İki tarafın da ağzına biber
İBB Başkanı İmamoğlu 6-7 ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde muhalefetin aday adayı adaylarından biri.
Aday adayı adayı ne demek?
Henüz aday değil. Henüz ilan edilmiş aday adaylığı da söz konusu değil.
İsmi müzakere için 6’lı masaya getirildiğinde aday adayı olacak.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını önce az bir farkla sonra kazandığı seçim (içinde “Bir şey olmadıysa bile bir şey oldu” gibi tarihe geçen absürtlükler barındırsa da) büyük bir siyasi kampanyanın gölgesinde YSK’nın aldığı iptal kararının ardından takribi 800 bin oy farkla kazandı.
Karşısında eski Başbakan Binali Yıldırım gibi ağır bir top vardı. Memleketin dört bir yanını asfalt ağlarla örmüş ve bakanlıktan başbakanlığa ve meclis başkanlığına kadar türlü yüksek mevkilerde bulunmuş icraatçı bir siyasetçi.
Yıldırım’ı yendi.
Seçildiği seçim iptal edilip tekrarını da kazanınca siyasetin kompetanları onu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da yenmiş saydılar.
Seçim kampanyaları sırasında görüldü ki değişik siyasi şartlara intibak kabiliyeti oldukça yüksek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a uyum sağlayarak Eyüp Sultan’da Kur’an-ı Kerim dahi tilavet etti.
Okuyuşu tabii ki Erdoğan’ınki kadar düzgün, talimli değildi.
Gelenekte denilir ki Kur’an’ı zorlanarak, heceleyerek yüzünden okumanın ecri ezbere okumaktan ziyadedir. Çünkü yüzünden okurken daha çok zahmet çekersin.
Gerçi siyasi okumalardan bir ecir hasıl olmayacağına dair kuvvetlice bir görüş de var.
Ya da menfi bir ecir hasıl olacağına dair.
Bu dediğim ahiret için geçerli. Dünyada ecrini alan alıyor tabii…
Polemiğe girmekten çekinmiyor ve polemiklerde oldukça atak.
Enerjisi yüksek.
Yaşı da rakiplerine nispetle genç.
İmamoğlu’nun ciddi bir aday olabileceğini düşündüren vasıfları bunlarla sınırlı değil.
Tipik bir CHP’li olmadığı için CHP’li olmayan vatandaşlardan da oy alma ihtimali var.
İstanbul’da seçimi kazanırken aldığı oyun önemli bir kısmı CHP dışındandı.
Konuştuğu dil Karadenizlilere yabancı gelmiyor.
Yani Karadeniz’de de muhtemel bir CHP’li adaydan daha fazla oy alabilir.
Bunlara ilaveten muhalif Kürt seçmenlerle de arası iyi sayılır.
Eksileri de var elbette.
Yağışlı veya afetli günlerde tatilde yakalanma itiyadının kendisini hayli yıprattığını söyleyebiliriz.
Merkezi idarenin ya da İBB içi muhalefetin kendisini kısıtladığını söylemesi bir ölçüde anlaşılabilir.
Ancak bu tamamen kendi mamulü, başkasını suçlayamaz.
CHP içinde de etkili muarızları olduğu anlaşılıyor.
Trabzon ve Rize’de yaptığı mitinglere iktidardan değil kendi partisinden eleştiri gelmesi bunun açık bir göstergesi.
Hepsi alt alta toplandığında eksiklerine rağmen çekinilecek bir aday olabileceği sonucuna varılabilir.
Cumhurbaşkanlığı seçimine 6-7 ay kala bir hakaret davası sebebiyle siyasi yasaklı olma ihtilalinin gündeme gelmesi İmamoğlu hikayesinin cazibesini arttırıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın okuduğu şiir yüzünden hapse atılması vatandaşın hatırına gelir mi? İki olayı birbirine benzetenler olur mu?
İnsanların zihinlerini kontrol altında tutmak zordur, olabilir.
Kısaca, İçişleri bakanı Soylu İmamoğlu için ‘ahmak’ tabirini kullanmış.
İmamoğlu da uzunca bir cümleyi “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” diye bitirmiş.
İki ‘ahmak’ kelimesinin özgül ağırlıkları farklı olmalı ki İmamoğlu aleyhine YSK üyelerine hakaretten dava açılmış.
İmamoğlu Soylu’ya mukabele ettiğini, YSK’yı kastetmediğini söylüyor.
Davaya bakan hâkim Hüseyin Zengin Haziran’da, -İstanbul’a geleli bir yıl olmasına rağmen- Samsun’a tayin edilmiş. Çok erken bir tayin.
Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu’nun yazısına göre Hüseyin Zengin’e İmamoğlu’na 2 yıldan fazla süreli bir ceza vererek siyasi yasaklı hale gelmesini sağlaması telkin edilmiş.
Şimdi, davanın yeni hâkimi İmamoğlu için beraat kararı verse bile hikâye zenginleşmiş oldu.
Belki de muhakeme süreci uzar. Dava adayların belirleneceği günlere kadar Demokles’in kılıcı gibi İmamoğlu’nun tepesinde tutulur.
Ya da itiraz süreçleri dahil, hızla bitirilir.
Artık menzil-i maksud hangisi ise.
‘Ahmak’ gerçekten kaba bir tabir. Siyasiler kullanmasa daha iyi.
Ceza sistemimiz tabiri kullanan iki tarafın da ağzına biber sürmek şeklinde bir yaptırım uygulamaya müsait mi bilmiyorum.