Sağ seçmenin bagaj kaldırma kapasitesi
İstanbul’daki belediye başkanı seçiminin bilinmeyenleri yavaş yavaş bilinir hale geliyor.
İyi Parti partideki mevcutlar içinde en iyi seçeneği, Buğra Kavuncu’yu aday gösterdi.
Belli ki İyi Parti lideri Akşener CHP’ye ders vermek istiyor.
CHP’ye ders vermek uğruna eski önceliklerini feda ediyor.
İktidarla da bir mücadelesi var şüphesiz; fakat CHP’ye eski günlerin kıymetini hatırlatmayı daha cazip buluyor.
Bensiz kazanamazsın, bensiz hiçbir şey değilsin, sana göstereceğim.
İktidarın CHP’yi ve Altılı Masa’yı HDP’yle iltisaklı göstermesi çok yormuştu İyi Parti’yi ve lideri Akşener’i.
Bu yükten kurtulmanın konforuyla daha mutlu şimdi.
Bir merkez sağ partisi olma potansiyeli vardı. Bir süre çalıştı da bunun için. Şimdi bıraktı o işleri.
Milliyetçilik pastasındaki hissesini toparlamaya odaklanmayı tercih etti.
Fakat büyüdükçe taliplileri çoğaldı milliyetçilik pastasının.
Dünyada bir ‘aşırı sağ’ salgını var ve Türkiye’yi de etkisi altına aldı.
Gençsen ve milliyetçiysen daha keskin, daha yoğun milliyetçilik dozu nereden servis ediyorsa o tarafa yönelmen tabiidir.
Ne taraftan servis ediliyor daha keskin milliyetçilik?
Zafer Partisi tarafından.
Öte yandan, İyi Parti’nin gördüğü alakanın bir kısmı muhalefetin en büyük sağ partisi olmasından kaynaklanıyordu.
Partinin öncelikleri değişince muhalifliği biraz gölgelendi.
Bu yüzden sağdaki muhalifler kendilerini serbest bırakılmış hissedebilir, başka muhalif partilere yönelebilir.
Galiba yöneliyorlar da. Bu günlerde İyi Parti’nin oylarının yükseldiğine dair bir veri yok.
***
İstanbul seçiminin bilinmeyenlerinden biri de Yeniden Refah’ın Cumhur İttifakını destekleyip desteklemeyeceğiydi.
Yeniden Refah’ın lideri Fatih Erbakan İstanbul’da aday göstereceklerini ilan etti.
Rivayetlere göre Yeniden Refah bir ya da iki ilçenin belediye başkanlığını istedi. Ak Parti tarafı belediye meclis üyeliği verebileceklerini söyledi. Yeniden Refahlılar da belediye meclis üyeliğini kendimiz kazanıyoruz zaten dediler.
Bunlar rivayet.
Şöyle de düşünebiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’u kazanmak için ne vermek lazımsa verir, esirgemez.
Acaba İstanbul’u Yeniden Refahsız kazanabileceğine mi kani oldu?
Ya da Yeniden Refah kendi siyasi çizgisinin pekişmesini istemiş, Ak Parti’nin yancısı rolünün bu çizginin pekişmesine faydalı olmayacağını, aksine zarar vereceğini düşünmüştür. Ak Parti’de gördüğü yanlışlara ilanihaye ortak olmaktan kaçınmıştır.
Yeniden Refah’ın tutumu konusunda fikir beyan edenlerin çoğu Yeniden Refah’ın son dakikada ikna olabileceği ihtimalini not ediyor.
Haklı da olabilirler.
***
Evvela Dem’in aday gösterip göstermeyeceği soruluyordu.
Şimdi Dem’in Başak Demirtaş’ı aday gösterip göstermeyeceği soruluyor.
CHP’lilerin yaklaşımı şöyle: Dem aday gösterirse İBB başkanı İmamoğlu’nun kazanma şansı yüksek.
Ama Dem Başak Demirtaş’ı aday gösterirse İmamoğlu’nun kazanması riske girer.
Neden?
Çünkü Demirtaş aday olursa Dem İstanbul’dan oy almayı önemsiyor demektir. Dem’in seçmeni de partisinin verdiği sinyali alır.
İmamoğlu’nun asıl rakiplerinin kendi partisinin içinde olduğunu söyleyenler de az değil.
CHP, kendi genel başkanına fatura kesen tek muhalif partiydi. Kılıçdaroğlu Kurultay’da Özgür Özel’e kaybetti.
Bu değişikliğin en güçlü aktörü İBB Başkanı İmamoğlu’ydu.
İmamoğlu İstanbul’un ilçelerinde ve İstanbul’un dışında başkan adaylarının belirlenmesinde etkili oldu.
Adaylar belirlenirken arkada kalabalık bir küskün kitlesi bıraktı.
Şu anda CHP’nin içinde ve etrafında İmamoğlu’nun kaybetmesini temenni eden CHP’lilerin bulunduğunu söyleyebiliriz.
İmamoğlu İBB’yi kazanırsa CHP yeni bir döneme girmiş olacak.
Kaybederse muhtemelen eski bir döneme…
Cumhur İttifakı adayı Murat Kurum’un sırtında Ak Parti bagajı var.
Pahalılık, ekonomik kriz, enflasyon…
Adalet, şeffaflık gibi bagajları saymıyorum, anlaşıldı ki böyle şeyleri önemseyenlerin sayısı seçimi etkileyecek nicelikte değil.
İmamoğlu’nun sırtında da kendi partisindeki uyumsuzluğun, muhalefetteki dağınıklığın bagajı.
Sağ seçmenin bagaj kaldırma kapasitesinin daha yüksek olduğunu göz ardı etmemek lazım.