Filistinlilerin terazisi palavrayı tartmıyor
Artık protesto bile etmiyoruz, zaten fazla da etmemiştik.
‘Medeniyetsiz’ batılılar bile bizden daha vicdanlı çıkmış, New york’un, Londra’nın, Berlin’in, Madrid’in, Paris’in sokaklarını hıncahınç doldurmuştu.
Üstelik oralarda rejimlerin çoğu İsrail taraftarı. Yani sokağa çıkıp protesto ettin mi işinden gücünden oluyorsun.
Kaç ay oldu? 115 gün. Bu hafta 4. Aya gireceğiz. 24 bin 422 Filistinli öldürülmüş. 65 binden fazla Filistinli yaralı.
En az 11 bini çocuk. En az 7500’ü kadın.
Dışarıdan bakanlar, seyirciler kanıksayabilir. Sıkılabilir.
İçeridekiler kanıksayamaz, alışamaz.
Cehennem gibi, Gazze’nin içi. Cehennem’e alışılamaz.
Her dakika kafanda bombalar patlıyor.
Her dakika yanında, yörende insanlar ölüyor; eğer ölen sen değilsen.
Enkaz altındaki oğlunun, kızının, kardeşinin, ya da annenin, babanın parçalarını topluyorsun. Eğer bir bomba da senin başına düşmezse.
Gördünüz mü toprağa bıraktığı bebeğini kefeninden öpe öpe uğurlayan Filistinli anneyi?
Cehenneme itiyat kesp edilemez.
‘Başkasının ölümü’ne alışırsın.
Mandela’nın memleketi Güney Afrika elini taşın altına koydu, İsrail’i mahkemeye verdi.
Biz mahkemeye vermeye mezun olduğumuz halde veremedik. Yetkililerimiz de çıkıp şu sebepten veremedik bile diyemedi. Varsa yoksa hamaset, bir de tuhaf, aslı astarı olmayan rol çalma teşebbüsleri.
Mahkeme çok yavaş. Soykırıma hükmetmesi, eğer hükmederse birkaç yıla baliğ olabilirmiş.
Verir mi İsrail aleyhine soykırım kararı?
Henüz öyle bir alamet yok.
Ama iki hafta içinde tedbir kararı alması, İsrail’in soykırımdan yargılanacağının sinyalini vermesi, Güney Afrika’nın soykırım iddialarını ‘makul’ bulduğunu açıklaması ümit vericiydi.
Mahkemenin talep ettiği tedbirler arasında acil bir ‘ateşkes’ yok.
Ne var?
“İsrail’in Soykırım Sözleşmesi’nin 2. maddesinde tanımlanan fiillerin işlenmemesi için elinden gelen ve İsrail ordusunun aynı maddedeki fiilleri işlemesini engelleyecek önlemleri ivedilikle alması” var.
Tamam, İsrail de böyle bir karar bekliyordu, hemen önlem alır!
Keza, “İsrail’in Gazze’deki Filistinlilere yönelik soykırım çağrısı yapanları önlemek, engellemek ve cezalandırmak için gereken tüm adımları atması” var.
“Gazze’deki Filistinlilerin karşılaştığı olumsuz yaşam koşullarını ortadan kaldırmak için ihtiyaç duyulan temel hizmetlere ve insani yardımın sağlanmasını mümkün kılan acil ve etkili önlemleri alması” var.
Şu tedbirler ilginç.
Mahkeme İsrail’den “Gazze’deki Filistinlilere karşı Soykırım Sözleşmesi’nin ihlalini gösteren delillerin yok edilmesini önlemek ve korunmasını sağlamak için etkili tedbirler almasını” istiyor.
Ayrıca, “Kararın yürürlüğe girmesinden itibaren bir ay içinde, alınan tüm tedbirler hakkında Mahkeme’ye bir rapor sunmasına” hükmediyor.
Yani İsrail soykırım delillerinin yok edilmesini önleyecek ve bir ay içinde de mahkemeye soykırımı önlemek için ne tedbirler aldığını anlatan bir rapor sunacak.
El-Cezire Uluslararası Adalet Divanı’nın tedbir kararlarını Deyr el-Baleh’teki Aksa Şehitler Hastanesinin çevresinde çadırlarda yaşayan Gazzelilerle konuşmuş.
54 yaşındaki 6 çocuk babası Ahmed el-Neffer “Uluslararası topluma güvenmiyorum. Gerçi mahkemenin ateşkes isteyeceğine dair küçük bir umudum vardı. Ama mahkeme başaramadı. Ne yazık ki herkes bizim yok edilişimizi seyrediyor” diyor.
5 çocuk babası Muhammed el-Minavi “İyimser değilim, kimse İsrail’i durduramaz” diyor. Güney Afrika’ya teşekkür ediyor ve devam ediyor: “Diğer ülkeler sessiz kalırsa Güney Afrika’nın çabası yeterli olmaz.”
35 yaşındaki 5 çocuk annesi Tahrir Şeyh Halil de “Bütün dünya bizim imha edilişimizi onaylıyor, her şeyin özeti bu” diye konuşuyor.
Filistinliler, dünyada ‘reelpolitik’in acımasız ve yalancı karakterine en uzun süre maruz kalan tecrübeli bir ulus.
Terazileri palavraları, lüzumsuz hamasetleri tartmıyor.
Dolayısıyla her şeyin farkındalar.