İmamoğlu’nu ekarte etmek

İleride doğabilecek siyasi riskleri sezip o riskleri önleyecek tedbirleri almakta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üstüne yoktur.

Bir risk veya muhtemel bir tehdit oluşturuyor muydu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu?

Kendi partisinin bir kanadı İmamoğlu’nu yıpratmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor. Muhtemelen Kılıçdaroğlu’nun 6’lı Masa’nın ortak adayı olmasını istedikleri için.

Bu duruma bakarak, İmamoğlu’nun evvela kendi mahallesinde risk oluşturduğunu düşünebilir miyiz?

Nasıl bir risk?

“Seçilecek aday” etiketiyle CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun önüne geçme ihtimalinin oluşturduğu risk.

Belki şöyle bir cümle kurmak gerekiyor. CHP mahallesi açısından.

Risk olarak görmek isteyenler için risk, imkân olarak görmek isteyenler için imkân.

İktidar tarafında durum ne merkezde?

İktidar tarafı da arızalanıp yolda kalan belediye otobüsleri dahil her vesileyi İmamoğlu’nu yıpratmak için kullanıyor.

İmamoğlu da bilhassa afet günlerinde tatilde yakalanarak muarızlarına malzeme sağlıyor.

Buna rağmen iktidar açısından bir risk mi İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması?

Yargı vasıtasıyla İmamoğlu’nun siyasi yasaklı hale getirilmesine bakarsanız risk.

“Ne alakası var? Yargı yaptı, biz yapmadık” diyenler olur tabii.

İyi de ‘ahmak’ davasına bakan hâkim niçin yargıdaki atama teamüllerine aykırı olarak, süresi dolmadan ta Samsun’a gönderildi?

Yerine camiaya yakın olduğu söylenen başka bir hâkim atandı?

Tesadüfen mi?

Neden İmamoğlu’na verilen cezayı hukukçular adil bulmuyor?

Mesela, uzun süre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatlığını yapan Faik Işık dahi neden “Ahmak sözü çirkin bir sözdür. Ancak ülkemiz siyasetinde iktidar ve muhalefet her gün defalarca karşılıklı benzer sözleri kullanmaktadır. Ahmak sözünden dolayı kim 2 yıl 7 ay ceza almıştır?” diye tivit atıyor? “Karşılıklı olması halinde TCK 129. Maddesi bu tür sözlere ceza verilmesine engeldir” diyor?

İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığı iktidar tarafından neden risk olarak görülüyor?

Şundan olabilir.

İmamoğlu ‘tipik’ bir CHP’li değil. Evet, CHP’nin eski ilçe başkanı, eski ilçe belediye başkanı ve İBB’ye de CHP adayı olarak seçildi.

Ancak siyaset yapma tarzı Türkiye ortalamasına hitap ediyor.

Caminin önünden geçmekten, bazen içine girmekten çekinmiyor mesela.

Heceleye heceleye Kur’an da okuyabiliyor. (Bunu o günlerde eleştirmiştim. Yine eleştiriyorum. Hangi partiden olursa olsun siyasetçinin cemiyet içinde ekranlara Kur’an okuması bir fazilet göstergesi değildir. Ne yazık ki bu eylemin siyasette karşılığı var. Eylemin siyasette karşılığı olması cemiyet açısından bir kalite göstergesi değil tabii ki…)

Polemikten kaçmıyor. Misliyle mukabele etme kabiliyetine sahip.

Siyasi refleksleri de iyi. Kararın akabinde insanları Saraçhane Meydanı’na toplaması bunun bir göstergesi.

Karadenizli olması da bir avantaj sayılır. Karadeniz’den, başka CHP’lilere nispetle daha fazla oy alma ihtimali var.

Yine Karadenizli olduğu için HDP’yle ilgili ithamlar istenilen yankıyı sağlamıyor.

Birileri buna benzer özellikleri tadat edip İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olması halinde kazanma ihtimali olduğu dolayısıyla risk oluşturduğu, dolayısıyla ekarte edilmesi gerektiği kanaatine varmış olabilir.

Öte yandan siyasette bir ‘mağduriyet’ piyasası olduğu da bir gerçek.

Vatandaş gadre uğradığını düşündüğü siyasetçiye daha çok destek vermeye meyyal.

Daha önce buna rastladık. En son İmamoğlu’nun 13 bin farkla kazandığı belediye seçiminin iptal edilmesi üzerine fark 800 küsur bine çıktığında rastladık.

Eğer öyleyse yargıyı iktidar etkilemiş olamaz mı dememiz gerekiyor?

Gerekmiyor.

En azından iktidar tarafının mahkumiyeti vakayi adiye olarak gösterme çabası buna engel.

Ayrıca karar kesinleşirse İmamoğlu yani bu vakanın mağduru Cumhurbaşkanı adayı olamıyor.

Yani ‘mağdur’ en azından önümüzdeki seçimde bu mağduriyetten doğrudan istifade etme imkanına sahip değil.

Belki mağdur kimin yanındaysa o biraz faydalanabilir.

Kararın arkasındaki muharrikin Cumhurbaşkanlığı seçimindeki risk algısıyla sınırlı olduğunu düşünmek zorunda değiliz.

İBB’yi CHP’nin elinden almak da mutlaka önemli bir ‘kazanım’ sayılıyordur.

Madalyonun bir yüzünde görebildiklerim bunlar.

Bir de muhalefet piyasası var. CHP, İyi Parti, 6’lı Masa bileşenleri…

Kararın o tarafta sebep olduğu karmaşık duygulara bir sonraki yazıda bakalım.

YORUMLAR (53)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
53 Yorum