Kaz Dağları altından kıymetlidir

Bir öykü, nasıl ‘efsane’ olur? Nasıl yıllar boyunca dilden dile söylene söylene ölümsüzleşir?

Hepsi yalan, hepsi safsata, deyip geçebilir misiniz?

Amaaan! Birileri uydurmuştur, olur mu öyle şey?

Olur öyle şey.

Buraya ‘Hasan Boğuldu” diyorlar. Neden? Emine’nin sevdiği çocuk bu ırmakta boğulmuş efsaneye göre.

Emine, Hasan’a armağan ettiği çevreyi burada bulmuş.

Kendisini gölün yanı başındaki çınara asmış. Bu çınara da Emine Çınarı diyorlarmış.

Bir de Sarıkız var aynı dağlarda. İftiraya uğramış. Babası onu birkaç kazla dağa göndermiş. Bir gün merak etmiş kızını, dağa çıkmış. Sarıkız, babasına abdest alması için su vermiş. İhtiyar abdest alırken suyun tuzlu olduğunu fark etmiş.

Niye tuzlu?

“Denizden aldım” demiş Sarıkız.

Ve kara bulutlara karışarak kaybolmuş.

Sarıkız’ın kazları yüzünden bu dağın adı Kaz Dağı.

Tabii ki eski Yunan’dan kalma mitolojiyle harmanlanmış öyküler de var.

Hatta şunları yazarken bile kulağımda çınlayan Sutüven. Mustafa Seyit Sutüven’in Sutüven’i. “Bir kayadan duman duman/On yedi metre atlayan/Dağ kokusuyla yüklü su.” Çok yüksek değil. Ama zengin bir dağ.

Bugünlerde öğrendik ki, sadece efsaneleriyle, öyküleriyle, ormanlarıyla, sularıyla, bol oksijeniyle, vadileriyle, ırmaklarıyla zengin değil Kaz Dağları.

Kaz Dağları’nın üzerine yerleştiği 1,5 milyar yaşındaki kaya kütlesinde altın var.

Prof. Dr. Cenk Yaltırak bu cumartesi Kaz Dağları’nı anlatacağım deyince gittim Antik Kafe’ye.

Yaltırak’ın doçentlik tezi Kaz Dağları’nın jeolojik yapısı üzerine. Orada yıllarca çalışmış. “Her tarafını bilirim” diyor. Gerçekten, yerin altını da üstünü de biliyor.

Konuyu bir makalesinde kullandığı başlıkla özetliyor aslında.

Kazdağlarının boynundaki ip: Altın.

Anlattığına göre Biga Yarımadası’nın önemli bir bölümünü kaplayan Kaz Dağları’nda, toprağın altında binde 4 oranında altın madeni var. Altının tamamı çıkarılabilse 3,5 milyar dolar değerinde.

Bu altın siyanür kullanılarak topraktan ayrıştırılıyor.

Cenk Hoca, bu muhtemel gelirin yüzde 4’ünün Türkiye’ye ödeneceğini belirtiyor.

Kahvenin yardımcı moderatörü Mehmet Ali Verçin başka bir kaynaktan okumuş, Türkiye’ye ödenecek oranın yüzde 8 olduğunu söylüyor.

Aralarında ihtilaf çıkıyor.

Biz de Cenk Hoca’nın teziyle Verçin’in antitezini bir arada dinlemiş oluyoruz.

Özetle söylemem gerekirse, Mehmet Ali’nin ifadesine göre çıkarılacak altının değerinin yüzde 70’i kadar bir para maden çıkarmak için gerekli harcamalara gidiyor.

Nakliyesi, ayrıştırılması, madende çalışacak işçilerin parası, tabiatın restore edilmesi için yapılacak harcamalar Türkiye’nin kazanç hanesine yazılabilir.

Cenk Yaltırak bunların çok önemli olmadığı görüşünde.

Ona göre önemli olan, kaybedildiğinde bir daha geri getirilemeyecek olan, doğa.

Büyük bir su havzası Kaz Dağları.

Eğer bir kaza olur, siyanür toprağa karışırsa, Edremit’ten Gönen’e kadar geniş bir bölgenin suyu zehirlenebilir.

Burada madene izin verilirse emsal teşkil eder, bütün havza delik deşik olur.

Verçin de dersine iyi çalışmış. Kaybedilen tabiatın imar edilmesinin imkansız olmadığını daha önce bazı yerlerde bunun başarıldığını anlatıyor.

Moderatörümüz Alper Kanca hep birlikte Kaz Dağlarına gidip olayı yerinde incelemeyi önerdi.

Verçin, daha önce madencilik yapılıp da yeniden tabiata kazandırılan eski bir maden bölgesine de gitmemizi şart koştu.

O sıralarda, nedendir bilmem, başıma şiddetli bir ağrı girdi. Tartışmaya katılamadım. Tartışmayı izlemek de sanki başımdaki ağrıyı şiddetlendiriyordu.

Konuşmaların toplamına kendi hislerimi de katarak şöyle bir sonuca vardım.

Madenlerin memleket ekonomisine katılması lazım.

Bunun için en zararsız metotları tercih etmeliyiz.

Fakat, biz tabiata, insanlığa en zararsız yöntemi seçecek kabiliyette miyiz?

İnsanlarımız, bizi yönetenler, işadamlarımızın büyük ekseriyeti çok paragöz.

Kendi cebine girecek bir lira için memleketin on lira zarara girmesini umursamazlar.

Kaz Dağları’nın o bölgesindeki ağaçların ruhsat sahibi firma tarafından nasıl tıraş edildiğini bir videoda seyretmiştim.

Aman Allahım!

Sanki gür saçlı bir adamın kafasında permatikle derin ve geniş yollar açmışlar. Böyle bir tabiat katliamı yapılamaz.

Yapmışlar!

Cenkle Mehmet Ali’nin arasında kaldım.

Buna rağmen şunda karar kıldım.

Şiiriyle, efsaneleriyle, tabiatıyla Kaz Dağları, oradan çıkarılacak altından çok daha kıymetlidir.

Manen de kıymetlidir, madden de kıymetlidir.

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum