Kleptokrasi
Putin güçlü bir siyasi lider. Gorbaçov ve Yeltsin’in gevşettiği Rusya’yı 2000’lerin başından itibaren istediği şekle soktu.
İçeride tam bir otorite sağladı. Ülkeyi ‘kendi ülkesi’ haline getirdi.
Kendi ülkesi tabiri burada günlük dilde kullandığımızdan biraz farklı.
Sahipliği de içeriyor.
Dışarıda da Rusya’nın gücünü hissettirdi.
Kırım’ı ilhak etti. Ardından Ukrayna’ya saldırdı.
Ukrayna’da kendisine bağlı bir rejim kuracaktı.
Belki yine kuracak.
Ukrayna’ya verilen Batı desteğinin nasıl sonuçlanacağını henüz bilmiyoruz.
Yaptırımların Putin’in otoritesini ne kadar sarsacağını da henüz bilmiyoruz.
Putin’in Ukrayna’ya saldırısından hemen sonra bir kenarda atıl halde duran ‘kleptokrasi’ kelimesi birden tedavüle girdi.
Ne demek kleptokrasi?
İçinde ‘klepto’ kelimesi bulunan en yaygın terim ‘kleptomani.’
Ben de oradan başladım.
Malum, ‘kleptomani’ psikolojik bir rahatsızlık. Çalma isteği duyuyorsun. Çalınca rahatlıyorsun. Sonra çalma isteğin nüksediyor. Yine çalıyorsun. Böyle bir döngüye giriyorsun. Allah hepimizi korusun. Fakat hasta isterse tedaviyle şifa bulma ihtimali var.
Açık veya gizli bütün kleptomanyaklar şifa bulsa ne güzel olur.
Peki ‘kleptokrasi’ ne olabilir?
Bir bilinmeyenli denklem çözer gibi çözebilirsiniz.
‘Demokrasi’ halkın yönetmesi. Kleptomani’deki ‘klepto’ çalmak olduğuna göre ‘kleptokrasi’ de ‘çalma’ eyleminin faillerinin yönetmesi.
Aslında, kelime, durduğu yerde söylüyor anlamının ne olduğunu.
Hislerinizle biliyorsunuz. Ama bir de kitabi bir tarif göreyim istiyorsunuz.
Birkaç tarif buldum.
Tariflerde özetle, “Kleptokrasi, liderlerinin siyasi güçlerini halka ait serveti kendilerine mal etmek için kullandıkları yönetimdir. Kleptokrasilerde yolsuz politikacılar kendilerini kanun düzeninin dışındaki rüşvet, kayırma gibi yollarla ya da devlet fonlarını kendilerine veya yakınlarına yönlendirerek zenginleştirirler” diyorlar.
“Kleptokratik yöneticiler ülkenin hazinesini kişisel servet gibi görürler. Birçok kleptokratik yönetici kamuya ait paraları yabancı ülkelerdeki gizli banka hesaplarına transfer ederler” diye devam ediyorlar.
Peki Putin’in ‘kleptokrasi’si nasıl bir şey?
Journal of Democracy’de bir makale okudum. (The Rise of Kleptocracy: Power and Plunder in Russia. Kleptokrasinin yükselişi: Rusya’da İktidar ve Yağmacılık. Miriam Lanskoy, Dylan Myles-Primakof.)
“Vladimir Putin’in Rusya’sında kapalı bir finansal hareketlilik ve eski KGB subaylarının aynı ölçüde karanlık şebekesi kendine has bir yolsuzluk sisteminde bir araya geldiler. Bu sistem iki maksada hizmet ediyor. Tepedekiler kendilerini zenginleştirmeye odaklanıyor ama aynı zamanda yolsuzlukta ülke içindeki siyasi kontrolü güçlendirmenin ve gücü dışarıya yansıtmanın vasıtasını bulmuş oluyorlar.”
Primakof’un bir başka yazısında Rusya’daki en zengin yüzde 10’un Rusya’daki servetin yüzde 87’sine sahip olduğu, bu servetin önemli bir kısmının Rusya dışına çıkarıldığı belirtiliyor.
“Varlıklarını ülke dışına çıkaran bu süper zenginler servetlerinin kontrolünü ellerinde tutamıyorlar.”
“Rusya’daki mülkiyet hakları ve kanun düzeni oligarkların servet biriktirmeye devam etmelerini tamamen Putin rejimini desteklemelerine bağlıyor.”
“Putin’in görev süresi boyunca sadakatte kusur eden eski güçlü oligarklar siyasi gerekçeli suçlamalarla tutuklandılar ve devlet tarafından malvarlıklarına -siyasi duruşları daha düzgün olan diğer oligarklara dağıtılmak üzere- el konuldu.”
Şu halde oligarklar kendi başına değil. Kendileri de malları da Putin’e ait.
Oligarklar, mallarını mülkiyet haklarının ve hukuk düzeninin mevcut olduğunu düşündükleri ABD, İngiltere, İsviçre gibi ülkelere transfer etmeyi tercih ediyorlar.
Yani kleptokrasinin bir ayağı bu batılı ülkelerde.
Oligarklar mallarını transfer ettikleri ülkelerde olumlu bir imaj oluşturmak için öğrenim kurumlarına, müzelere destek veriyorlar, spor kulüplerine sponsor oluyorlar ya da satın alıyorlar.
Yaptırımlar havayı birdenbire değiştirdi.
Batılı ülkeler oligarkların mal varlıklarına el koymaya başladı.
Yine de okuduğum yazılarda kleptorkasinin batıdaki ayağının yaptırımlarda isteksiz davranacağına dair kuşkular var.
Yeni kendi yaptırımlarını delebilirler.