İstanbul’da safari!

İstanbul’un orta yeri. Mutena bir semtte, Levent’te, plazaların, rezidansların büyük otellerin, kapılarında koca koja jeep’lerin abuk sabuk otomobillerin park edildiği lüks meskenlerin arasında.

Sonbaharda güzeldir oralar. Gerçi Ekim ayı başları İstanbul’da tam sonbahar sayılmaz. Yapraklar tek tük düşüyor. Havalar sıcak.

Burada, hangi binada, kimin konutunda adam öldürmek istersiniz?

Bazı yabanıl ortamlarda devlet senden para alır verdiğin paraya mukabil bir ceylanı, bir yaban keçisini, bir sülünü avlayabilirsin.

Sonra da yiyebilirsin.

Afrika’da aslan öldürülen av turları daha pahalı. 70 bin dolara öldürüyormuşsun aslanı.

Kaçabilen bir aslanı veya kaplanı öldürmek riskli, ayrıca garantili de değil. Hatta kazayla sen de ölebilirsin.

Yarı uyuşturulmuş avlanması kolay aslanları av meraklılarına servis ediyorlarmış. Öldürme garantili ve ucuza.

Olsun. Yeter ki sonunda elinde tüfek, bir ayağını aslanın şişmeye başlayan karnına koyarak mağrurane poz verebil.

İzinsiz avlanırsan cezasını ödersin.

Ya da rüşvetle halledersin, Afrika’da rüşvet alacak adam bulmaktan kolay ne var?

Türkiye’de?

Türkiye’de fetvasını bile çıkardılar. Daha doğrusu az kaldı, çıkaracak kıvama geldiler.

Hayvan öldürmenin rüşveti ne kadar pahalı olabilir?

Paran yoksa bütün rüşvetler, bütün cezalar pahalı.

Bir köylü ayı öldürdüğünü anlattı bana, kovanlarına dadanmış. “Ayıyı öldürdüğüm yere gömdüm” dedi, “Yakalarlarsa cezası çok.”

Levent’te, plazaların arasında, lüks bir villada bir adamı boğarak, keserek, doğrayarak, derisini yüzerek öldürmenin parası ne kadar tutar acaba?

Adam kim?

“Adam kim” diye bir soru varsa, bu şekil bir cinayetin de mümkünü var demektir.

Adam, aslında mutedil biri. İtibarlı bir gazeteci. Hafif muhalif. Cemal Kaşıkçı.

Fakat sultanlar, adları batasıcalar, muhalefetin hafifini de sevmiyorlar.

Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ın koruması Abdülaziz Mutreb ve adli tıp uzmanı Salah Tubaigy Suudi Arabistan’dan gelen 15 kişilik timin önemli isimleri.

Parçalama işlerini Tubaigy yapıyor. “İlk kez yerde kesiyorum” diyor.

Neyi ilk kez yerde kesiyor?

Bir insanı. Bu defa Cemal Kaşıkçı’yı.

Neyle kesiyor?

Elektrikli testereyle.

Nerede?

İstanbul’da, Levent’te, Suudi Arabistan Konsolosluğunda.

Sonra ne yaptılar?

Poşetlere doldurdular. Belki yaktılar, belki asit kuyusunda erittiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan son derece açık ve sert ifadeler kullanıyordu vahşi cinayet hakkında.

“Bu cinayetin aydınlatılıp aydınlatılmaması çocuklarımızın nasıl bir dünyada yaşayacağını belirleyecektir.”

Laf güzel görünüyor.

Trump da oldukça sertti. Bağırıp çağırmıştı.

Fakat paranın yumuşatmadığı kimse yok.

Trump mum gibi oldu. Sevdi Muhammed Bin Selman’ı.

Prof. Dr. Yasin Aktay Kaşıkçı’nın arkadaşıymış. İlk günler çok etkilenmişti.

Eminim, şu anda da sarsılmıştır.

Şu anda. Yani, Kaşıkçı cinayetinin sanıklarının yargılanması işinin kaşıkçı cinayetinin sanıklarının uhdesine verildiği şu günlerde.

Artık bir kere daha biliyoruz.

Paranın yüzü adaletin yüzünden sevimlidir.

Yeteri kadar paran ve gücün varsa İstanbul’un ortasında adam doğrayabilirsin. Başka bir şehrin ortasında da doğrayabilirsin.

Sonra parasını ödersin.

Yeryüzünde en büyük adilikleri, cinayetleri, pislikleri işleyecek insan sıkıntısı hiçbir zaman çekilmez.

Biz veya başka bir kimse, adalet istemiyoruz. Hele de adalet keyfimizi kaçıracaksa.

Biz veya başka bir kimse, zalim olmaya hazırız.

Zulme razıyız, hele zulme razı olmak bize menfaat sağlayacaksa.

Dünya beşten büyük olmuş, Türkiye birden küçük olmuş fazla bir şey değişmez.

Hiçbirimiz adil değiliz.

Hiçbiriniz adil değilsiniz.

Bu dediklerimin yanlış olmasını temenni ederdim ama maalesef hepsi doğru.

YORUMLAR (26)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
26 Yorum