığı olarak ilk günden beri olduğu gibi, bundan sonra da hep yanınızda yer alacağız. Attığınız her adımı bizzat takip ediyorum. Rabbimin izniyle Türkiye, önümüzdeki dönemin yükselen değeri, attığı adımlar merakla takip edilen ülkesi olacaktır. Kendimize inandığımızda, kendimize güvendiğimizde aşamayacağımız hiçbir engel bulunmuyor. Bu duygularla girişim grubunda yer alan şirketlerimizi ve projede görev alan ekibi bir kez daha tebrik ediyor, çalışmalarında başarılar diliyorum."
İŞTE TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİ
Erdoğan, açıklamalarının ardından yerli otomobille poz verdi ve "Made in Turkey değil, made in Türkiye" ifadesini kullandı.
GÜÇ ÜNİTESİ SERGİLENDİ
Gebze'de gerçekleştirilen 'Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Yeniliğe Yolculuk Buluşması'nın fuaye alanında yerli otomobile ait modüler ve elektrikli güç ünitesi sergilendi.
ERDOĞAN DEVRİM'İN DİREKSİYONUNDA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gebze Çoban Mustafa Paşa Camisi'nde cuma namazını kıldı. Erdoğan, daha sonra "Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Yeniliğe Yolculuk Buluşması" programının yapılacağı Bilişim Vadisi'ne geçti.
Tanıtımın yapılacağı salona gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan 1961 yılında üretilen Devrim Arabası'nın direksiyonunda poz verdi.
'ŞU ANIN TARİFİ YOK ÇOK HEYECANLIYIZ'
Türkiye'nin Otomobili Ortak Girişim Grubu (TOGG) CEO'su Mehmet Gürkan Karakaş, hislerini "Şu anın tarifi yok. Çok heyecanlıyız. Ben, bütün arkadaşlarım, sabaha kadar uyuyamadık" ifadesiyle anlattı.
Karakaş, devamla yerli otomobilin sunumuna başladı:
"Türkiye’nin özlemini gidermek amacıyla çıktığımız yolda hayallerimizi ileri taşımak üzere otomobilden daha fazlasını yapmak üzere söz verdik, önce kendimize sonra sizlere. Bugün sizlere geldiğimiz noktayı anlatmak, otomobilimizi tanıtmak ve otomobilden daha fazlasını ifade etmek istiyoruz.
Böyle bir faaliyete başlamanın tam zamanı olduğunu düşünüyoruz. Dünyada otomotiv ile ilgili kurallar değişiyor. Otomobilimiz akıllı bir cihaza dönüşmekte, otomobil yeni bir yaşam alanı olarak kullanılabilmekte…
TOGG CEO'su Mehmet Gürkan Karakaş
Artık nesnelerin internetiyle bağlantılı otomobiller, otomobilin kendisinin internetli olduğu bir dünyadan bahsediyoruz. Şehirlerimiz, evlerimiz, fabrikalarımız akıllandıkça otomobillerimiz bir yaşam alanına, her birinin iç içe girdiği bir alana dönüşüyoruz. Bu nedenle biz diyoruz ki, doğru zamanda yola çıktık. Bize soruldu geç kalmadınız mı? Artık eskiden olduğu gibi büyükler değil, çevik olan, yaratıcı olan, işbirlikçi olan ve kullanıcıyı faaliyetlerin merkezine koyan şirketler, organizasyonlar başarılı olabiliyor.
Bizim yola çıktığımızda iki hedefimizi olmazsa olmaz olarak belirledik. Birincisi fikri sinai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye’ye, Türkiyemize ait küresel bir marka olarak, bunu yaparken teknolojinin en güncelini yeni neslini kullanmak. Biraz önce de söylediğimiz gibi, doğuştan elektrikli bir otomobil geliştirmek. Nesnelerin internetiyle başından planlayarak akıllı bir cihaz olarak düşünmek ve küresel rekabet etmek.
Yerli otomobilin üretilecek 5 farklı modeli
İkinci hedefimiz, Türkiye’nin mobilite eko sisteminin çekirdeğini oluşturmak istiyoruz. Bir otomobilden fazlası derken tabi ki de biz bir otomobilden başlıyoruz. Ama başından itibaren biz bu otomobili 2025’ten sonrası akıllı cihazını düşünerek geliştiriyoruz. Elektrik elektronik mimarisini şimdiden tasarlıyoruz. Bu akıllı cihazımız, akıllı şehirlerle yeni çözümler üretebilen, veritabanlı hizmetlerde iş imkanları sağlayan ve akıllı şarj imkanlarıyla da daha fazla iş imkanları sunabilecek bir sistemden bahsediyoruz.
NASIL YAPACAKSINIZ, BAŞARACAKSINIZ’ DİYE SORDUKLARINDA…
Daha sonra sordukları sorulardan birisi de “nasıl yapacaksınız, başaracaksınız” Biz bu projeye başlamazdan önce 18 şirketi inceledik, iyi yönleriyle kötü yönleriyle. Bu bağlamda 15 yıllık kapsamlı bir plan hazırladık. Hemen akabinde işinin ehli, işine adanmış; sadece dün akşama mahsus değildi, aylardır heyecandan uyuyamıyoruz. Her faaliyetimiz müşterimizi, kullanıcımızı, tüketicimizi ön planda tutuyoruz. Bizim rakiplerimiz startup girişimci olan rakipler. Peki tüm bunları yaparken ve küresel rekabetten bahsederken bizim dünyanın en iyileriyle çalışmaktan başka bir lüksümüz var mı? Yok.
TÜRKİYE’NİN MOBİLİTE EKOSİSTEMİNİ KURACAĞIZ
Dünyanın en iyilerini Türkiye’de bulduğumuzda, yoksa yurt dışından bularak beraber çalışıyoruz. Peki etrafımızda oluşturmaya çalıştığımız kimlerdir diye değinmek istiyorum. Biz aylardır Türkiye’deki yan sanayi ve tedarikçilerle beraber başlıyoruz. Peki otomobili yaptık, şarj altyapısı ne durumda? Bu konuda bakanlıklarımızla ortak çalışıyoruz. 2022 yılında şarj altyapı ünitelerinin çözüleceğine inanıyoruz.
Peki Bilişim Vadisi’ne neden geldik? Türkiye’deki otomotivin merkezine geldik. Fabrikamızı da çok yakınlara konumlandıracağız. Ve bilişim vadisinde, işbirlikçiler, girişimciler olarak altyapıyı bulduğumuz için de Türkiye’nin mobilite ekosistemini kuracağız.
Bizim farkımız ne olacak? Her şeyden önce biz ortaklık yapımızla bir ekosistem kurduk. Sıfır emisyon araçlar için sıfırdan başladık. Fikri mülkiyeti yüzde 100 bizim olan bir otomobilden bahsediyoruz. 15 sene içinde 5 modelimiz olacak.
Marka isimlendirmesini önümüzdeki senelerde yapacağız. Ürünümüze baktığımızda 200 beygir ve 400 beygir iki alternatif olacak. 500 km menzil ve hızlı şarj ile 30 dakikanın altında şarj imkanı sağlıyoruz. Akıllı bağlantı, internet üzerinden güncelleme; otomobilimizde standart olarak sunulacak. Otonom seviyesine hazır bir teknolojiyle yola çıkıyoruz. En çok önemsediğimiz konulardan birisi sürüş güvenliği. Her türlü ön görüleri düşünerek ve ürün geliştirme sürecini kısaltacak şekilde ilerliyoruz. Aracın holografik asistanı var.
Peki teknoloji odağımızda ne var? Bir, özgün teknoloji var. Bataryasını sıfırdan geliştirdiğimiz, hiçbir yerden almadığımız, tamamıyla bizim ihtiyaçlarımıza uygun bir teknoloji. Yetkinlik; ülkemizde savunma sanayiinde mükemmel mühendislerimiz var. Otomobilimizin modellemesiyle bir sürü simülasyonu hızlı şekilde yapabiliyoruz. Dönüşüm; teknolojiyle birlikte ilerleyerek evinizdeki aletlere bağlanabilen bir teknolojiden bahsediyoruz.
Türkiye’nin otomobili ne demektir? Her şeyden önce Türkiye’nin küresel bir markasıdır. Kararlarını bağımsız verebilen, eko sistemini kendisi oluşturabilen bir şirket. Doğru zamanda doğru yola çıktığımızı söylemiştik. Yetkinliklerimize baktığımızda, yapabileceklerimize baktığımızda doğru yerde yola çıktık diyoruz."
'YARIM ASIRLIK HAYALE KAVUŞTURACAK YENİ BİR ADIM ATIYORUZ'
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında şunları söyledi:
"TOBB olarak 1,5 milyon üyemizle ülkemizin gelişmesi için çok önemli misyonlar üstlendik. Ancak bugün bir başka gururluyum, farklı bir heyecan duyuyorum. Türkiye’nin yarım asırlık hayaline kavuşturacak yeni bir adım atıyoruz. 2017’de sayın Cumhurbaşkanımız bize bir çağrı yapmış ve bu işi bizim üstlenmemizi istemişti. Biz de yola çıktık. Babayiğitlerimizi bir araya getirdik. Rabbimize şükürler olsun verdiğimiz sözün arkasındayız. Bu vatanın evladı olarak gurur duyuyorum.
Gürcan bey biraz önce elektrikli otomobil ve yeni mobilite ekosisteminin ne kadar önemli olduğunu çok güzel bir sunumla anlattı. Otomotiv sektörü dünyada kabuk değiştiriyor. Bizim için de yeni bir fırsat penceresi. 1960’larda biz bu fırsatı kaçırmıştık. Devrim arabasına sahip çıkamamış ve Türkiye’nin otomobilini yapamamıştık. Ama bu sefer Allah’ın izniyle başaracağız. 2017 Mayıs’ında sayın Cumhurbaşkanımıza söz verdik. Dalga geçtiler. 2017 Kasım’da Ortak Girişim Grubumuzu kurduk, inanmadılar. 2018 Haziran’ında şirketimizi kurduk, güldüler. Ama bakın bugün buradayız. Türk özel sektörünün birikimi, işte birazdan Türkiye’nin otomobilini hep birlikte göreceğiz. Bu 82 milyonun gururu, Türkiye’nin otomobili.
Bu sadece Türkiye’de üretilmeyecek. Markası, patenti bizim olacak. Lisans almayacağız, lisans satacağız. Montaj yapmayacağız, montaj yaptıracağız Cumhurbaşkanımızın dediği gibi. Başkasının patenti için çalışmayacağız, kendi patentlerimiz için yabancı mühendislerimizi çalıştıracağız. 15 yılda en az 22 milyar lira yatırım yapılacak."
YERLİ OTOMOBİLİN ÖZELLİKLERİ
Basın mensuplarının yoğun ilgi gösterdiği etkinlik alanında davetliler de büyük kalabalıklar oluşturdu.
Türkiye'nin ilk yerli otomobili Devrim'in yanı sıra Türkiye'nin Otomobili'ne ait modüler ve elektrik güç ünitesi de tören alanında sergileniyor.
300+ VE 500+ KİLOMETRE MENZİL OPSİYONLARI MEVCUT
Segmentinin en uzun aks mesafesine sahip otomobilin teknik özelliklerine ilişkin bilgiler de ilk kez paylaşıldı.
Buna göre, Türkiye'nin Otomobili, 30 dakikanın altında hızlı şarj ile yüzde 80 doluluğa ulaşacak. Doğuştan elektrikli modüler platform ile 300+ ve 500+ kilometre menzil opsiyonlarına sahip olacak otomobil, merkeze sürekli bağlı olacak ve güncellemeleri uzaktan 4G/5G bağlantısıyla alabilecek.
Gelişmiş batarya yönetim ve aktif termal yönetim sistemlerinin sağladığı uzun ömürlü batarya paketine sahip olan otomobil, 200 beygir güç ile 7,6 saniye, 400 beygir güç ile de 4,8 saniye altında 0-100 km/s hızlanabilecek.
Euro NCAP 5 yıldız seviyesine uyumlu, platforma entegre edilmiş batarya ile yüksek çarpışma dayanımı ve yüzde 30 daha fazla burulma direncine sahip olacak. Araç menziline yüzde 20'ye kadar katkı sağlayan geri kazanımlı frenleme de otomobilin önemli özelliklerinden biri olarak öne çıkıyor.
EVLERDE, OFİSLERDE VE YOL ÜZERİNDEKİ İSTASYONLARDA ŞARJ EDİLEBİLECEK
Düşük toplam sahip olma maliyeti; sessiz, keyifli ve sıfır emisyonla temiz bir sürüş, elektrikli otomobillerin içten yanmalı otomobillere göre sağladığı en temel avantajlar olarak öne çıkıyor.
Türkiye’nin Otomobili, yollara çıkacağı 2022 yılına kadar TOGG’un öncülüğünde yayılımını sağlayacak geniş kapsamlı şarj altyapısı sayesinde evlerde, ofislerde ve yol üzerindeki istasyonlarda şarj edilebilecek. Bağlantılı ve akıllı bir otomobil olmanın sunacağı teknolojik imkanlar ile kullanıcılar otomobillerinin şarjını kolaylıkla planlayıp yönetebilecek.
HOLOGRAFİK ASİSTAN TEKNOLOJİSİ
Yerli otomobilde Holografik Asistan teknolojisi de bulunuyor. Bu teknolojiyle yol detayları, tümsekler, köprüler sürücünün direkt olarak gözbebeğine ışınlar yoluyla iletilecek. Sürücü yola bakarken aynı zamanda bu uyarıları da görebilecek. Holografik Asistan teknolojisi dünyada ilk kez kullanılıyor.
Yerli otomobilin lastikleri ise Bridgestone...
BAKAN VARANK: GÖRSEL BİR ŞOV İZLEYECEĞİZ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yerli otomobille ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün önemli müjdelerinin olacağını belirten Bakan Varank, "Gerçekten içeride görsel bir şov izleyecek vatandaşlarımız. Geleneksel olarak otomotiv üreten firmaların da hiç beklemediği hızla gerçekleşiyor. Endüstri hızla dönüşüyor. Biz de doğru zamanda bu fırsat penceresini yakalamış şekilde kendi tasarlamış olduğumuz sıfır otomobille piyasaya girmiş olacağız. Türkiye güçlü bir sanayi ülkesi. Biz dünyada 32 milyar dolarlık otomotiv ihraç eden ülkeyiz. Bu otomotivin en büyük katkısı ekosistemi dönüştürmekte olacak." dedi.
'DEVRİM' SÜRPRİZİ
Ziyaretçiler, Türkiyenin Otomobili için toplantının yapılacağı salonu doldurmaya başladı. Misafirleri 1961 yılında sadece 4 adet üretilen Devrim Arabaları'ndan biri karşılıyor.
58 yıl önce üretilen ilk yerli otomobil olan 'Devrim', Eskişehir'den Gebze'ye getirildi.
Türkiye'nin ilk yerli otomobili Devrim
SİMÜLATÖRLE SÜRÜŞ DENEYİMİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Gebze'de gerçekleştirilecek "Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Yeniliğe Yolculuk Buluşması"nın fuaye alanında yerli otomobile ait simülatör ile katılımcılara sürüş deneyimi şansı verildi.
LOGO BELLİ OLDU
Yerli otomobil tanıtımı için heyecan dorukta. Türkiye'nin yüksek teknolojili yerli otomobilinin tanıtımına artık dakikalar kaldı. Yerli otomobilden ilk detaylar da gelmeye başladı. Yerli otomobilin logosu da belli oldu.
TÜRKİYE'NİN OTOMOBİLİ PROJESİ
Türkiye'nin, 29 Ekim 1961 yılında "Devrim" arabasıyla başardığı "yerli otomobil üretme" hedefinin üzerinden 58 yıl geçti. İlk yerli Türk otomobil "Devrim"den 4 adet üretilmiş, ancak otomobilin "yetersiz benzin konulması" nedeniyle yolda kalması, Devrim'le ilgili olumsuz propaganda yapanların da seslerinin yükselmesine neden olmuş ve proje, "otomobil yolda kaldı" gerekçesiyle rafa kalkmıştı.
Aradan geçen yıllara rağmen Türkiye'nin ve Türk insanının yerli otomobil arzusu hiç dinmedi. 2011 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın çıkışı, yerli otomobil hamlesi için yeni bir işaret fişeği oldu.
Erdoğan'ın çağrısıyla birlikte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) liderliğinde başlayan yatırımcı arayışı kısa sürede tamamlandı. 2 Kasım 2017'de Türkiye'nin Otomobili Projesi, Ortak Girişim Grubu İşbirliği Protokolü, Anadolu Grubu, BMC, KÖK Grubu, Turkcell Grubu, Zorlu Holding ve TOBB'la imzalandı.
Türkiye’nin Otomobil Projesi'ndeki 5 büyük grubun yüzde 19'luk hisselerinin olduğu girişim grubuna, TOBB yüzde 5 hisseyle dahil oldu. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG) Sanayi ve Ticaret AŞ'nin kuruluş ve ortaklık sözleşmelerine imzalar 31 Mayıs 2018'de atıldı.
1 Eylül 2018'de ise Mehmet Gürcan Karakaş, TOGG'un Üst Yöneticisi (CEO) olarak belirlendi.
BUGÜN SAAT 14.30'DA TANITILACAK
"Türkiye'nin Otomobili" çalışmalarında sona gelen TOGG tarafından 27 Aralık'ta Gebze'deki Bilişim Vadisi'nde saat 14.30'da düzenlenecek tanıtım toplantısına, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra bakanlar, üst düzey yöneticiler ve iş dünyasından önemli isimler katılacak.
Toplantı sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dünyaca ünlü tasarım firması Pininfarina tarafından tasarlanan ilk gösterim aracını test etmesi de bekleniyor.
YERLİ OTOMOBİLİN LOGOSU İLK KEZ GÖRÜNDÜ
Hayalet gösterge, çift bölgeli otomatik klima, ambiyans aydınlatması, direksiyondaki "T" harfi...
Türkiye'nin merakla beklediği yerli otomobilin test sürüşünden ilk kareler paylaşıldı. Aracın hem konforlu hem de son teknoloji ile donatılacağı ortaya çıktı.
Saat 14.30'daki paylaşımda yüzde 100 elektrikli olacak otomobilin yan silüeti ve tabanda yer alan pil ünitesinin görüntüsü yer aldı. Sonraki paylaşım gönülleri fethedecek başlığı altında 1453 vurgusu ile saat 14.53'te yapıldı.
O paylaşımda ise aracın içine ait ilk görsel aktarıldı. Şık ve sportif bir görünüme sahip olan ön konsol araç hakkında bazı ipuçları da verdi.
ANAHTARSIZ ÇALIŞTIRMA ÖZELLİĞİ VAR
Görseldeki yerli otomobil, başlat durdur düğmesine sahip. Yani anahtarsız çalıştırma özelliği bulunuyor. Hayalet ekranlı kadranı bulunan otomobil, dokunmatik bir eğlence sistemine sahip olacak. Radyo, navigasyon ve çift bölgeli iklimlendirme sistemi de bu ekrandan yönetilecek.
Türk motifleri ile süslenmiş hoparlörler ve kapı içlerinde ise ambiyans aydınlatması araca ayrı bir hava verecek.
'DEVRİM MÜHENDİSLERİNE SAYGIYLA...'
"Türkiye'nin Otomobili"nin tanıtılmasına sayılı saatler kala TOGG'nun resmi Twitter sayfası "Türkiye’nin Otomobili" (@TOGG2022) tarafından, dün saat 00.00'da sürpriz bir paylaşım yapıldı.
TOGG hesabından, Türkiye'nin, 29 Ekim 1961 yılında üretilen yerli otomobil "Devrim"in beyaz renkli modeli paylaşıldı.
Paylaşımda, "Devrim mühendislerine saygıyla…" ifadesi kullanılırken, "#YeniliğeYolculuk, #TürkiyeninOtomobili, #TOGG" etiketlerine yer verildi.
YERLİ OTOMOBİLİN İÇİNDEN İLK FOTOĞRAF
Sosyal medyada yoğun ilgi gören paylaşım, dakikalar içerisinde binlerce beğeni aldı. Sosyal medya kullanıcıları fotoğrafın dün 14.53'te paylaşılmasının İstanbul'un fetih tarihi olan 1453'e atıfta bulunulduğu şeklinde yorum yapıldı. Yeni detayın dün saat 19.23'te paylaşılacağının duyurulması ise Cumhuriyet'in ilanı olan 1923 tarihiyle ilişkilendirildi.
Bu kapsamda TOGG, Türkiye'nin Otomobiline ait bir detayı daha Twitter'dan paylaşmıştı. TOGG'un #YeniliğeYolculuk etiketiyle paylaştığı fotoğrafta, lale figürlerinin yer aldığı ön panjur yer aldı.
BAKAN VARANK'TAN 'LALE' PAYLAŞIMI
Yerli otomobille ilgili 'lale' detayının belli olmasının ardından, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da Twitter hesabından lale emojisi paylaştı.
AYNA DETAYI BELLİ OLDU
TOGG, önceki gün yerli otomobilin farlarının göründüğü fotoğrafı paylaşmıştı. Paylaşımda, "Her gün 14.30’da yeni bir detayı keşfetmek için bizi takip etmeye devam edin." ifadelerine yer verilmişti.
Önceki gün paylaşılan fotoğrafta ise, otomobilin ön cam, tavan çıtası, A sütunları ve aynalarını gösteren yeni bir fotoğraf paylaşılmıştı.
YERLİ OTOMOBİLİN İSMİ NE OLACAK?
Yerli otomobil tanıtımı öncesinde en çok tartışılan ve konuşulan konulardan biri de yerli otomobilin ismi oldu. Bu konusu henüz bir resmi açıklama gelmese de isim detayının 27 Aralık tarihli yerli otomobil tanıtım gününde açıklanabileceği ifade ediliyor. Dün yerli otomobil görüntüsünün yayınlanması ardından, otomobil isminin Fatih olabileceği ifade edildi.
Otomobildeki “lale” figürü ise İstanbul olabileceğini düşünüyor. Sosyal medyada gündeme gelen diğer isimler arasında “Ottoman”, “Wolf” (Kurt), “Atak” ve “Türker" yer aldı.
ÜRETİM TESİSİ BURSA'DA KURULACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla yayımlanan karara göre, yerli elektrikli otomobil üretim tesisi Bursa'da kurulacak ve proje bazlı devlet yardımı verilecek.
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından komple yeni yatırım olarak inşa edilecek tesisin öngörülen toplam sabit yatırım tutarı 22 milyar olacak.
Yatırımın süresi ise başlangıç tarihi olan 30 Ekim 2019'dan itibaren 13 yıl olarak belirlendi.
Yatırımın öngörülen sürede gerçekleştirilememesi halinde Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından bu sürenin yarısı kadar ek süre verilebilecek.
Yerli otomobil üretim tesisinde 4 bin 323 kişi istihdam edilecek ve bu kişilerin 300'ü nitelikli personel olacak.
5 MODELDE 175 BİN ADET ÜRETİM
Elektrikli otomobilin üretimi 5 modelde yılda 175 bin adet olacak.
Proje bazlı devlet desteği verilecek yatırım için Gümrük Vergisi muafiyeti, KDV istisnası, yüzde 100 vergi indirimi, azami tutar sınırı olmaksızın 10 yıllık sigorta primi işveren hissesi desteği, 10 yıllık Gelir Vergisi stopajı desteği, azami 360 milyon liralık nitelikli personel desteği, faiz ve kar payı desteği ile yatırım yeri tahsisi ve alım garantisi sağlanacak.
Faiz ve kar payı desteği gerçekleşen sabit yatırım tutarının yüzde 13'ünü ve ödenen faiz veya kar payının yüzde 80'ini geçmemek kaydıyla, her bir kredinin kullanım tarihinden itibaren azami 10 yıl olacak.
VERGİ İNDİRİMİ UYGULAMASI
Yatırıma katkı tutarı 31 Aralık 2032 tarihine kadar azami 960 bin adet araç için kullanılmak üzere 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nu kapsamında hak edilen yatırıma katkı tutarının yüzde 56,5'ini geçemeyecek.
Yatırıma katkı tutarı, bu yatırım kapsamında üretilen araçların ilk iktisabı dolayısıyla ödenen özel tüketim vergisinin, takvim yılının üçer aylık dönemleri itibarıyla bu mükelleflere tamamen, nakden ya da vergi borçlarına mahsuben ödenmesi suretiyle kullandırılabilecek.
Nitelikli personel desteği, her bir nitelikli personel için asgari ücretin aylık brüt tutarının 20 katını geçmemek üzere 5 yıl süreyle uygulanacak.
FAİZ DESTEĞİ UYGULAMASI
Bir veya birden fazla aracı kurumdan 31 Aralık 2027 tarihine kadar kullanılacak yatırım kredileri için ödenen faiz veya kar payının yüzde 80'i, gerçekleşen sabit yatırım tutarının yüzde 13'ünü aşmamak kaydıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca karşılanacak.
Faiz veya kar payı desteği, ödeme planının bakanlığa gönderildiği tarihten itibaren yapılacak kredi geri ödemeleri için uygulanacak.
Yurt dışında yerleşik aracı kurumlardan kullanılacak en az bir yıl vadeli yatırım kredileri veya yatırım finansmanı için yeminli mali müşavir raporu veya krediye aracılık eden yurt içindeki bankanın bildirimleri çerçevesinde faiz veya kar payı desteği sağlanacak.
Faiz veya kar payı desteği ödemelerinin yapılabilmesi için her bir ödeme öncesinde gerçekleşen sabit yatırım tutarını gösteren yeminli mali müşavir raporunun bakanlığa ibra edilmesi gerekecek.
Yatırım kapsamında kullanılacak faiz veya kar payı destekli kredi miktarı, faiz veya kar payı desteklerinin başlayacağı tarih itibarıyla gerçekleşen sabit yatırım tutarının yüzde 50'sini geçemeyecek.
Mevcut kredinin bakiye kısmı kadar kullanılacak refinansman kredisi ilave bir kredi olarak değerlendirilmemek suretiyle, kapatılacak kredinin kullanım tarihinden itibaren bu kararda belirtilen süreyi aşmamak koşuluyla faiz veya kar payı desteğinden yararlandırılabilecek.
30 BİN OTOMOBİL ALIM GARANTİSİ
Alım garantisi, belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından 31 Aralık 2035 tarihine kadar 30 bin adet elektrikli otomobil için uygulanacak.
Yatırımın tamamlanmasını müteakip, tamamlama vizesi için firma tarafından bakanlığa müracaat edilecek. Yatırım yerinde gerçekleştirilecek ekspertiz işlemi neticesinde bakanlık tarafından tamamlama vizesi yapılacak.
Kamudan kaynaklanan nedenler hariç olmak üzere, yatırımın belirlenen süre (ek süre dahil) içerisinde gerçekleştirilememesi halinde yatırımcı sorumlu olacak.
Yatırımcının destek kararında öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde indirimli kurumlar vergisi veya istisna uygulaması ile gelir vergisi stopajı teşviki nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmemiş vergiler, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faiziyle birlikte, diğer destekler ise ilgili kanun hükümleri çerçevesinde geri alınacak.
Yatırım tutarının öngörülen sabit yatırım tutarının altında gerçekleşmesi durumunda; bu karar kapsamında faiz veya kar payı desteği, enerji desteği, nitelikli personel desteği ve hibe desteği kullandırılması halinde söz konusu destekler için belirtilmiş olan azami tutarlar, gerçekleşen yatırım tutarının öngörülen sabit yatırım tutarına oranı nispetinde düşürülecek ve varsa fazladan yararlandırılan destekler geri alınacak.
Öngörülen toplam sabit yatırım tutarının gerçekleştirilmesi amacıyla 31 Aralık 2023 tarihine kadar en az 3 milyar 500 milyon lira tutarında nakit sermayenin ortaklarca şirkete ödendiği yeminli mali müşavir raporu ile bakanlığa bildirilecek.
Destek kararı veya yatırım teşvik belgesinde yer alan bilgiler firma talebine müteakip bakanlık tarafından yapılacak değerlendirmeye istinaden revize edilebilecek.
YERLİ OTOMOBİLİN TARİHİ
Türkiye'nin, 1961 yılında "Devrim" ile başlayan "yerli otomobil üretme" yolculuğunda, bugün Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'nun (TOGG) çalışmalarıyla hedefe yaklaşılıyor. Yürüyen ilk ön gösterim aracı, aralık ayında kamuoyunun beğenisine sunulacak.
Türkiye'nin, 29 Ekim 1961 yılında "Devrim" arabasıyla başardığı "yerli otomobil üretme" hedefinin üzerinden 58 yıl geçti. Ordunun cadde binek ihtiyacını karşılayacak otomobil tipinin geliştirilmesi amacıyla tasarlanan ilk yerli Türk otomobili "Devrim"den 4 adet üretilmişti.
Türkiye'de otomobil ve motor üretilemeyeceği yönündeki algıya ve değerlendirmelere karşın 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye'de yapılan bir otomobil, Türk mühendisler tarafından geliştirilen kendi motorunun gücüyle TBMM'ye getirilerek Türkiye Cumhuriyeti'nin 4. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'i Anıtkabir'e götürmüş ve Hipodrom'daki resmi geçide katılmıştı. Ancak otomobilin "yetersiz benzin konulması" nedeniyle yolda kalması, Devrim'le ilgili olumsuz propaganda yapanların da seslerinin yükselmesine neden olmuş ve proje "otomobil yolda kaldı" gerekçesiyle rafa kalkmıştı.
O dönem "Siyah", "Beyaz", "Mavi Boncuk" ve "Gecekondu" isimleri verilerek 4 adet üretilen Devrim'den sadece biri çalışır durumda günümüze ulaştı. Halen Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi AŞ'nin (TÜLOMSAŞ) bahçesinde müzeye dönüştürülen camlı mekanda muhafaza edilen Devrim, ziyaretçilerden yoğun ilgi görmeye devam ediyor.