Prof. Dr. Ali Köse’nin “Dinin Geleceği” kitabı okumaya değer. (Nobel Yayınları.) Dindar, dindar olmayan, dinli, dinsiz herkesi ilgilendiren büyük emek ürünü bir çalışma.
Bu kitabın içeriğine başka bir yazıda temas etmek istiyorum. Ama şu kadarını peşinen söyleyeyim. Bu kitabın anlattıkları şunu düşündürüyor: Din elden gidiyor.
Bugünlerde, İsrail’in ABD’yi, Avrupa’yı arkasına alarak Batı Şeria’da ve Gazze’de giriştiği tarihte eşine az rastlanan katliam bütün konuların önüne geçiyor.
Evet insanlar hassas. Dünyanın her yerinde yürüyorlar. İsrail’in zulmünü lanetliyorlar; Avustralya’dan ABD’ye, Güney Afrika’dan Norveç’e kadar.
Bizde protestolar duraksadı mı? Ben mi öyle hissediyorum. Kanıksıyor muyuz yoksa?
Gazze’de dökülen masum kanı, kadınlar, çocuklar, gençler, ihtiyarlar, 20. Yüzyılın büyük katillerinden Stalin’in dediği gibi gün geçtikçe istatistiğe mi dönüşüyor?
Sivil toplumumuz Filistin’deki cinayetleri numaratörle mi saymaya başladı?
Üzerinde düşünmemiz lazım.
Müslümanlar, Hristiyanlar, Budistler, başka dinlerin mensupları, dinsizler… Katliamı görüyor ve insanlıkla bağdaştıramadıkları için seslerini yükseltiyorlar.
Yapabildikleri bu.
Habermas?
Çok düşündü, çok söyledi.
Dursun bir kenarda yazıp çizdikleri.
İmza attığı bildiriden İsrail’in Filistinliler’e yaptıklarının soykırım olarak nitelenmesinden ve İsrail’e yönelik suçlamalardan rahatsız olduğu anlaşılıyor.
Eğer yazıp çizdiklerinin altına çektiği yekûn çizgisi buysa yamuk bir çizgi bu.
Dünyanın kodamanlarının çizdikleri çizginin devamı.
Kim bu dünyanın kodamanları?
Evanjelistler olabilir mi?
Şu kıyamet senaryocuları.
Ortadoğu’da bir kaos çıkacak. Kaos sonrasında İsa Mesih gelecek ve dünyaya hâkim olacak.
(Bizim kitaplarımızda da benzer senaryolar var. Sıhhati üzerinde iyice düşünmek lazım.)
İsa Mesih’in gelmesinden önce Yahudiler Arz-ı Mev’ud’u ele geçirecek. Öyleyse bu süreci hızlandıralım.
‘Tanrı’yı kıyamete zorlayalım.
İsrail’i bunun için mi Ortadoğu’nun ortasına çaktılar?
İsrail bir an önce vaadedilmiş topraklara sahip olsun, arkasından İsa Mesih gelsin.
İnanılır gibi değil!
Eğer bu iş böyleyse, yani böyle inanıyor ve böyle inandıkları için dünyayı cehenneme çeviriyorlarsa, dünyadaki bütün komplo teorilerinden özür dilememiz lazım.
İnanılır gibi değil dedik ama, inanılıyor.
Zeytindağı’nda mezar yerleri 50-60 bin dolardan başlıyor. Yerine göre birkaç milyon dolara kadar çıkıyor.
Mesih, buradan Kudüs’e yürüyecekmiş.
Kıyamet yaklaştığında Mesih’le birlikte Kudüs’e yürüyebilmek için oraya gömülmek istiyorlar.
Yahudilerin inandığı kendi Mesihleri.
Hristiyanlar Mesih’in İsa Aleyhisselam olduğunu düşünüyor.
Düşünsenize, Mesih’in yanında yürüyebilmek için çocuk öldürüyorlar!
Nasıl bir Mesih’miş inandıkları? Çocuk katilleriyle yürüyecek?
Ali Köse’nin kitabına atıfta bulunmamın sebebi kitabın içinde görüp altını çizdiğim bir paragraf.
Sam Harris’in The End of Faith (İnancın Sonu) kitabından alınmış.
Bu paragraf yüzünden The End of Faith’in pdf’ini buldum epeyce de mütalaa ettim.
Harris anladığım kadarıyla dinlerin hiçbirinden hoşlanmıyor.
Ama bu paragrafta söyledikleri bana doğru geldi:
“ABD’nin Ortadoğu politikası yıllar yılı bir Yahudi devletinin geleceğinde bulunan çıkarları yönünde belirlendi. Hristiyanların İsrail’e desteği metafizik bir dini arsızlaşma örneğidir. Köktendinci Hristiyanların İsrail’e desteklemelerinin sebebi İsa’nın tekrar gelişinin ve ondan da öte Yahudilerin nihai olarak yıkılışının habercisi olduğuna inanmalarıdır. Eskatolajinin modern siyasete yaptığı bu gereksiz müdahaleler nedeniyle şu anda milyonlarca fanatik Hristiyan hayatlarını yalnızca kan ırmakları Kudüs’ten akmaya başladığında gerçekleşmiş olacak kehanetler içeren birtakım gelenekler çerçevesinde şekillendiriyor.”
