‘Ey Allahum habu suyu içsem içerim!’
Bugün hem Ramazan hem Pazar. Sakin olalım. Hafif bir iftar mönüsü düşünelim. Siyaseti garnitür gibi kullanalım. Tabağın kenarına, yeşillik.
Ramazan gelince sayısız hatıranın, sayısız fıkranın, şiirin, hikâyenin yanı sıra şu türkü de aklıma gelir.
“Oy Trabzan Trabzan/İçi kalaylı kazan/Sevdali günlerume/Geldi çatti Remezan.”
Çokları ‘Efkarli günlerime’ diye söylüyor. Benim ilk işittiğim ‘sevdali.’
Eskiden, Yağmurdan sonra güneş vurduğu zaman Trabzon’un içi parıl parıl parlarmış. ‘Kalaylı kazan’ bu parlaklıktan. Şimdi o kadar parlak değil. Tanjant yolu insicamı bozuyor, yamuldu şehir. Bir de bütün Karadeniz’de, denizin kenarında tepe, tepenin tepesinde hayvan gibi apartman, apartmanın tepesinde bulut.
Bir letaif mecmuasında görmüştüm. Kadın kocasını boşamak istiyor. Neden?
Kocası her gece altına işiyor.
Makul gerekçe. Kadı’ya müracaat ediyor. Kadı efendi kadını dinliyor. Kadın haklı. Bir de kocayı dinleyelim.
“Kadı hazretleri, ben her gece rüyamda bir göl görüyorum. Gölün ortasında yüksek bir dağ, dağın üstünde bir deve, devenin üstünde ben.”
“Deve, su içmek için göle doğru eğiliyor, eğiliyor, eğiliyor… Tam o sırada ben altıma işiyorum.”
Kadı efendi “Adam haklı” diyor, “Böyle bir durumda kim olsa işer.” Boşamıyor karı-kocayı.
Trabzon’da denizin kıyısında yüksek bir tepe, tepenin üstünde yüksek bir apartman gördüğüm zaman neredeyse iki yüz yıllık bir kitaptan okuduğum bu latifeyi hatırlarım.
Bizim, saçma sapan, medeniyetsiz, terbiyesiz, arsız şehirciliğimiz.
(Mecmuadaki bugünün ölçülerine göre de komik olan iki latifeden biri buydu. Hatırıma gelmişken ötekini de anlatayım.
Adam, biraz palavracı. Bir Paris lafı duysa başlıyor sallamaya. “Bendeniz Paris’te bulunmuştum. Sen’in üstünde akşam sefaları harikuladedir.”
Roma’da bulundunuz mu? Bittabi! Londra? Vapurla gittim. Bağdat? Şimendiferle. Şam? O hoo! Kaç defa…
“Efendim zatıalileri çok seyahat etmişsiniz. Coğrafyayı da her halde iyi bilirsiniz.”
“Coğrafya’nın yakınından geçtim. İçine girmedim.”
Ne kadar sakin, ağırbaşlı nükteler.
‘İçi kalaylı kazan’ı anladık. Sevdali günlerune/Remezan gelip çatınca ne oluyor?
Kapıda bacada sevdanla buluşacaksın. Oruçlu oruçlu yaramazlık etmeyeceksin.
‘Remezan’ mühim. Hatırını sayacaksın.
Şu hikâyeyi babacığım anlatırdı. ‘Hatırını saymak’ deyince hatırıma geldi. İşitmeyenler için anlatayım.
Tonyalı, Karakısrak’tan odun etmiş geliyor. Mevsim yaz. Hava sıcak. İki büklüm, yürü yürü yürü yürü…
Terden suya karışmış.
Bir su başında yükü sırtından atıyor.
İnsanın kemiğini uyuşturur, öyle soğuk sular. Yüzünü o suyla haşır huşur yıkıyor.
İçesi var. Avuçlarını suyla dolduruyor.
“Ey Allahum!”
Allahu Te’ala’ya bu kadar yakın hitap tarzına başka yerde fazla rastlamazsınız.
“Ey Allahum. Habu suyu içsem icerum. Senun haturun icun içmeyirum oni. Yarun ahirette habu iyiluğumi unutma.”
Allah’a iyilik ettiğini düşünüyor ettiği iyiliği Allah’ın unutmamasını istiyor.
Ukalalık mı? Cüret mi?
Hiçbiri değil.
İçtenlik.
Bir ekran mollasının, bir twitter allamesinin, tatlı su profesörünün, arkasını sağlama almaya özen göstererek, kafasıyla arkasını teraziye getirerek kestiği ahkamın yanına bile konulamayacak kadar temiz.
Oruçlu ağızla zulmetmek, oruçsuz ağızla zulmetmek.
Oruçlu ağızla haram yemek oruçsuz ağızla haram yemek.
Hangisi daha çirkin?
Seçmek zorunda değiliz. İkisi de çirkin.
Orucu bozar mı haram yemek?
İnsanlar çeşit çeşit. Bazılarının orucunu helal yemek bozar, bazılarının orucunu haram yemek.
Siyaseti Allah’a şerik koşmak doğru mu yanlış mı?
Nasıl oluyor siyaseti Allah’a şerik koşmak?
Çirkin bir işi (çirkin iş: salih amelin zıttı) siyaset icabı yapmak.
Siyaset icabı faziletli bir insana küfretmek, iffetli bir kadına iftira atmak. Siyaset icabı kitapta yeri olmayan fetvalar vermek.
El-cevap: Biz yaparsak bir şey lazım gelmez!
Bu yaptıklarından sevap ummak.
Kim verecek sevabı? Rabbülalemin mi?
Hayır. Herkesin kendi reisi!
Bir soru daha: Üç bin üç yüz liralık iftar mönüsünün sevabını ahirette alır mıyım?
(Eşofmanlı Şevket Hoca’ya sorulan sorulara benzedi. Berabereyken gol yersem beraberlik bozulur mu hocaaam!)
Alırsın.
Eğer ruz-i cezada makbuzunu ibraz edebilirsen!