Muhalefet ne yapsın?
Millet İttifakı seçimde mağlup oldu. Hem Meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’na verdiler hem cumhurbaşkanlığı seçimini kaybettiler.
Öyleyse hepsi istifa etsin. Yeni akıllar, yeni enerjiler açığa çıksın. Muhalif siyaset kendisini yeniden inşa etsin.
Olur mu?
Neden olmasın? Olur.
Öngörüleri gerçekleşmedi. Halkın nabzını tutamadılar. Ya da sadece bir kısmının nabzını tutabildiler.
Ürettikleri siyaset kabul görmedi. Sağlam, itimat telkin eden bir iktidar alternatifi oluşturamadılar.
Armudun sapı üzümün çöpü derken milletin kafasını karıştırdılar.
Halbuki yeteri kadar tecrübeliydiler. İyi düşünseydiler, iyi ölçüp tartsaydılar, egolarını zapt edebilseydiler daha iyisini yapabilirlerdi.
Bunu başaramadılar.
Hem istifa ederseler hepimizin ezberini bozarlar. Bizimkiler, iktidarı muhalefeti hepsi koltuğa yapışmış, ıspatulayla kazısan çıkartamazsın şeklindeki köklü kanaatlerimizi değiştirmiş olurlar.
Yaparlar mı bunu?
Türkiye’de hiç böyle bir şey olmadı. Baksanıza Kızılay Başkanı bile aylarca koltuğundan kalkamadı.
Vinçle kaldırdılar!
Japonlarda var böyle durumlarda istifa etmek. Az bir şey de Avrupalılarda.
Bizimkiler yapmazlar.
Yapmazlarsa ne yazıyorsun?
Pratiği olmasa da düşünce planında böyle bir seçeneğin var olduğuna işaret etmek için yazıyorum.
Sadece CHP lideri Kılıçdaroğlu istifa etse olur mu?
Mağlubiyetin faturasını tek başına Kılıçdaroğlu’na ödetmek hakkaniyete uygun düşmeyebilir. Ayrıca Kılıçdaroğlu CHP’de bir değişim başlattı. Ama tamamlayamadı. Tamamlamadan gitmek istemeyebilir.
Peki İBB Başkanı İmamoğlu gelsin, CHP’nin başına geçsin, CHP’yi ayağa kaldırsın, tazelesin.
Yazarken kolay yazılıyor. Yaşarken aynı derecede kolay olur mu?
Siyasi partilerde genel başkanı kongrede yenmek dünyanın en zor işlerinden biridir.
Benim hatırımdaki tek ciddi örnek 1972’deki CHP kongresinde Ecevit’in İsmet Paşa’yı yenmesi. Ecevit 40’larındaydı o sırada. İnönü 90’ına merdiven dayamıştı.
Ecevit CHP’yi gerçekten yeniledi, iktidara taşıdı.
CHP’nin çok hizipli yapısı imkân verir mi buna? Verdi diyelim, İmamoğlu Ecevit kadar başarılı olur mu?
Bilinemez.
Ayrıca, ‘siyasi yasak’ tehdidi İmamoğlu’nun başının üstünde dolaşıyor. Bu tehdit İmamoğlu’nun değilse bile CHP’lilerin konsantrasyonunu etkileyecek bir faktör.
Başka seçenek kaldı mı?
Seçenekler namütenahidir. Bazıları gözle görülür bazıları görülmez, birdenbire ortaya çıkar.
Öyleyse dağılsın Millet İttifakı. Harç bitti, yapı paydos. Herkes başının çaresine baksın. CHP CHP olsun, olabiliyorsa İyi Parti de İyi parti. Geri kalanların kimisi iktidar bloğunun cazibesine kapılarak ya da komplimanlarına meylederek erisin. Kimileri de rüzgârın yön değiştireceği günlerin ümidiyle mevcudiyetini muhafazaya çalışsın.
Bu mümkün. Muhalefet içine düştüğü depresyondan çıkmayı başaramazsa olacak olan da buna benzer bir şeydir.
Bu seçeneğin Cumhur İttifakı’na birkaç dönem daha iktidar imkânı verebileceğini de göz önünde bulundurmak lazım.
Kendinizi daha iyi hissetmek için şöyle de düşünebilirsiniz.
Evet, Cumhur İttifakı kazandı. Ama hayat devam ediyor.
Halkın yüzde 52’sinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tercih etmesi eksiklerin tamam, yanlışların doğru olduğu anlamına gelmez. Yanlışlar hala yanlış. Geride yüzde 48 var. Hiç olmazsa yerel seçime kadar kendimizi tamir etmemiz lazım. Dağılırsak İstanbul’u ve Ankara’yı da kaybederiz. Öyleyse toparlanalım. Çalışalım.
Yerel seçimlerde seçmenimizi yeniden umutlandıracak bir başarı ihtimalini menzilde tutalım.
Bu yaklaşım Millet İttifakı’na İstanbul ve Ankara’yı kazanmayı garanti etmese de bir süre için görüntüyü kurtarır.
Yani, muhalefete pürüzsüz, engebesiz bir çıkış yolu görünmüyor.
Umutsuz vaka mı?
Tam olarak değil.
Kendi sınırlarını zorlayabilirlerse, egolarını yenebilirlerse, alışkanlıklarını değiştirirlerse bir çıkış yolu bulabilirler.